• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

50. Sayısında 50 Soruda Hayal Bilgisi Ve Cihat Albayrak

50. Sayısında 50 Soruda Hayal Bilgisi Ve Cihat Albayrak
Söyleşi: Fahri Tuna (05.08.2023)

1. Van?
Müştehir Karakaya. Metropolden kaçmış bir kelebek. Dostluğunda samimi, eleştirilerinde sert. Birlikte yol yürüyebildiğimiz için mutluyum.


2. Erciş?
Benim, inci kefallerinin ve Hayal Bilgisi’nin doğum yeri. KPSS’de ilk tercihim ve görev yerim. Hayal Kitabevi. Benim için dünyada gerçekleşen hayaller diyarı.


3. Uzunlar?
Ailemiz. Kendimi bildim bileli neredeyse hiç anlaşmazlık yaşamamış, komşularıyla iyi geçinmiş, ihtiyacı olanın yardımına koşmuş, birbirine sahip çıkmış, üretmiş, emek vermiş bir aile.


4. Baban İhsan Bey?
Kötülükten alıkoyan.


5. Annen Fatma Hanım?
İyiliği emreden.


6. Dört çocuk?
Üçü öğretmen. Biri öğretmen eşi. Bir arada oldukları her gün bayram sabahı gibi.


7. 26.06.1988?
90’lı yıllardan önce doğan herkesinki gibi kimliğime yanlış işlenmiş doğum tarihim.


8. Niçin Cihat?
Allah’ın sevdiği kul olsun diye. Derdim, gayem, emeğim bunun için.


9. Çocukluk?
Sokaklar, kavak ağaçları, yemyeşil düzlükler, meyve bahçeleri, akraba ziyaretleri, ramazanlar, bayramlar ve daha neler neler. Huzurun ruhumda mayalandığı yıllar.


10. İlk kitap?
Martı Jonathan Livingston. 8. sınıftayım, bilgi yarışmasına hazırlamak için bizi seçmişler. Bir öğretmen ayrıca çalıştıracak. Okulda bir kapıyı açtılar, raflar kitap dolu. Ders kitabı dışında okuduğum ilk kitabı elime orada aldım. Okudum, bitirdim, kalktım. Hayatım orada değişti. Zarar görmesin diye kapısına kilit vurmuşlar kütüphanenin, mezun olmak üzereyken görmüşüm. Canı acıyor insanın.


11. İlkokul öğretmenin?
İlkokulu da, ortaokulu da neredeyse hiç hatırlamıyorum. Altı ayda bir öğretmen değiştirdiğimiz günler. Derslerin uzun süre boş geçtiğini hatırlıyorum. Ders programının yarısı boş ders; futbol oynuyoruz hep. Eğitim hayatımı değiştiren an; dayımın fotoğraf stüdyosundayım, çok sevdiğim için hep buraya geliyorum, bir gün babam geliyor, seni dershaneye yazdırdım diyor, elimden tutup götürüyor, adresi öğretiyor, yalnızca yedi aylık çalışmayla çok iyi bir lise kazanıyorum, çünkü dershanedeki ilk derste verilen testi çözemeyince yanımdaki çocuk dalga geçiyor, sonrası hırs.


12. Lise?
Ülkenin en iyi liselerinden biri. Eğitim konusundaki şansım tamamen dönüyor.


13. Alpaslan Anadolu Öğretmen Lisesi?
İlçeye yirmi km. Erkek yatılı. Tüm öğrenciler, öğretmenler ve yardımcı personeller erkek. Eski köy enstitüsü, öğretmen okulu. Bizim zamanımızda Alpaslan Anadolu Öğretmen Lisesi. Tarihi binalar var. Herkes okuyor. Büyük bir kütüphane mevcut. Özlüyorum; insanlar şiirler yazıyor, türküler çığırıyor. Ders çalışmak, nefes almak gibi bir refleks.


14. İngilizce?
Hazırlık sınıfında duygusal olarak kendimi toparlayamadığım için lise 1’de matematikle barışamadım. Türkiye derecesi yapacağımız bölümü seçmemiz telkin edildiği için lisede yabancı dil bölümünü seçtim. Dereceyi yaptık ama içimde hep elektrik elektronik mühendisliği kaldı. Edebî çalışmalarımı bilenler İngilizce öğretmenliğime inanmakta zorlanıyor.


15. Kütüphane?
Lisedeki kütüphane neredeyse 40’lı yıllara dayanıyor. Milli Eğitim Bakanlığınca yayınlanan sayısız klasik mevcut. Tiyatro metinlerini okuyoruz. Sefiller’i okuyup kahroluyoruz. Empati yeteneğimiz muazzam, okuduğumuz karakterlere bürünüyoruz neredeyse. Okudukça büyüyor sevebilme yeteneğimiz. Kitaplar hepimizi platonik âşık yapıyor, üstelik en yakın yerleşim yeri, yüreklerimizin kapsama alanının dışında.


16. Victor Hugo?
Sefiller. Pek çok kişi için de öyle. Ama benim için öyle mi?


17. Nişanlıya Mektuplar?
Victor Hugo benim için Nişanlıya Mektuplar demek. Lisede okuyorum. Hugo’nun sevdiği kadına yazdığı mektuplar. Yazacak kâğıt bulmakta bile zorlandığı yıllar. Kitap beni kalbimden tutup bir aşkın içine fırlatıyor. Hayatımın en yalnız, en karşılıksız, en çaresiz yılı. Sonraki yıllarda kitap piyasada yok. Çorum’da bir sahafa umutsuzca soruyorum. Aynı baskıdan üç tane buluyor. İkisini alıp saklıyorum.


18. İlk yazı, ilk dergi?
İstanbul Üniversitesindeyim. İstanbul Edebiyat Festivalini, ilk yılında izliyorum. Büyük yazarlar etrafımda. Ben bir köşede, kimse bana bir şey sormasın diye dinliyorum konuşulanları. Edebî hevesim büyük. Çok fazla okuduğunuz zaman yazmak kaçınılmaz bir ihtiyaca dönüşüyor. Bazı dergilerden haberdarım. En çok da Ay Vakti. Yazılar yazıp gönderiyorum dergilere. Çıkmıyor bir türlü. Nişanlıya Mektuplar hakkında yazıp gönderiyorum. Bir kitabevinde dergileri karıştırırken Ay Vakti’nde yazımı görüyorum. Cebimdeki son parayı dergiye veriyor ve eve yürüyerek gidiyorum. Sonraki hafta Üsküdar’a, Av Vakti’ni, Şeref Akbaba’yı ziyarete gidiyorum. Bana yemek ısmarlıyor. Orada karar veriyorum, dergici olacağım.


19. Dergiler ve hayatın?
Hayatımın dergilerden öncesi ve sonrası var. Ben Hayal Bilgisi’yle büyüdüm. Üniversiteyi bitirdikten hemen sonra Hayal Bilgisi’ni çıkarmaya başladım. Hâlâ devam ediyorum. On üç yıl oldu. Aile albümünü çıkarıp hatıra fotoğraflarına bakmak gibi, derginin eski sayılarını çıkarıp incelemek.


20. Niçin İngilizce öğretmenliği?
Lisede İngilizce bölümünü seçince, öğretmenlikten başka şansın yok. Öğretmen lisesi. Ek puan. Türkiye derecesi yapma imkânı. Sonraki yıllarda hayatımda çok da önemli olmayacak detaylar. Öğretmenlik için eğitimi sınıfta, çocuklarla buluşunca alıyorsun çünkü. Öğretmenlikte en iyi duruma, kendi evladın olduğunda erişiyorsun. Kendi çocuğunun öğretmeninin nasıl olmasını hayal ediyorsan, sen de öyle bir öğretmen olmaya başlıyorsun. Uzman öğretmenlik vicdani olarak o seviyeye ulaşınca oluyor bence.


21. İstanbul?
Lisede tüm arkadaşlarımızın hayali. Aynı yıl mezun olanların neredeyse yarısı, İstanbul’a bir üniversiteye geldi. Yedi kişi lisede aynı sınıftan, üniversitede aynı sınıfa gittik. Bizden önceki yıllarda gidenler ve farklı bölümlerde olanlarla, fakültede bir kalabalık hâline geldik.


22. İstanbul Üniversitesi?
Biz lisedeyken internet yeni yaygınlaşıyor, İstanbul Üniversitesi yazınca tarihi giriş kapısı, yemyeşil kampüs alanı çıkıyor. Hepimiz tercih ettik. Kayda babamla gittiğimizde, girişteki güvenlik durdurdu. Biz o ana kadar gururluyuz. Dedi ki, sizin fakülte yan tarafta. Sadece turist girebiliyor o kapıdan. Biz ziyaret için bile giremedik. Hâlâ siyasi olaylar var üniversitelerde. Büyük hayal kırıklığı. Bizim fakülte çok eski ve küçük bir bina. Bahçesi yok denece kadar küçük. Yemekhanesi yok. Sınıfa sığmıyoruz, hoca, “montları çıkarıp bir de öyle sıkışın” diyor. Üst katın penceresinden bakınca, üniversitenin tarihi kampüsünün yemyeşil bahçesini görebiliyoruz. İstanbul Üniversitesi gören kenara itilmiş fakülte bizimki; Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, HAYEF. Ama unutamadığım, hayatıma etki eden bir hocamız var orada; Tuncer Can.


23. İstanbul ve yazarlığın?
Yazmaya hep hevesliyim. Başımdan geçen bir dolandırıcılık hikâyesini bende açtığı yaralarla anlatıyorum yazımda. İstanbul’da günde 500 bin adet basılan bir gazete yayınlıyor yazımı. Telif hakkı veriyor üstelik. Aynı gün ATV, Ana Haber için benimle röportaj yapıyor. Çünkü konu dolandırıcılık, popüler. Benim hevesim gazetedeki yazım ama onlar edebî olarak bakmıyorlar konuya. Edebî kaygılarım, heves ve heyecanım dergilerle, özellikle de Av Vakti ile ete kemiğe bürünüyor.


24. İstanbul’da dergilerle ilişkin?
Ay Vakti, Şeref Akbaba. Kısa süreli bir tanışma ve iletişim olsa da hayatıma etkisi büyük oluyor. Bir de beni yayın dünyasıyla tanıştıran, öğrencilik yıllarımda çok yemeğini yediğim Yuşa Polat var.


25. İstanbul’da yakın olduğun şairler, yazarlar, edebi kurumlar?
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi yanıbaşımızda. Biz derslerle ve öğrenci olarak geçim sıkıntısı ile o kadar meşgulüz ki, etrafımızdaki kültürel zenginlikleri fark edemiyoruz o yıllarda. Ama TYB’deki ilk İstanbul Edebiyat Festivalini şans eseri oturup izliyorum Sultanahmet’teki merkezde. 2015’te ise, aynı festival kapsamında Hayal Bilgisi dergimize şeref beratı veriliyor. Mezun olduktan sonra, 2010’dan sonra İstanbul’u sık sık ziyaret ediyorum. Büyük oranda öğretmen olduktan sonra bir çevre edindim. Yazar ve şairlerle, sanatçılarla bir araya geliyoruz. En son DERGİBİR’in düzenlediği dergi fuarı için gittik. Okur Yayın Grubu yayıncımız. Kitaplarımız ve dergimiz için emek veren çok kıymetli bir yayınevi. Ünsal Ünlü büyük fedakârlık yapıyor. Yazar dostları, eksik bırakarak vefasızlık etmemek adına not etmeyelim.


26. Yeniden Erciş?
2010’da KPSS soruları çalınınca sınava iki kez girmek zorunda kaldım. İkinci sınavda daha yüksek puan aldım, tüm tercihlerimi Erciş, memleketim olarak belirledim. İlk tercihime, evimizin yanındaki, tüm kardeşlerimizle okuyup mezun olduğumuz okula atandım öğretmen olarak. Kendi kardeşimin dersine girdim. Atandıktan 10 ay sonra yaşanan depremde okul hasar aldı ve kontrollü olarak yıktılar.


27. Ihlamur?
Hakan Sarı. Hayal Bilgisi’nden hemen öncesi. Dergiye yazı göndermek yetmiyor o yıllarda benim için. Daha fazla şey yapmalıyım heyecanı içimi kemiriyor. Önceleri kendisinden gizleyerek hazırlık içinde olsam da, daha sonra desteğini istiyorum.


28. Neden dergi yayını?
Çünkü tanıştığım, edebî çalışmalarına şahit olduğum insanlar var farklı şehirlerde. Birlikte güzel bir çalışma yapabileceğimizi, bir derginin bizi bir arada tutabileceğini düşünüyorum.


29. Hayal Bilgisi adı?
Üniversitedeyken açtığım bir sosyal medya hesabı için düşünüp bulduğum bir isim. Çok hayal kuran ve çok ders çalışan bir okur - yazar için akla ilk gelen ifade.


30. 15 Mart 2011?
Aralık 2010’da atandım. İlk maaşımı aldıktan sonra hemen dergi hazırlıklarına başladım. Çıkarmak 15 Mart 2011’de kısmet oldu.


