Devlet geleneğini temsil eden bin yıllık çınara 180 yıl önce İngiliz aşısı yapıldı. Fransızların desteğiyle güçlü bir ordu kuran Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanına karşı Osmanlı ilk kez kendi iç sorunlarının çözümünde yabancı bir ülkeden yardım istedi. Rusya donanması İstanbul’a davet edildi. Bundan telaşlanan İngiltere aceleyle devreye girdi ve II. Mahmut ile Kavalılı’yı barıştırdı. Padişah’ın oğlu Abdülmecid döneminde ise Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla İngiliz aşısı sarıp sarmalanarak korumaya alındı.
Özellikle son yüzyıl asıl gövdenin zayıflatılması ve aşılanan sürgünün gövdenin yerine geçmesi için düzinelerce operasyon düzenlendi. Yaşadığımız her toplumsal olayda bu kök-sürgün çatışmasının izlerine rastlayabiliriz. Neyse ki, Söğüt’te filizlenen ve artık çoktan Anadolu coğrafyasının dışına yayılan çınarın kökleri, ağacın gövdesindeki bu başkalaşmaya direnmektedir.
Kök-sürgün kavgası, devrin şartlarına göre her dönem farklı şekillerde cereyan etmektedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında iflas eden İngiltere bu aşının korunması için ABD ile protokol imzaladı. Bazen İngiltere ve ABD ikilisi arasında çıkar çatışmaları yaşansa da nihayetinde anlaştılar ve sürgünün gövdenin yerine geçme mücadelesi hız kesmeden devam etti.
İç ve dış gelişmelere güncel politikalar penceresinden bakarsınız ezeli mücadelenin detaylarını kaçırırsınız. Kök-sürgün savaşında gövdenin hangi taraf ekseninde dallanıp budaklanacağı önemlidir. Kurutulmadığı yahut budağından sökülüp atılmadığı takdirde sürgünün gövdeye dönüşme riski sözkonusudur.
Yazının devamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=27596































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.