• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 12 °C
  • Bolu 10 °C
  • Bursa 14 °C

Akif Emre'den: Yerli muhafazakârlığın resmileşmesi

Akif Emre'den: Yerli muhafazakârlığın resmileşmesi
Resmi muhafazakârlığın, tıpkı sol Kemalizm gibi (sol muhafazakârlık da denebilir) en bariz özelliği elitist özellikler taşımasıydı.

Yerli muhafazakârlık bu tarihsel kırılma anında ortaya çıktı. Sistem dönüşmeye karar vermiş; sistem içi elitlerden bir kısmı, bu dönüşümü eski kadroların statükosunu bozmadan yapmak istiyordu. Ne var ki dönüşümün içeriği ve hacmi atıl kadroların boyunu çoktan aşıyordu. Hatırlayalım; bu dönemde bir ilk olarak emekli generalin yolsuzluktan yargılanması (Ergenekon'dan çok önce) statükonun değişim sinyalinden başka bir şey değildi. Ne var ki küresel sisteme entegre olmak için çok daha sarsıcı dönüşüme ihtiyaç vardı. Ve bu, merkezin karar mekanizmalarından uzakta tutulan kadrolar eliyle yapılabilirdi.

Post-Kemalist dönemin yükselen aktörü olarak sahneye çıkan yerli muhafazakârlığın siyasal erki kontrol edebilmesi için üç farklı dinamiğin desteği gerekliydi: Toplumsal destek, dış destek, sistem içi destek. Bunlardan sadece sistem içi destek zayıftı. Zamanla bu da aşılacaktı...

Ancak bu noktada, yaşanmakta olan süreci kalıcı ve farklı kılan sistemin dönüşüm kararı ile yerli muhafazakârların dönüşme arzularıydı. Sistem yeni küresel düzene ayak uydurmaya karar vermiş, muhafazakâr siyaset de bu dönüşümün taşıyıcısı, aktörü olmuş, böylelikle statükonun muktedir kadrolarının direncini aşabilmişti.

Bu noktada can alıcı soru İslamcılık meselsinin bu dönüşümde nerede durduğudur. Yerli muhafazakârlık küreselleştikçe/küreselleşmeye eklemlendikçe İslamcılıktan uzaklaştılar. İslamcılığın küresel vizyonuna (ümmet) karşılık muhafazakârlığın yerelliği küreselleşmeye eklemlenerek İslamcılığın küresel vizyonunu devre dışı bırakıldığı bir paradoksal süreç yaşanıyor. Dünya ile daha doğrusu küresel sistemle bütünleşen, liberal politikalara uyum sağlayan muhafazakârlık diğer tarafta sistemin toplumsallaşmasını sağladığı gibi toplumsal dinamizmi de yapıya dahil ederek yenilenmesini sağladı.

Tam bu noktada Müslümancılık-İslamcılık zıtlaşması devreye girdi. Merkezde yer edinen yerli muhafazakârlar alternatif olma iddialarından vazgeçti ve İslamcılık yerine bir kadro dayanışması olarak muhafazakârcılık şeklinde kavramsallaştırılabilecek refleks sergiledi. İslamcılık yerine ikame edilen muhafazakârcılık belirleyici özellik haline geldi.

Muhafazakârcılık siyaseti bir yanda sistemli olarak merkeze otururken diğer tarafta sisteme eklemlendi. Sistem biraz daha muhafazakârlaşırken muhafazakârlık beslendiği değer ve geleneklerden koptu. Bunun en çarpıcı örneği Müslüman Kalvinizminin adeta coşkuyla benimsenmesidir.

Dini düşüncenin, İslami dünya tasavvurunun biçimlendirdiği İslamcı iddialardan vazgeçildiği oranda sistemde yer açıldı. Küresel sisteme entegre olunduğu ölçüde de muhafazakâr kadroların konumları güçlendi. Böylelikle alternatif olma imkanı elinden alınan eski İslamcıların küresel ölçekte model gösterilmeleri gurur okşayıcı bir zafer olarak iç politikaya geri dönecektir!

07.07.2011 Yeni Şafak
Bu haber toplam 1126 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim