• İstanbul 16 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 13 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 18 °C

Ahmet Ünal'dan: Geç ergenler ve paralel devlet

Ahmet Ünal'dan: Geç ergenler ve paralel devlet
Çoğu sosyal bilimci etnik milliyetçiliği, aydınlanma çağının ve sanayi devriminin bir sonucu olarak görür.

Eskiden sağ ve sol siyaset ‘derin devlet’ ve ‘paralel devlet’ kavramlarını sıklıkla kullanırdı. Başarısızlığın ve parçalanmanın sorumluluğu söz konusu gizli odakların üstüne yıkılırdı.  “İyi saatte olsunlar” deyişiyle ifade edilen zinde güçler ortaya çıkıp konuşmadığı için de herkes küpünü doldururdu. Elbette parayı yöneten baronlar, devlette örgütlenen cuntalar ve çeteler vardır. Ancak Türkiye’de “devlet aklına”  sahip kapsamlı bir gizli yapılanmanın varlığına inanmıyorum. Devlet aklını temsil eden kurumlar olsaydı, Türkiye’nin itibarını sarsan darbelere, iç çatışmalara, gençleri milletin değerlerinden uzaklaştıran başıbozukluğa izin verir miydi? 

Ülkemizde milli gelir yükselse de para 30 yıl önce kimler tarafından yönetiliyorsa bugün de aynı kesimlerin tekelindedir. Günümüzde ekonomik spekülasyonlar örtülü operasyonlardan daha etkili ve kârlı sonuçlar doğurmaktadır. Artık mali ve siyasi yönlerden bedeli çok daha pahalı derin organizasyonlara gerek duyulmadığı için Avrupa’da NATO bünyesindeki yerel Gladyo teşkilatları tasfiye edilmiştir. Sıcak paranın Soğuk Savaş yöntemlerine ihtiyacı kalmamıştır. 

Yukarıdaki karmaşık girişten sonra şimdi barış elçisi havalarına giren Öcalan’ın paralel devlet eleştirilerine değinelim. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Gündem gazetesine verdiği demeçte, “Kürt sorununun demokratik çözümünü istemeyen birçok uluslararası güç ve içeride uzantıları var” diyen Öcalan’ın, bir paralel devlet yapılanmasının 1993 yılından bu yana hep devreye girip süreçleri sabote ettiğini söylediğini aktarıyor.

Öcalan ve sözcüleri eğer bir nebze samimiyseler, çözüm sürecini baltalayan olaylardaki rollerini itiraf ederler. 1993’te çözüm yolunda adım atılırken Bingöl baskınında silahsız 33 askerimiz niye şehit edilmiştir? Ayrıca ‘barış’ diyen Leyla Zana neden susturulmuş, Hikmet Fidan, Kani Yılmaz gibi muhalifler niçin infaz edilmiştir? En kritik konu ise 2004’te çatışmasızlık atmosferi yayılırken PKK’nın yeniden silaha sarılmasıdır. İmralı’da özel statülü hapishanede yatan Öcalan kime güvenerek ‘savaş’ emri vermiştir? Eğer Türkiye’de devlete sızmış paralel bir devlet varsa PKK da bunların bir uzantısıdır.

Uluslararası finans çetelerinin, Gladyo’nun, paralel devletin, uluslararası örgütlerin en rahat kullandığı örgütler; aklı başında yönetim oluşturamayan, geç ergenlik hastalığına yakalanmış topluluklar tarafından kurulanlardır. En tuhafı ise devletin öteden beri sağduyulu kurumları değil de kan dökenleri muhatap almasıdır!

20.09.2013 Yeni Çağ

Bu haber toplam 432 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim