• İstanbul 13 °C
  • Ankara 11 °C

A.Erkan Akay:Çocuk Edebiyatının Sınırlarında “Uçan Sınıf”

A.Erkan Akay:Çocuk Edebiyatının Sınırlarında “Uçan Sınıf”
Bu eser beni, okuma alışkanlığının önemli bir parçasına değinmeye ve hatta yazıma da böyle başlamaya zorluyor. Çünkü yazar kitabına iki bölümlü güzel bir önsöz ile başlamış.

Okurların hep merak ettiği bir konudur bu. Bir kitap nasıl, nerede, ne zaman yazılır? Erich Kastner önsözünde bu kitabı annesinin zoruyla, bir yaz günü sıcağında Noel hikayesi yazmak zor olacağı için karlı bir dağın zirvesine çıkarak nasıl yazdığını anlatmış. Bu önsözü okumaya üşenip kitaba başlarsak muhtemelen yazarın duygularına erişemeyecek, eserden onun istediği tadı alamayacağız. İşte önsözleri okumanın gereği böylece kendini gösteriyor. Bir eser nasıl bir ruh haliyle, hangi dönemde, hangi amaçla yazılmıştır, yazanın o güne kadar yaşadıkları nelerdir; bunları bilmek okumamıza değer katacak, onu anlamlı kılacaktır. Hele ki çocuk-genç kitaplarında bir önsöz varsa orada mutlaka bilmemiz gereken detaylar, önemli duygular ve yaşantı izleri de vardır. Bu kitaptaki kadar edebî ve eğlenceli olanını her zaman bulamayabilirsiniz ama emin olun ki önsözleri görmezden gelmemeli, kitabın her satırına gereken değeri vermeliyiz.

İki okulun öğrencileri arasındaki düşmanlığa varan rekabeti anlatan bir hikaye "Uçan Sınıf". En son Calvino'nun "Ağaca Tüneyen Baron" (Edebî Haz Ağacına Tüneyen Baron; Calvino - Çocuk - A. Erkan AKAY (kitaphaber.com.tr)) adlı eserinden aldığım edebîyat zevkini Kastner'in cümlelerinde de buluyorum. Her bölümün başına koyduğu özet paragraflarıyla dahi bir tarzı olduğunu hissettiriyor.

On iki bölümlük hikâyenin ilk beş bölümü, "Çelik Birlik" grubu yatılı öğrencilerinin rakip grubun elinde rehin tutulan bir arkadaşlarını kurtarmasını anlatıyor. Bu bölümlerin sonunda, kitabın tam ortalarına gelmişken, okulun anlayışlı müdürü Johann Bökh'ün ve çocukların akıl hocası "Sigara İçmez" lakaplı yalnız adamın dokunaklı geçmişleri ortaya çıkıyor. Çocukların ölesiye sevdikleri bu iki adamın o sevgiyi hak etmek için birlikte geçtikleri yol aslında yazarın önsözünde vurguladığı fikirle örtüşüyor: Çocukluk tatlı anılardan ibaret, her günü neşeyle geçen bir dönem değildir. Bunu böyle göstermeye çalışmak çocukların duygularını görmezden gelmek, onların hayatlarını hafife almaktır. İşte hayatın ağırlığını tıpkı öğretmenleri gibi yaşayan bu çocuklar hikâyenin ikinci yarısında birbirlerinden habersiz iki eski dostu; Johann Bökh ile Sigara İzmez'i bir araya getirmeye çalışıyorlar.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/cocuk-edebiyatinin-sinirlarinda-ucan-sinif-k5722.html

Bu haber toplam 124 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim