Arap âleminde “cumhuriyet, krallık, emirlik” gibi farklı şekillerde tanımlanan yönetim biçimleri var. Fakat 2010 yılı sonuna doğru patlak veren halk ayaklanmalarına kadar bunların ortak özellikleri devletin başına geçen kişinin resmiyetteki tanımı “kral, emir, cumhurbaşkanı, başkan” her ne olursa olsun tahta oturduktan sonra, öldüğünden emin olunmadığı sürece artık oranın ikinci birine teslim edilmemesiydi. Yani saraydan sonraki adresi mutlaka mezarlık oluyordu. Bu gelenek, halk ayaklanmalarıyla bozulmaya başladı. Fakat halkın tercihinin İslâmi kimlik ve duyarlılık sahiplerinden yana olması uluslararası emperyalizmin ve onun himayesindeki güçlerin işine gelmedi. O yüzden istenmeyenlerin tahttan indirildiği ülkelerde bugün hâlâ istikrar sağlanamaması onların kumanda ettiği fitnelerden kaynaklanıyor. Mısır’da Mursi’nin seçilmesinin birinci yıl dönümünde ona karşı darbe yapmaya hazırlanan fitne hareketinden ayrıca söz edeceğiz inşallah.
Katar Emiri geçtiğimiz günlerde Arap dünyası açısından bir ilki gerçekleştirdi. Tahtını veliaht oğlu Temim’e teslim ederek kendisi çekildi. Dediğimiz gibi Arap ülkelerindeki yönetimler açısından bir ilk olduğu, tevarüs sistemine dayanan yönetimlerde de çok nadir görülebildiği için Katar Emiri Hamd bin Halife’nin buna neden ihtiyaç duyduğu hakkında Arap medyasında muhtelif yorumlar yapıldı. Ancak Türkiye’de Gezi Parkı fitnesiyle harekete geçirilen bazı kesimler ortalığı karıştırma çabalarını sürdürdüğünden bu konu gündemi yine meşgul etmeye devam ediyor.
Yazının devamı için:http://www.habervaktim.com/yazar/59997/arap-dunyasinda-bir-ilk.html






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.