Her yıl verilen Nobel ödülleri içinde özellikle iki daldakiler hep tartışmalı olmuştur. Doğası gereği edebiyat ödülü her zaman tartışılır; üstelik bu tartışma ödüllendirilen yazarın edebi kişiliğinden çok yapılan seçimde siyasi kriterlerin belirleyici olup olmadığı üzerinden yürür. Bu tartışmanın bir argümanı da, tabiatı gereği zaten 'siyasi barış' ödülü olmasıdır.
2013 Nobel Barış Ödülü'nün Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW) verilmiş olmasının ödülü veren kurumun temsil ettiği siyasi kampın tercihinden bağımsız olmadığını belirtmeye gerek yok. Sadece Nobel ödülü değil müzikten sinemaya kadar pek çok küresel ödülün verilişinde eserin kendi değerinin yanında ve aynı zamanda dışında başka kriterlerin gölgesinin düştüğü tecrübeyle sabittir.
Nobel Ödülü'nün Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW) verilmesinde, bu örgütün yaptığı çalışmalar bir yana, özellikle Suriye'nin kimyasal silah stoku ve üretim tesislerinin imha edilmesi için başlatılan girişimde rol almasının belirleyici olduğuna dair kanaat hakim. Esad güçlerinin kimyasal silah kullanarak yüzlerce sivilin katledilmesi üzerinde ABD ve Rusya'nın anlaşarak Şam rejiminin de kabul ettiği anlaşma, Suriye'nin tüm kimyasal silah programının 2014 ortalarına kadar tasfiye edilmesini öngörüyor.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/kan-denizinde-yuzen-nobel-odulu/40021































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.