• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

Ahmet Varol: Tek taraflı anlaşma mümkün mü?

Ahmet Varol: Tek taraflı anlaşma mümkün mü?
Tam bir vahşet sergileyerek baskın çıkmaya çalışan katil Baas rejimi ve onun arkasında duran zulüm güçleri, gerçekte masaya değil muhalefeti temsil edenlerin ensesine oturarak pazarlık etmek ve böylece baskın çıkmak istiyor.

Bundan önceki yazımızda Suriye’deki muhalefeti yani direniş gruplarını temsil eden Yüksek Müzakere Komitesi’nin Üçüncü Cenevre Görüşmeleri’ne katılma konusunda olumlu bir tavır sergilediğini ancak kendisinin de görüşmeler öncesi için bazı talepleri olduğunu dile getirdiğini belirtmiştik. BM tarafından bu konuda herhangi bir adım atılmaması, bir girişimde bulunulmaması sebebiyle de katılmama kararı aldı. 

Tam bir vahşet sergileyerek baskın çıkmaya çalışan katil Baas rejimi ve onun arkasında duran zulüm güçleri, gerçekte masaya değil muhalefeti temsil edenlerin ensesine oturarak pazarlık etmek ve böylece baskın çıkmak istiyor. Muhalefeti temsil eden Yüksek Müzakere Komitesi ise önce onun ensesinden indirilmesini ve eşit şartlarda pazarlık imkanı oluşmasını, görüşmelerin de ondan sonra başlatılmasını istiyor. Fakat emperyalizm katillerin tarafını tuttuğu için onların muhalefet komitesinin ensesinden indirilmesini istemiyor. Bu konudaki sahtekârlığını da acze bağlayarak kendini mazur göstermeye çalışıyor. 

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura görüşmeleri başlatma saatinin yaklaştığı sırada kendince bu konuda bir adım atarak öldürme, işkence ve yıkımın çirkin olduğunu hatırlatıp taraflara bunlara son vermeleri çağrısı yaptı. Her şeyden önce bu konuda “taraflara çağrı” yapılması iki tarafı da eşit düzeyde suçlu gösterme anlamına gelir ki bu sadece sahtekârlık değil aynı zamanda zalimle mazlumu, haksızlık edenle haksızlığa uğrayanı bir tutmak olduğu için zulme doğrudan ortak olmaktır. Düşünün ki Madaya’yı her taraftan kuşatmaya alıp insanları aç bırakarak cezalandırmaktan vazgeçmek istemeyenle, buna son verilmesi için dünyanın harekete geçmesini isteyen tarafa aynı çağrıyı yapıyorsun. Böyle bir çağrıyı yapmanın asıl amacı o vahşetin son bulmasını sağlamak değil haksızlığa uğrayanla haksızlık edeni aynı yere koymak, böylece suçu iki tarafa birden paylaştırmaktır. 

Çatışma ile katliam, insanları belli bir alana kapatıp aç bırakarak ölüme mahkûm etmek, insanî yardım ulaşmasını engelleyerek mağdur etmek aynı değildir. Eğer ki konu sadece bir çatışma ve senden istenen de bu çatışmada karşı karşıya gelenlerle ilgili olsaydı her iki tarafa da aynı çağrıyı yapman normal olabilirdi. Ama senden istenen, kuşatma altına alınarak aç bırakılıp ölüme mahkûm edilen savunmasız kitlelerin etrafındaki kuşatmanın kaldırılıp aç bırakma uygulamasına son verilmesidir. Bu durumda iki tarafa da aynı çağrıyı yapmak insanları topluca aç bırakarak ölüme mahkûm edenlerle aç bırakılan savunmasızları aynı kategoriye koymak, bu da vahşi canavarların kirli yüzlerini örtmek anlamına gelir. 

Bu oyun küresel emperyalizmin eskiden beri oynadığı oyundur. Filistin’de siyonist katilleri temize çıkarmak, mağdur edilen Filistinlilerle onları aynı yere koymak amacıyla bu oyuna sıkça başvururlar. Suriye’de ise diktaya karşı başkaldırının başladığı tarihten bu yana değişik amaçlarla ve “siyasi çözüm” başlığı altında yürüttükleri muhtelif faaliyetlerde bu taktikten yararlandıklarını biliyoruz. 

Devamı için: http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-varol/tek-tarafli-anlasma-mumkun-mu-13610.html

Bu haber toplam 732 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim