Yine Şehir Araştırmaları

M. Ali ABAKAY

Hayata dair yazılanları okuduğumuz zaman karşılaştığımız kimi zorluklar vardır, yaşama dair. Yaşantının şekillenmesinde önemli bir yeri olan, hayatın, düşüncenin, duygunun, inancın şekillendirdiği merkezde “Şehir”, su, hava, ateş, toprak misali olmazsa olmazlardandır, medeniyetin tescilidir, adeta.

Her ilde en az bir üniversitenin bulunduğunu, bazı illerde birçok devlet üniversitesi yanında vakıf veya özel üniversite açıldığını bilmeyenimiz yok. Bu üniversiteler yanında değişik amaçlı enstitüler, araştırma merkezleri önemsenmeli.

Bizim idealimizde olan, daima söz konusu ettiğimiz Şehirlerle ilgili, nerede bir üniversite varsa orada bir “Şehir Araştırmaları Merkezi”  kurulmasına dayalı teklifimiz, daima tazeliğini, sıcaklığını koruyan, her zaman canlılığa sahip özelliklere sahipken, bu teklifimize dair bir cevap alamayışımız karşısında suçlayacak kimseler yok, aslında.

Birbirini anlayamayan, anlaşılmadığımız ortamda ne dediğimizi bilmekten uzak, işin içinde bir maddî beklenti olmadığı için sahipsiz kalan teklifimiz, ileride ete-kemiğe büründüğü vakit, üniversiteler beraberinde özel kimi kurumlarla kuruluşların ihtiyaca binaen şehre önem vereceklerini biliyoruz.

Uğradığımız bir üniversitede, belirttiğimiz hususta bir merkezin açılmasına dair düşüncelerimizi belirtirken, yetkilinin anladığı tek şey kütüphane olmuştur. Zaten her üniversitenin kendisine mahsus bölümlerine göre kütüphaneleri söz konusu.

Yetkilinin anlayabildiği husus, bir şehre dair yayınlanan kitapların bir arada bulunması oldu, ilkin. “Biz, şehrimize gereken önemi veriyoruz, vermekteyiz. Şehrimizle ilgili yayınlanmış kitapları bir araya getirmeye çalıştık. Sanırım elliyi aşan kaynak temin edilmiş.” Diyen etkiliye, “Sadece bu şehirli olan bir yazarın elliyi aşkın eseri bulunmaktadır. Sizin elli-altmış eser temin etmeniz, herkesin kitaplığında olan eser sayısının yanında kemâl seviyesinde değil.” Cevabımız, anlaşılan akademik unvana sahip zata karşı, hoş izlenim oluşturmadı:

-Mimarî alanda yazılmış onlarca kaynak eser, yanında mimarî eksenli dergiler, gazetelerde kalmış makaleler, şehrin mimarî dokusunu dünden bu güne yansıtan fotoğraflar, bu şehirle ilgili hazırlanan belgeseller, yazılan tezler, çekimi yapılmış kimi sinema filmlerinden alınacak kareler düşünüldüğünde bir şehrin mimarî alanda başvurulacağı sadece bir bölüm.

Öğrenciler, araştırmacılar, akademisyenler mimarî alanda istedikleri zaman bu bölümden faydalanabilir. Bu eserlere ek olarak, yazılmış seyahatnameler, şiirde, romanda, hikâyede geçen mimarî unsurlar, yazarların makalelerinde unutulmuş mimarî değiniler, oldukça önemlidir.

Bir şehrin tarihî yapılarının belirlenmesi, envanterinin çıkarılması, SİT Alanı’nın belirlenmesi, yeni yapılaşmada dikkât edilecek hususlar, tarihî yapıların tescillenmesi, mevcut yapıların restorasyon çalışmaları olmak üzere hayatın her döneminde önemli olan şehrin nazım plânın ortaya çıkarılması olmak üzere, merkezin sadece bu bölümü, akademik faaliyetler için bir hazinedir.

Siz, yabancı kaynakları, başka şehirlerin monografilerini, haklarında yazılmış eserleri mimarî açıdan toplarsanız, merkezin bu bölümü, şehrin mimarîsi yanında yapı mühendislik alanında çalışanlar yanında arkeoloji, sanat tarihi, güzel sanatlar, tarih olmak üzere birçok bilim alanında çalışana da hitap eder.”

Açıklamalarımız mimarî üzerinde devam ederken muhattabımızın bakışını düşündük. Kendisini ikna etmeye yönelik açıklamalarımızın tesirini merak ettik:

-Bu hususta değil, tarih, kültür, sanat alanı olmak üzere şehrin tanınması ve tanıtılmasına yönelik her alana dair çalışmalarda katkı sunmamız mümkündür. Bu şehirde yapıların mimarlarına, yapılar üzerindeki kitabelerin tercümelerine, köprülerin, hanların, hamamların, camilerin, kiliselerin olmak üzere çeşitli yelpazede mevcut mimarî hususiyetleri ele alan değişik dosyaların hazırlandığı merkezde yeter ki destek sunulsun. Amacımız bir şehri derli-toplu biçimde merkez çatısı etrafında dünü bügüne taşımak, bu günü yarına miras bırakmadır. 

Muhattabım, üniversitede kültür ve sanat etkinliklerinin yapıldığını, müzik-halkoyunları-tiyatro çalışmalarının kulüplerce devam ettirildiğini, yeterli oranda bu etkinliklerden memnuniyet duyduklarını söyledi.

 

Kendisine tarihe, arkeolojiye, sanat tarihçiliğine, coğrafyaya, edebiyata, felsefeye, sosyolojiye, mantıka, musıkîye, şiire, hikâyeye, romana dair düşüncelerimizi açıklamamızın gereksizliğine karar verdik.

Yazdığımız bir şeylerin olup olmadığını sorunca, yayınlanmış kitaplarımızı önceden gönderdiğimizi belirtik. Masasına yeni kitaplarımızı bıraktık.

-Evet, bu kitapları kütüphaneye göndermiştim.

Kütüphanelerine gereken kitapları göndermiş olduğumuzu belirtmedik. Kendilerine teşekkürümüzü çay için ifade ettik, süratlice bulunduğumuz mekânı terk etmek için hemencecik kalktık.

Sonrasında birkaç toplantıda karşılaştığımız zatla merhaba faslından başka bir şey olmadı.

“Nasıl olur da akademik unvana sahip olmayan biri, Üniversite’ye akıl verebilir?”  siteminde bulunmuş, ardımızdan.

Siz kalkıp bir veterineri, Fen Fakültesi’ne “Dekan” atayamazsınız. Siz,  işi-gücü ziraat olan birini Üniversitenin Edebiyat Fakültesi’ne yetkili-etkili atayamazsınız. Siz, üniversiteyi yeni bitirmiş bir öğrenciyi, üniversiteye “Araştırma Görevlisi” olarak atarsanız, doktora sonrası basamakları birkaç senede hormonlu müdahalelerle atlatırsanız, karşımıza profesör çıkardığınız şahsın Şehir hakkındaki bilgisi ne olabilecek?

Siz, masabaşı oturan, verdiği derste iki-üç kaynak eserden öte bilgiye sahip olmayan, bu işi maaş için yapanı, unvan için koşturanı yetkili atarsanız, bizim dediklerimizi ne anlar ne kavrar?..

Şehir meselemiz, yeni başladı.

Bu yazı toplam 796 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim