• İstanbul 15 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 12 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 16 °C

Ahmet Varol'dan: Zulüm zulme perde

Ahmet Varol'dan: Zulüm zulme perde
Suudi Arabistan Dış İşleri Bakanı Suud el-Faysal, Avrupa Birliği’nin göstermelik de olsa Mısır cuntasının gerçekleştirdiği vahşi katliamlara tepki göstermesine tahammül edememiş, ABD’nin Mısır’da yapılanın darbe olmadığı saçmalamasını tekrar ederek Batı,


Bugün Mısır’da, halkın devrimine karşı askerî darbe yoluyla bir karşı devrim gerçekleştirilebilmesinde, cunta yönetimi vasıtasıyla Hüsni Mübarek dönemindeki dikta rejiminin geriye getirilmesi sürecinin başlatılmasında Suriye’de zulüm rejiminin devam ediyor olmasının büyük payı var. Suriye’deki Baas diktası ise kendi gücüyle, askeriyle ve silahıyla değil destek verenlerin, arkasında duranların enformasyon alanında, askerî ve ekonomik alanda yaptığı yardımlarla, silah ve asker destekleriyle bugüne kadar ayakta kalabilmiştir. Dolayısıyla Suriye’deki zulme ortak olanların Mısır’da zulüm rejiminin geri gelmesinde de bir payları var. 
Mısır cuntasının 14 Ağustos Çarşamba günü meydanları boşaltma iddiasıyla düzenlediği baskında korkunç katliamlar gerçekleştirmesi ve bir günde iki binden fazla insanı katletmesi, on binden fazla insanı yaralaması ise Suriye’de Baas diktası açısından gerekçe oluşturdu. Üstelik bölgedeki dikta rejimleri ve uluslararası emperyalizm böylesine korkunç bir katliamda ya cuntayı haklı çıkardı ya da “tarafları sükûnete çağırarak” olayı silahlı çatışma gibi yansıtmak suretiyle ölenle öldüreni, kucağındaki bebekle birlikte keskin nişancılar tarafından hedef alınarak öldürülen anne ve bebeğiyle, onları hedef alan keskin nişancıyı aynı kefeye koydu. 
Böyle bir hadise tabii Şam’daki zulüm rejimini cüretlendirdi ve kimyasal silahları da kullanarak gerçekleştirdiği saldırıda bu yazıyı yazmadan önce aldığımız son bilgilere göre çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan en az bin kişinin öldürüldüğü, birkaç bin kişinin de yaralandığı korkunç bir katliam gerçekleştirdi. Aynen Mısır’daki meydanlarda olduğu gibi sağlık hizmetlerinin çok yetersiz olması ve yeni saldırı tehditlerinden dolayı güvenli bir şekilde ulaştırılamaması yüzünden durumları ağır olanların peş peşe can vermeleri sebebiyle de ölü sayısı sürekli artıyordu. 
Mısır cuntasının vahşi katliamlarına sessiz kalan veya onu haklı çıkaran diktatörler, uluslararası güçler ve sözde uluslararası insan hakları kuruluşları şimdi kalkıp Suriye’deki kan dökücü canavara mı itiraz edecekler? Beşşar onlara “Sisi’ye ağzınızı açmadınız da bana mı tepki gösteriyorsunuz?” demeyecek mi?
Duyarlı insanlar ve özellikle Müslüman toplumlar da hangi zalime, hangi zulme, hangi katliama tepki göstereceklerini, kimi protesto edeceklerini, hangi zalimi lanetlemek için kunut duaları okuyacaklarını, hangi mazluma yardım dilemek için teheccüt namazlarına kalkıp dualar edeceklerini şaşırmış durumdalar. Yüreklerinde açılan bir yara kabuk tutamadan, ondan çok daha büyük bir yara açılıyor. Ama ne yazık ki zalimlerin arkasında saf tutmuş olanlar da bu tutumlarından haya etmiyorlar. 
Allah’ım sen Müslümanlara yardım et! Bu vahşi katillerin saltanatlarına son vereceğimiz aydınlık günlere bizleri kavuştur.


Bu haber toplam 568 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim