• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

Ah bu gençlik!

Ahmet Tâlib ÇELEN

Gençliği olmayan fikir, hareket, ideoloji yaşayamaz. Bu yüzden bütün dînî, fikrî ve ideolojik hareketler gençlerle ilgilenmeyi, onları etkilemeyi ve enerjilerini kendi istikâmetlerinde kullanmayı olmazsa olmaz bir mecbûriyet görürler.

İnsanlık târîhinde iz bırakmış birçok hâdise gençliğin eseridir. Gençler fıtratları gereği hayâlcidirler, acelecidirler, giriştikleri işin sonunu pek düşünmezler. Bu yüzden düşünmekten çok yapmaya meyillidirler. Fikir ve ideoloji gruplarında düşünmek yaşlı ve tecrübelilerin; yapmak, fiiliyâta dökmek, harekete geçmek ise gençlerin işidir. Fiiliyâta dökülmemiş, tatbîk imkânı bulamamış fikirler ise yarım kalmış teşebbüslerdir. Fikir, inanç, ideoloji… varlığını gerçekleştirmek için düşünceden fiile-tatbîkâta geçmek zorundadırlar. 

12 Eylül 1980 öncesi Türkiye tam bir gençlik hareketleri meydânı olmuştur. Solcu, sağcı, milliyetçi, İslâmcı… Maalesef o aşırı kutuplaşma ve kavga vasatı düşünceyi, tefekkürü geri plâna atmış; yumrukları, hattâ silâhları öne çıkarmıştır. Bu toz duman arasında dış ve iç hâin odakların ağına düşmemiş genç pek azdır. Aynı silâhla bugün sağcının, ertesi gün solcunun vurulduğu günler… Ve bu sebeple birbirine diş bileyen bir gençlik… 

12 Eylül ihtilâlinden sonra kavga bitti/bitirildi. Ama bu, gençliğimizin üzerinden sinsi niyetlerin, hâin ellerin çekildiği mânâsına gelmiyordu elbette. Evet, gençler birbirini öldürmüyordu artık ama bu defa daha tesîrli ve kalıcı bir şey yaptılar: Gençliğin iç dünyâsına el attılar. Ellerindeki bütün vâsıtalar ile gençliğin nefsine hitâp ettiler. Gazete, dergi, televizyon ve daha sonra internet… Şu anda interneti âlet olarak kullanan bir şeytan imparatorluğu her gencimizin cebinden, elinden, gözünden, kulağından kalbine doğru seller gibi akmaktadır. Yirmi dört saat nefsine hitâp edilen bir genç bu tsunaminin karşısında nasıl ayakta kalacak? Kalamıyor, bir bir düşüyor kaleler. Cinsellik, hazcılık/hızcılık, en adisinden müzik-eğlence; şiddet; ciddiyetsizlik, pespâyelik, paçozluk; ateizm, deizm vs. gibi bozuk inançlar; ülkesine, milletine, dînine karşı âidiyet duygularının sıfırlanması, bunların yerine dünyânın öbür ucundaki müzik gruplarının hayran topluluklarında âidiyet mutluluğu aranması; sâdece dünyevî hedeflere kilitlenme, zengin ülkelere hayranlık, hattâ ilk fırsatta zengin ülkelere kapağı atma sevdâları… 

Bu yazı toplam 175 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim