Yazarın Kayıp Coğrafyanın İzinde: Doğu Türkistan Seyahatnamesi adlı kitabının konuşulduğu programda Kılınç, Doğu Türkistan izlenimlerini paylaştı. Kitabında yer alan gözlemlerini aktaran yazar, bölgedeki inanç özgürlüğünün neredeyse tamamen yok edildiğini belirtti.

“Namaz kılmak için camilere girmeme izin verilmedi,” diyen Kılınç, yaşadıklarının yalnızca bireysel bir engelleme değil, devlet eliyle yürütülen sistemli bir baskının parçası olduğunu ifade etti. Çin yönetiminin uyguladığı ‘aile olmak’ programına değinen yazar, bu kapsamda Uygur Türklerinin evlerine Çinli görevlilerin yerleştirildiğini anlattı:
“Evlerde atılan her adım, edilen her dua artık kayıt altında. İnanç özel alandan dahi çıkarılmış durumda.”
Kılınç, Hoten kentinde tanık olduğu bir olayı da dinleyicilerle paylaştı. Cuma namazı öncesinde cemaatten Çin’e bağlılık yemini istendiğini belirterek, “O an gördüklerim bana bir ibadetin değil, bir teslimiyetin sahnelendiğini düşündürdü,” dedi.

Bölgede kadınların başörtüsü takmasının yasaklandığını, dini sembollerin kamusal alandan tamamen silindiğini ve birçok tarihi caminin yıkıldığını ifade eden Kılınç, yaşananları “bir halkın hafızasının sessizce silinmesi” olarak nitelendirdi.
Kitabının yayımlanma sürecinde karşılaştığı baskılardan da söz eden yazar, “Çin makamları kitabın basılmaması için doğrudan devreye girdi. Buna rağmen yayımlandı; bu tepki, anlattıklarımızın ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor,” dedi.

Konuşmasının sonunda yazar, katılımcıların sorularını yanıtladı. Program, TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı’nın Taha Kılınç’a teşekkür ederek hediye takdiminde bulunmasıyla sona erdi.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.