• İstanbul 15 °C
  • Ankara 22 °C

1 Mart 1921: İstiklâl Marşı Meclis’te ilk defa okunuyor!

1 Mart 1921: İstiklâl Marşı Meclis’te ilk defa okunuyor!
1 Mart 1921 salı günü Meclis’in ikinci toplanma yılının açılışı vardır. Bu vesile ile Mustafa Kemal Paşa bir açış nutku irad eder.

Hakkari meb’usu Mazhar Müfid Bey, Meclis namına İsmet Paşa’ya teşekkür konuşması yapar. Ardından Erkânı Harbiye Umumiye Reisi ve Garb Ordusu Kumandanı İsmet Paşa konuşur. Sırada “İkinci içtima senesini tes’iden (kutlamak için) âzayı kiram (yüce üyeler) tarafından irad olunan nutuklar” vardır.

Karasi meb’usu Hasan Basri Bey’in İstiklâl Marşı güftesinin Hamdullah Subhi Bey tarafından kürsüden okunmasına dair takriri, takrirler (önergeler) arasında ikinci sıradadır.

Meclis’e Mustafa Kemal Paşa başkanlık etmektedir.

Reis Paşa: “Efendim, iki takrir vardır. Arkadaşlardan Basri Bey’in, Hamdullah Subhi Bey efendinin İstiklâl Marşı’nın kürsüden okunmasına dair teklifleri var.”

Muhiddin Baha Bey: “Hangi İstiklâl marşı, Basri Bey söylerler mi?” Besim Atalay Bey: “Daha kabul edilmedi efendim. Bir encümen teşekkül edecekti.”

Basri Bey: “Maarif Vekaletince intihab edilmiş (seçilmiş). Bunlardan herhangi biri okunsun.”

Reis Paşa: Maarif Vekaletince intihab edilmiş olanlardan birisinin kıraati (okunması) tensib ediliyor (uygun bulunuyor).”

Muhiddin Baha Bey: “Hamdullah Subhi Bey, Basri Bey hangisini isterlerse okusunlar.”

Reis Paşa: Efendim, Basri beyin bu teklifini kabul buyuranlar lütfen ellerini kaldırsın. (Kabul olunmuştur efendim). Heyet-i celile İstiklâl marşlarından bir tanesinin kürsüden okunmasına karar vermiştir.”

Bu oturumda Reis Paşa, Hasan Basri, Maarif Vekili ve Bursa Meb’usu Muhiddin Baha (Pars)’nın akıştan önceden haberdar olduklarını çıkarabiliriz. Başkan, “İstiklâl Marşı”nın kürsüden okunması teklifinden söz ediyor. Bunun 17 şubatta Hâkimiyet-i Milliye’de yayınlanan İstiklâl Marşı olduğuna kestirmek güç değildir. Buna rağmen genel kurulu rahatsız etmeden sonuca ulaşılmak hedeflenmiştir. Muhiddin Baha Bey önceden belirlenen akışa uygun olarak “Hasan Basri Bey hangi İstiklâl Marşı söylesin” diyor. Bu noktada Besim Atalay’ın itirazı dikkat çekiyor. Basri Bey, doğrudan Mehmed Âkif’in şiirini öne sürmeden topu Maarif Vekili’ne atıyor. Bu konuda onun gereken sözü söylemesi lâzımdır. Reis Paşa bunun üzerine aynı mealde bir cümle kuruyor. İşte burada Muhiddin Baha devreye giriyor. Muhiddin Baha’nın Mustafa Kemal’e yakın durduğu, daha sonra oluşturulacak 1. Grupta yer aldığı ve birçok konuda Reis Paşa’ya destek verdiği biliniyor. Burada ikinci defa konuya müdahil olması ve Hasan Basri Bey’in istediğinin okunmasına vurgu yapması dikkat çekicidir.

Maarif Vekili Hamdullah Suphi kürsüye geliyor, artık onun söylenmesi gerekeni söyleme zamanıdır:

“Arkadaşlar, hatırlarsınız Maarif Vekaleti son mücadelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şairlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi. Arada yedi tanesi evsafı haiz olarak görülmüş ve ayrılmıştır.”

Salih Efendi (Erzurum): İsimleri nedir?

Hamdullah Subhi: “Ayrıca arz edilecektir. Yalnız Vekalet yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmed Âkif Beyefendi’ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz bu şiirler için bir ikramiye vaad edilmiştir halbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek (yaklaştırmak) arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler (açıkladılar). Ben şahsen müracaat ettim. Lâzım gelen tedabiri (tedbirleri) alırız ve icabeden ilanı yaparız dedim. Bu şartla büyük dinî şairimiz bize fevkalede nefis bir şiir gönderdiler. Diğer altı şiirle beraber nazarı tetkikinize arz edeceğiz.”

“İntihab (seçim) size aittir, arkadaşlar. Reyimi ihsas ediyorum (açıklıyorum). Beğenmek takdir etmek hususunda haiz-i hürriyetim (hürriyete sahibim). İntihabımı yapmışım, fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzedebilir (seçimimi yok sayabilir). Arkadaşlar bu size aittir efendim.”

Yarışma açılmış bir konuda ihsas-ı reyde bulunmak bugün zor olduğu gibi o zamanın Meclisi’nde de müşkil bir iştir. Buna rağmen Hamdullah Subhi’nin bu şekilde konuşması bu hususla ilgili yukarıda sağlanan fikir birliğinin Meclis’e yansıtılması olarak görülmelidir.

Hamdullah Subhi, Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı’nı okumaya başlar. Okuması sık sık alkışlarla kesilir. İlk mısradan sonra Meclis zabıtlarında “şiddetli alkışlar” ibaresi vardır. Her kıt’anın sonuna da “alkışlar” ibaresi konulmuştur.

1 Mart 1921 İstiklâl Marşımızın semamızda duyulduğu ilk gündür!

 

Bu haber toplam 2074 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim