Taksim'de o zamanların İstanbul'unun en yüksek binası olan otelin alt katında açılan kitap fuarı her anlamda yeniydi. Birçok farklı yayınevinin bir arada bulunduğu fuar adeta Türkiye'deki yayın hayatının özeti gibiydi. Siyasal ortamın kurşun gibi ağır olduğu dönemlerde bu kadar çok yayınevini bir arada görmek kitapseverler için farklı bir pencerenin açılması gibiydi.
Yine de tek seslilik hakimdi. Fuar adeta renk körüydü. Belli çizgideki yayıncıların dışındaki genel anlamda sağ, muhafazakar, 'dini-milli yayınlar' çok az temsil ediliyordu. Kültür hayatı kadar yayın hayatına da sol, daha genel anlamda batıcı entelijansiyanın hakim olduğu iddiasının pratiğe geçmiş hali gibi... Bir tür gövde gösterisi...
Beyaz Saray yayıncılığından yeni yeni kurtulmaya başlayan dini yahut 'İslami neşriyat' Cağaloğlu'na doğru henüz çıkmıştı; dipten gelen yayıncılık denemeleri henüz başlamıştı belki de. Sonuçta geleneksel-dini neşriyat türünde yayın yapanlar pek bulunmazdı o fuarda. Bu temsil eksikliği fuarı düzenleyen çevrenin İslami ve İslamcı çevrelere bakışıyla alakalıydı ve kültürel hegemonya yayın hayatının nasıl şekillenmesi gerektiğini, piyasayı belirlemek istiyordu.
Yazının devamı: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/kultur-endustrisinin-kitap-degirmenleri/40351






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.