31. Derginin misyonu?
İlk sayının önsözüne, yirmi iki yaşındayken şöyle notlar düşmüşüm: 12 sayı çıktıktan sonra bırakacağız ve böylece her bir sayıda heyecanımız çok yüksek olacak. Kütüphaneler kuracak, sosyal sorumluluk projeleri yapacağız. Buna benzer hedefler koymuşuz kendimize. Önce aylık, sonra iki aylık çıkmış birkaç sayı. Henüz 5. sayıdayken Van’daki deprem oldu. Bir süre ara verdik. Sonra para toparladıkça 2015’e kadar sürdürdük. 2015’ten beri iki ayda bir düzenli olarak çıkıyor. İlk sayıdaki gibi iyiliklere vesile olmak istiyoruz hep. Hamdolsun aradan geçen yıllarda bu konuda pek çok şey yapmak mümkün oldu.  


32. Dergi finansmanı?
Çok uzun yıllar tek başıma sırtlandım. Birlikte göreve başladığım herkes, ev ve araba alırken ben derginin yeni sayılarını çıkarıyordum. Nihayetinde hâlâ bir ev sahibi olamadım. 2016’dan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığının kurumsal abone olmasıyla yük bir miktar azalmıştı. Ancak tüm kütüphanelere tek tek bizim kargo göndermemiz, verilen desteği yarı yarıya yok ediyordu. Neyse ki son iki yıldır bu uygulama sona erdi ve dergiler toplu olarak teslim ediliyor. Mevcut destek dergilerin yayın hayatını sürdürmesi için çok önemli. Bağlı bulunduğumuz Okur Yayın Grubunun tüm resmi ve maddi işlerimizi devralmasıyla birlikte, mütevazı katkılarda bulunmak dışında ben işin bu kısmından neredeyse tamamen çekildim.


32. Ayşe Ünsal?
Hayal Bilgisi’nin ilk sayısına eser gönderiyor ve öylece tanışıyoruz. Yazısı hakkında konuşmaya başlıyoruz, bir yıl kadar sonra evlenmişiz. O günden bugüne yolu birlikte yürüyoruz. Birlikte yazdığımız kitaplar, organize ettiğimiz etkinlikler, atölye çalışmalarımız, bir de evladımız var. Allah’a bana böyle bir yol arkadaşı nasip ettiği için şükrediyorum.


33. 15 Temmuz 2012?
Dünyada evlilik yıldönümünü hiç unutamayacak olan az sayıdaki insandan biriyim. Ülke tarihinin en büyük demokrasi mücadelelerinden birinin bu tarihe denk gelmesi bizim için Allah’ın takdiri.


34. Emir?
Gözümüzün nuru. Kendisi için çok hayal kurduğumuz ama doğduğu günden beri kendi hikâyesini yazan, kendi kararlarında direten evladımız. Büyüyünce kitapçı olacağını söylüyor.


35. Dosyalar?
Ercişli Emrah, Kudüs, Müştehir Karakaya, Çocuk, 15 Temmuz özel sayıları çıkardık. Özel sayılar yayın hayatımızda büyük bir yer tutmuyor ama bu beş sayıyı layıkıyla hazırlamaya çalıştık.


36. Ercişli Emrah?
Ercişli Emrah adına ulusal bir şiir ödülü düzenledik birkaç yıl. Para ödüllü üstelik. Tamamen kendi imkânlarımızla. Erciş’te Erciş Edebiyat Şöleni düzenleyerek, pek çok yazar ve şairi davet edip ödül törenleri yaptık. Sonraki yıllarda bu kapsamda kitap günleri de yaptık. Bütün etkinliklerin bir arada olduğu bir şölen. Özel sayıda Ercişli Emrah hakkında makaleler ve yarışmada dereceye giren şiirler yayınlandı. Ayrıca Ercişli Emrah ile Selvihan Hikâyesini ve Emrah’ın şiirlerini, çocuklara ulaştırmak için bir kitap hazırladık, hikâyenin resimlerini çizdirdik. Bugün internet ortamında bize ait olan bu görseller kullanılıyor Emrah’la ilgili içeriklerde.


37. Müştehir Karakaya?
En kapsamlı sayımız. 80 sayfa. Müştehir abiyi aile üyelerimden daha çok tanıyacak kadar araştırma. Dostlarının onun hakkında yazıları. Eski fotoğraflar. Daha neler neler. Ona vefa borcumuzdu, yerine getirdik. (Sizinle de o sayıya yazı istemek vesilesiyle tanıştık.)


38. Kudüs?
Kudüs her Ramazanda zulme uğruyor. Yine böyle bir dönemde bütün dikkatimizi ona verdik. Özellikle çocuklar ve gençlerin Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı tanıması, yaşananları anlaması için içerikler ürettik.


39. 15 Temmuz?
Bu millet kendi ülkesinin tankı altında kalmışken, kendi uçağından atılan bombalarla şehit olmuşken, bu ülkeyle gönül bağı olan hiçbir dergi 15 Temmuz’u görmezden gelememeliydi. Görmezden gelmemekle kalmadık, o tarihlerde çıkacak sayımız hazır olmasına rağmen içeriği bir kenara aldık ve 15 Temmuz özelinde bir sayı hazırladık. Kapağımız için çizilen görseller ülkenin pek çok yerinde kullanıldı, okul duvarlarına bile çizildi. 


40. Yayınlanan şiirler ve şairleri?
Şiir ve öykü odaklı bir yayın politikamız var. Deneme ve makalelere çok az yer veriyoruz. Bu sebeple on üç yılda pek çok şair ve öykücü dostumuz oldu. Biz de onlarla birlikte büyüdük. Gurur duyduğumuz noktalara gelen dostlarımız oldu. İsim vererek hiçbirini eksik bırakmak istemem.


41. Yayınlanan öyküler ve öyküleri?
Öykü benim de uğraş alanım olduğu için daha fazla mesai harcıyorum dergide ve iyi bir öyküye denk geldiğim zaman daha fazla seviniyorum dergi adına.


42. Hayal Bilgisi’nin aldığı ödüller?
Hayal Bilgisi, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinin düzenlediği İstanbul Edebiyat Festivalinde şeref beratı ile ödüllendirildi. Anadolu’da çıkan dergilere verilmişti bu ödül. Hayal Bilgisi’nin dönüm noktası bu ödüldür. DERGİBİR, Dünya Dergiler Birliği, Uluslararası Dergi Fuarının sonunda ödül töreni yapıyor. İçerik, tasarım gibi konular başta olmak üzere pek çok başlıkta ödüller veriliyor. 2021’de En Naif Dergi ödülü verdiler Hayal Bilgisi’ne. Arif Onur Solak’ı da Hayal Bilgisi’nin bize verdiği bir ödül olarak düşünebiliriz. Arif, editörümüz. Arif’in eşi ile benim eşim çocukluk arkadaşıymış. Biz yıllar sonra bu durumu fark ettik.


43. Hayal Bilgisi - Erciş Sosyal Bilimler Lisesi?
Uzun yıllardır bu lisede kültür sanat faaliyetleri öteki okullara göre çok yoğun. Biz de neredeyse yedi yıldır bu lisede çeşitli faaliyetler yürütüyoruz. En son gelecekte (2052) çıkan bir gazete hazırladık. Burada bir şeyler yapmaktan keyif alıyoruz. İdarecilerinin pozitif yaklaşımları üretmeyi mümkün kılıyor.


44. Hayal Bilgisi - Van ilişkisi?
Hayal Bilgisi Erciş ile daha çok ilişkili. Van büyük oranda Müştehir Karakaya ve Erdal Şahin demek bizim için.


45. Erdal Şahin?
Benim abim yok. Keşke abim olsaydı dediğim insan. Yaşamı öykü olan adam.
 

46. Mustafa Işık?
Bir gün Bursa’dan Van’a geri dönmesini istiyoruz. Yol arkadaşımız. Uzman şair.


47. Hayal Bilgisi - Türkiye genelindeki yazarlar diyaloğu?
Biz bir derginin bir araya getirdiği dostlarız. Hemen her gün iletişim halindeyiz. İyi günde ve kötü günde…


48. Hayal Bilgisi’nin görünmez kahramanları (Editöryal, idari, mali)?
Yıllarca emek verenler:  Ünsal Ünlü - Yayıncımız (Okur Yayın Grubu),  Levent Albayrak – Organizasyonlar, Yunus Ünsal – Tasarım, Arif Onur Solak - Editör,  Mustafa Işık, Erdal Şahin – Emektarlar.


49. Hayal Bilgisi’nin bundan sonraki yayın hedefi?
Bir hedef değil de hayal diyelim; evladımızın da bir gün dergide yazması.
 

50. Ellinci sayıya ulaşmak nasıl bir duygu?
Büyümüşüz gibi hissediyorum. Bunu bir şirketin büyümesi gibi değil, bir insanın büyümesi gibi düşünüyorum. Hatalarımızla, eksiklerimizle, gurur duyduklarımızla, başarılarımızla, heveslerimizle büyümüşüz gibi. Mükemmel olmadığı ve bu kadar samimiyet barındırdığı için Hayal Bilgisi sanki bir dost gibi bizim için. Hep böyle kalır İnşallah.

 

Bu haber toplam 308 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim