Onlar nasıl bir inkılâpla sarsılacaklarını, devrileceklerini bilmezler mi? Hangi zalime zulmü kâr kalmıştır? Varlığını zulmetmekle ispatlayanlara tarih tanıklık ederken, hakikatin nurunu söndürmeye kim muktedir olmuştur?
Tarihin tanıklığında hangi Firavun, hangi Nemrud hayırla yad edilmiştir, gönlüm? Hangisi, hangileri çocuklara isimlerini verdirmiştir, işledikleri cinayetlerle?
Zalimin zulmü karşısında seyirci kalmanın, insan ruhuna verdiği mutluluğu paylaşanların akibeti, köleleştirilen ruhların, "En iyi kölelik, Efendime yapılır." nakaratını, günümüzde tekrar edenlerin sonu, rahmetin gazaba dönüşmesinin işaretçisi değil de nedir?
Zalimin zulmü karşısında eli kolu bağlı kalmanın mükafaatını bekleyenlerin, inandıklarını ifade ettikleri hangi ilahlarıysa kendilerine düşen iltifat, kaç mazlumun, kaç bin günahsızın, kaç yüz bin insanın, kaç milyonlarca masumun dökülen kanı karşısında kirli değildir?
Göz göre göre işlenen cinayetlere karşı sesi çıkmayanların, barış havarisi kesilenlerin, insanlıktan-hümanizmadan bahsedenlerin üzerindeki mülevves maskeler, ellerinin kana bulamışlığını saklayabilir mi?
Çoluk-çocuk demeden, ihtiyar-kadın demeden, ittifakla varılmış senaryolarını gerçekleştirme adına bu çağda vahşet üstüne vahşet işleyenlerin insanlığa karşı işledikleri suçlar, hangi barış konseylerinde aklanır ve paklanabilir?
Bunlar, eli kanlı insanlar çocuklarına barışı, sevgiyi, merhameti, insanlığı mazlum milletlerin acıları üzerinde nasıl inşâ edebilir?
Bu nasıl bir rabb anlayışıdır ki suçsuz-günahsız insanların katli karşısında sessiz kalır ve dünyada kendileri için köle olarak yaratıldıklarına inandırıldıkları insanlara zulmetmeyi, alkışlarla, sevinç gösterileriyle karşılayanları tebcil eder?
Yeryüzünü fitneye-fesada veren, uçan-yürüyen-koşan-yüzen her canlıya acımayan anlayış, her gün azgınlaşırken, bu anlayışın akıl babaları, kendilerini nasıl olur da aziz bilir?
Yeryüzünü alenî kana bulayanlar, ibadet ettikleri mabudlarına karşı kendilerine verilen görevi ifa ettiklerini nasıl olur da iç huzuruyla ifade etmektedir?
Aklın inkıtaya uğradığı, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ortamda, mazlum mağdur bırakılan insanlar ortada iken, kim evinde rahat uyuyabiliyor?
"Terör" dedikleri inanç düşmanlığını gölgeleyerek kıydıkları masumların bedduaları üzerine hangi millet, mutluluklarını inşâ edebilir?
Yaşadığımız yüzyılda değerleri yaptıkları ile bilinenlerin icraatı, mazlum coğrafyalardaki insanların yer altı ve yer üstü zenginliklerine el koyarak, ilerideki yaşantılarını rahatsız biçimde sürdürme amaçlı olanlara karşı sesini yükseltmemek, katilini seven maktûl konumuna bırakmaz mı, sessiz kalanları?
Zalimin zulmü karşısında sessiz kalmanın dilsiz şeytanlığı kabul etme manasını taşıdığını kimler bilmiyor, günümüzde?
İslâm Peygamberinin müntesiplerine açılan kirli savaşa izin verenlerin, sessiz kalanların, o inancın müntesibi olduklarına dair bir emare kalmış mıdır, esareti kabul etmiş hayatlarında?
İnsanlığa barışı-hoşgörüyü-kardeşliği telkin eden anlayışların zulüm odaklarını tel'în etmeme anlayışını, hangi rabb hoş görür, o nasıl bir rabb anlayışıdır ki yarattığı kullarının acı çekmesini, zulüm altında ölümlerini hoş karşılar?
Bu sefîl ve rezil anlayışa, insanlığın yüz karası tabloya karşı kim göz yaşı dökmüyorsa, o da zalimlerdendir.
Bu alçakça, den'î zulme karşı elinden bir şey geliyor ve yapmıyorsa onlar da zalimlerdendir.
Bu vahşete dur deme sözünden kendilerini alıkoyanlar varsa, bilsinler ki nefislerinin esaretini kabullenmiş, onlar da kalpleri mühürlenmiş sınıftandır.
Bu kan dökücülerin yaptıkları karşısında kalplerinden olanlara-bitenlere buğz etmeyenler varsa onlar da onlar gibi muamele içindedir.
Her kim ki zalime sevgi besliyor, ona saygı gösteriyorsa herkes sevdiğinin bayrağı altında haşr olacaktır.
Zalim karşısında mazlumun sesi olmayanların zulme ortak olmayacağını iddia eden de zalimin zulmüne müşterektir.
Ellerinden bir şey gelmediklerini ifade ederek, dünyanın nimetlerinden el-etek çekmeyenlerin bize öğrettiği duaların kabul olmayacağını bilenlerden olarak, Ya Rabbi, "Kahhar" olan sıfatınla önce içimizdeki beyinsizleri kahret. "Rahman" ve "Rahîym" sıfatınla yeryüzünde mazlum kullarına katından kuvvetler gönder.
El verdin, ayak verdin, göz verdin, kuvvet verdin, mal verdin, mülk verdin... Buna layık olmayan içimizdeki beyinsizlere verdiklerini geri al, bizi buna sebep kıl.
Ya Rabbi, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi de helâk eder misin? Biz, o beyinsizlerin içinde onlar gibi davranıyorsak, onlar gibi yaşıyorsak, biz helâk edilmeye müstehakkız, itirazımız olamaz.
Ya Rabbi, her zulmün karşısında bize dua farzdır ve biliyoruz ki dua mü'minin silahıdır, fırtınaya tutulmuş geminin limanı gibidir ve sen işitesin, her şeyden haberdar olansın, görensin, bilensin. Zalimin zulmüne karşı çıkma yerine bizi dua etmeye zorlayanları da karşılıksız bırakma!..
Ya Rabb!... Katından bize yardım gönder...
18.07.2014
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.