• İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 17 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 16 °C
  • Bursa 17 °C

Ahmet Ünal'dan: Nevruz: Teröre ‘edi bese’ deme günü

Ahmet Ünal'dan: Nevruz: Teröre ‘edi bese’ deme günü
Nevruz, Asya kıtasında yaşayan herkesin binlerce yıldır kutladığı bir bayram. Sadece Farsların, Kürtlerin, Süryanilerin, Mecusilerin değil aynı zamanda bütün Türk soylarının da şölenler düzenleyip kutladığı bir toydur Nevruz.

Maalesef devlet açısından Nevruz’un Türklerin milli bayramlarından birisi olarak hatırlanması ancak 1991 yılında mümkün oldu. Soğuk Savaş yıllarının ardından bağımsızlıklarını kazanan Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan’ın yanısıra Tacikistan ve Afganistan’da resmen kutlanmaya başlanınca biz de kültürümüzle yeniden yüzleştik! 
Ergenekon yahut Bozkurt Bayramı adıyla kültürümüzde köklü bir yer edinen Nevruz’u atalarımız gece ile gündüzün eşitlendiği, tabiattaki en adaletli gün olarak sayardı. Toprağa dahi ’ana’benzetmesiyle bakarak gönlünün yüceliğini gösteren ecdadımız “yeni gün”ü toprağın yeşererek bereketlenmesinin hatırına barış, umut ve mutluluk günü olarak karşılardı. Zamanla “Nevruz-u Sultani” ismini almış Orta Asya Türk budunlarında “Sultan Navrız” olarak anılmıştır.
Göktürklerden kalma bir adet olarak ‘Kağan’ önderliğinde demiri korlaştırıp, kıskaçla tutup örse koyarak çekiçle dövme adeti günümüzde de sürdürülmektedir. Bu tören aynı zamanda Tanrı’ya şükrün bir ifadesidir. Hazreti Davud’un ateşler yakarak demiri eritmesini çağrıştırmaktadır. Mevsim kara kıştan bahara dönerken bütün renkler yenilenir, canlanır. Her yöre sarı, kırmızı, yeşil desenlerle rengarenk bezenir. Yeşil; dirilik, tazelik gençliktir. Sarı birlik ve egemenliktir. Kırmızı ise kutsalı, evi-ocağı, dirliği, özgürlüğü temsil eder. Gerçi kalpleri yumuşatmak demiri şekillendirmekten çok daha zordur.  
Anadolu’nun batısında Hıdrellez olarak bilinen Nevruz, tarihi bakımdan Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarına (1926’ya) kadar kutlanagelmiş, çeşitli eğlence ve merasimlerle zenginleştirilmiştir. Sonraki yıllarda devlet törenlerden çekilmiş halk yalnız bırakılmıştır. 1944’e gelindiğinde sadece Nevruz değil, Türk dünyası da unutturulmaya çalışılmıştı... Kültüründen, adetlerinden, inançlarından soğutulan insanımız Nevruz istismarcılarının insafına terk edilmiştir. İnsanlar kültürlerinden uzaklaştırıldığında geriye ne kalır ki? Bugün Nevruz denildiğinde ortalık karışacak diye yüreğimiz ağzımıza geliyor.
Her türlü tezgaha rağmen, yaşadığımız acı-tatlı tecrübeler Nevruz ateşini söndürememiştir. İster Hz. Nuh’un (A.S) gemisinin karaya indiği tarih, ister Hızır (A.S) ve İlyas (A.S) Peygamberin buluşma anı, ister Ergenekon’dan çıkış tarihi, isterseniz de Şair Firdevsi’nin şaheseri Şehname’de geçen şekliyle Demirci Kawa’nın Zalim Dahhak’ı çekiçle öldürmesinin yıldönümü olarak kutlayın, bu bayram ortak bir kültürün meşalesiyle aydınlanan baharı müjdelemektedir. Teröre “edi bese” (yeter artık!) diyerek Nevruz ruhuyla selamlaşmanın vaktidir.

22.03.2013 Yeni Çağ

Bu haber toplam 459 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim