Ağız, en mühim, en hayâtî uzuvlarımızdan biridir.
Yaşayabilmemiz için gerekli bütün gıdâların geçiş yolu ve ilk işleme noktasıdır. Ağız olmasa hayat olmazdı desek yeridir. Bilim adamları bir insanın 70 yılda 50 ton gıdâ tükettiğini söylüyorlar. “Can boğazdan girer” sözü boşuna söylenmemiştir.
Hayat söndüren birçok zararlı yiyecek-içeceğin yolu da mecbûren ağız olduğundan canın boğazdan çıktığı da bir hakîkattir aslında. Nitekim “Can hulkumda” sözü can boğazda demektir ve canın çıkmak üzere olduğunu ifâde eder.
Ağız, nezle-grip gibi hastalıklarda burun vazîfesini yapmakta zorlanınca derhâl işe müdâhil olup vücûdun oksijen almasını da sağlar. Allah kullarına rahmetiyle böyle bir yedek oksijen yolu yaratmıştır. Eğer burun bu mevzûda tek olsaydı birçok insan havâsızlıktan ölebilirdi. Allah’ın merhameti…
Ağız, faydalısı-zararlısı ile sâdece gıdâların geçiş yolu değildir. Dilin ağızsız bir işe yaramayacağını düşündüğümüzde dil ile alâkalı bütün hassâsiyetlerin ağız için de geçerli olduğu anlaşılır. Dil, işini ağız ile birlikte icrâ edebilir ancak. Şu hâlde îmân da ağız ile ikrâr edilir. Ağız, kalpteki îmânın âleme ilan edildiği bir ses cihâzıdır. Kişi bu îlândan sonra Müslüman muâmelesine hak kazanır.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/agiz-36149.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.