Hakikat; inanç, bilgi ve eylemle hayatı oluşturduğunda meşru bir düzenden bahsetmiş oluruz. Özellikle eylem boyutu günümüzde ihmale uğrayan, kimi zaman zorlama, bazen de keyfi durum yüzünden nakısalarla maluldür.
İslam’ın görünür olması camilerin varlığı ile değil; cemaatle ve cemaatin ticaret, ekonomi boyutuyla salih ameli belirleyici kabul edip etmemesiyle ilgilidir. Kur’ân’da, sürekli, imanın arkasında “salih amel”in vurgulanmasına dikkat çekilir.
“Allah’a inanıp salih amelde bulunan ve ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü olan kimdir? (Fussilet / 33) sorusu ile gerekçeli bir iddia konuyor ortaya.
Açık beyanla ayette inanç amel bağlantısına dikkat çekiliyor. İnanan insanın amelinden sorumlu olduğunu ve yaptıklarının bilincinde olması gerektiğinin açıklamasının ardından “Ben Müslümanlardanım” ifadesine geliyor. İnancından, sözünden, söylemin ortaya koyduğu her türlü eyleme uymaktan memnuniyetin ortaya konması farklı hikmetlere kapı aralıyor.
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/?aType=yazarHaber&ArticleID=19309































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.