Yeni kabine açıklanırken düşüncelerimiz

Ahmet Tâlib ÇELEN

Cumhurbaşkanımız yeni bakanlar kurulunu îlân etti. Vatanımıza, milletimize ve bütün ümmete hayırlı olsun.

Yeni bakanlar umûmî bir müspet duyguyla karşılandı. Yeni ve genç isimler bir ümit havâsı estirdi milletimiz üzerinde. İnşâallah beklendiği gibi olur. 

Milletimizin ve ümmetin bekâsını dert edinenlerin gözü iki bakanlıktaydı: Âile ve sosyal hizmetler bakanlığı ve elbette millî eğitim bakanlığı… Bu iki bakanlık da milletimizin gerçek bekâsı ile en alâkalı bakanlıklar. Âile ve eğitim (maârif) ta baştan var olma mücâdelemizin temelidir ama bilhassa teknolojik gelişmelerin zirve yaptığı son zamanlarda, gençliği dijital şeytan imparatorluğunun şekillendirdiği bu çağda tehlikenin büyüklüğü nispetinde ehemmiyeti de artmıştır âile ve eğitimin. Bu yüzden bakanlar kurulu açıklanırken yüreğimiz ağzımızdaydı. Bakalım yine âilenin mânâsından habersiz bir âile bakanı, milletimizin bekâsı demek olan kök değerlerimize nötr bir millî eğitim bakanı ile mi karşı karşıya kalacaktık. 

Çok şükür bu iki bakanlığın da başına gelen kişiler ilk anda bir iyimserlik duygusu uyandırdılar. İnşâallah iki isim de milletin bekâ meselesine ilâç olacak icrâatlara imzâ atarlar. Son zamanlarda iki sâhada da millet olarak çok darbe yedik. Âcil tedbîrler gerekiyor. 

Eğitim sistemimiz yüz yıldır eline geçirdiği nesilleri materyalist-pozitivist bir çarka tâbî tutuyor, milletin varlığına kezzap döküyor âdetâ. Bugün iyi kötü bir millet varlığımız varsa ya eğitim çarkına hiç girmemişler veya girip de âilelerin, millet içinde dertli insanların ve iyi fikir adamı, yazar ve âlimlerin gayreti netîcesinde eğitime yedirmediğimiz insanlar sâyesindedir. Cumhurbaşkanımız dindar nesil yetiştirmek gibi güzel hedefleri dillendirmesine rağmen yine onun ifâdesiyle bu mevzûda bir türlü gerçek bir başarıya ulaşabilmiş de değiliz. Cumhurbaşkanımızın işâreti istikâmetinde bazı çalışmalar yapılır gibi gösterildi ama netîce maalesef sıfıra yakın. Bir çocuk eğitim sistemi içinde ne kadar fazla kalırsa millî-mânevî değerlerinden o kadar uzaklaşıyor. Eğitim basamakları yükseldikçe nesiller âhiretsizleşiyor, dünyevîleşiyor, materyalistleşiyor, solculaşıyor, Kemalistleşiyor. Sonunda kendi elimizle yeni nesilleri kendi milletine düşman hâle getiriyoruz. Bu böyle gidemez. Bu gidişâtın bir yerinden kırılması gerekiyor. Bunun için eciş bücüş yenilikler yetmez. Bir zihniyet devrimi gerekir eğitim hayâtında. Millî ve İslâmî bir temel zihniyete kavuşmalıdır artık eğitim. Aksi takdîrde millet olarak varlığımız tehlikededir, biline. 

Bu yazı toplam 151 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim