Abdullah Büyük'ten: Vakıflar, dernekler ve sorumluluğumuz

İnanan bir insanın ilk adımı kullukla başladığı gibi (Zariyat Suresi:56), son adımı yine kullukla biter. (Hıcr suresi:99). Bu gerçekten hareket ederek şöyle bir netice elde edebiliriz.
Bu öyle bir olaydır ki adına şahsiyet enstitüsü dediğimiz evden mezun olanlardan hiçbir fire olmamıştır. Çekirdek kadronun tamamı burada yetişmiştir. Yaklaşık 11 yıl aralıksız faaliyet gösteren Darül Erkam yalnızca öğrenim değil daha çok eğitim ağırlıklıydı.
Bu temel bilgiler ışığında günümüzü ve bugünümüzde hizmet veren derneklerimizi, vakıflarımızı ve sivil toplum kuruluşlarımızı gözden geçirmek istiyorum.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli mesele, ihtiyaçtan doğmadan ortaya konulan yapılanma, kurum, birim uzun ömürlü olmamaktadır. Falanlar şöyle bir kurum açtı, biz de açalım, mantığı sağlıklı bir mantık değildir. Çünkü ihtiyaç duyulan ve meşru olan bir şeyi elde etmek, kişiye usangaçlık, üşengenlik vermez.
Peygamberimiz Efendimiz, Hz. Ali’ye bir görev verdikten sonra şöyle buyurmuştur:
“Yürü... Allah sana fethi kolaylaştırıncaya kadar sağa sola bakma.” Müslim.
Şöyle bir güncel örnek verelim. Ekmeğe, paraya, eve, evlenmeye, hacca, umreye ihtiyaç duyduğumuzda, ne yaptığımız, hangi zorluklara başvurduğumuzu herkes bilir. Ancak ihtiyaç duyduğumuz için, bize zor gelmez.
Müşterisi bol olan bir tüccarın, işyerine gitmesi, iş yerini açması hep neşe ve sevinçle gerçekleşir. Dernek veya vakfa giderken heyecansız, plansız, programsız, aşktan, şevkten mahrum bir psikolojik hava ile ne yapılabilir ki?
Günümüzde ortaya konan dernek veya vakıf çalışmalarının birçoğunda ne yazık ki şahsiyetli insan yetiştirmeye yönelik bir plan, bir program bulunmamaktadır. Hâlbuki müesseseler insan yetiştirmek, şahsiyet eğitimi vermek için vardır. Yani kurumlar, birimler, dernek ve vakıflar insan için vardır. Ne ki günümüzde toplumsal İslami yapılanmaların çoğunda görülen pratik bunun tersidir. Yani insanlar müessese içindir. Eğer ille de biri feda edilecekse müessese insana değil, insanlar müesseseye feda edilmektedir.
Müesseselerde hizmet verecek olanlarımız, zamanında şahsiyet enstitüsü gibi yerlerde yetişen eleman olsaydı, bu istenmeyen olaylar da olmazdı. Önce insan, sonra müessese tespitimiz, bu yönde hâlâ canlılığını korumaktadır.
13.01.2012 Yeni Akit
Bu haber toplam 572 defa okunmuştur
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
SON EKLENEN GALERİLER
Diğer Haberler
- 16:29 - Malatya Kitap Fuarı’nda Yavuz Bülent Bâkiler Konuşuldu
- 14:19 - TYB Akademi’nin D. Mehmet Doğan sayısı çıktı
- 13:55 - Genel Başkan Arıcan, Cumhurbaşkanı Erhürman'ı ziyaret etti
- 10:45 - Ahmet Varol: Siyonist vahşeti perdelemek mümkün mü?
- 10:42 - Okan Müderrisoğlu: Rus “Harmony” oyununda Rumlara düşen rol!
- 10:40 - Ömer Lekesiz: Zohran Mamdani yeni Malcolm X olabilir mi?
- 10:25 - Yasin Aktay: İktidar seçkinlerinin demir kubbesini delen bir Hintli Müslüman
- 17:44 - Arıcan'dan Lefkoşa Büyükelçisi Başçeri'ye nezaket ziyareti
- 17:42 - KKTC'de önemli görüşme: Arıcan, Bakan Ertuğruloğlu'nu ziyaret etti
- 14:36 - Arıcan: “Türk dünyasında dil ve tarih bilincinin yeniden tasarlanması elzemdir”
- 13:48 - 5'inci Manas Forumu Lefkoşa’da devam ediyor
- 10:30 - Mesnevî Okumaları Prof. Dr. Yakup Şafak ile Devam Ediyor
- 09:58 - TYB’de Osmanlıca Kursu başlıyor
- 09:54 - Acem Asaf Yıldırım, Türkiye’nin Derinliklerine Bir Yolculuk: Bu Ülke (Cemil Meriç)
- 09:53 - Ali Murat Kırık: Gerçeğin susturulmak istendiği sanal cephe: Dijital Siyonizm
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.