• İstanbul 15 °C
  • Ankara 10 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 15 °C
  • Bolu 5 °C
  • Bursa 15 °C

Ali Haydar Haksal; Bir Hüzün Öykücüsü

Fahri TUNA

O bir hüzün medeniyetinin evlâdıdır.

Hem de has evlâtlarından.

O nedenle olmalı, o bir hüzün öykücüsüdür.

Cebinde babasından tevarüs, dedesi Kiğı Mektebi Rüşdiyesi Muallim-i Sanisi İsmail Hakkı Efendi’nin cönküyle yaşamaktadır Ali Haydar Bey. Aslında bu cönktür onu, onun ruh iklimini, onun kalemini kelâmını meramını açıklayacak olan: 'Cönk, dedemin kendi eseri, kendi yazısı, ruhu, yansıması... Babam, cönkü cebinde olduğu gibi, yüreğinde taşırdı sanki. Cönk bende, Hafız Divanı ise ağabeyimde. Her birimiz, bir ucundan yakalamışız geçmişimizin.  Kalınan yerden yolumuzu sürdürüyoruz. Her şey izleģinde yürüyor.’

Ali Haydar Bey’e göre, dedesinin cönkü baştan sona bir şiir güldestesi.

Yazdığı on altı öykü kitabı da, Türk öykücülüğünün güldestesidir adeta. Zira o Ay Işığında Vav’ın Odasında yaşayan ve İçim Bir Su Berraklığında ama Sesim Bana Yetmiyor diye haykıran yazarımızdır; bin bir kötülüklerle sarılı modern zamanların yaşamında insan Yalnızlık Sarkacında bir hayat sürmekte ve sonunda şunu fark etmektedir: Aslında Sarıldığım Soğuk bir Cesetmiş.  Sokağın Adı Issız yürüse bir dert yürümese bir dert, Kapıda Bir Çift Ayakkabı giyse bir dert giymese bir dert,  Zamanların Öyküsünü yazsa bir dert yazmasa bir dert, karar vermesi kolay olamasa gerektir. Bir bakıma Ruh Denizi içerisinde Kuşkonmazda Konuşan Adamdır o; bir bakıma Renklerin Dansına bürünmüş, Rüya İçinde Rüya göre göre, Güneşe Koşan Adamdır o.

Beş yüz (Türk Edebiyatı), üç yüz (Dergâh, Yedi İklim), iki yüz yirmi (Hece), yüz seksen (Ay Vakti); belki farkında değiliz sayılarla dergilerimizin özdeşliğinin! Türkçenin ufkunda harf kelime kelime, dize dize, cümle cümle kaleler surlar burçlar diktiklerinin pek de farkında değiliz. Yüzlerce, belki binlerce şairin yazarın edibin bu dergilerde mayalandığını, serpildiğini, gelişip meyveye durduğunun farkında bile değiliz.

Nice şiirlerin, öykülerin, romanların, denemelerin, portrelerin bu dergilerle neşet ettiğini görmüyor, göremiyor, gördürülmüyoruz belki de.

Her bir derginin okul, ekol, mektep ödevi gördüğünün farkında olamayabiliriz, bin bir hay huy keşmekeşinde. 

İşte Ali Haydar Haksal, Türk edebiyatına armağan ettiği birbirinden değerli otuz iki kitabı kadar, yirmi beş senedir bir kuyumcu titizliği ile yayımını üstlendiği Yedi İklim dergisi ve yayın sayısı elliyi aşan Yedi İklim yayınlarıyla hiç fark ettirmese de, bilenlerin bildiği görenlerin gördüğü çağdaş bir Malkoçoğlu’muzdur o bizim.

Her kitabı bir kale göreceksek eğer, Ali Haydar Bey ve kardeşleri (Ahmet Tahir ve Müstakim), gecelerini gündüzlerine katarak, bin bir emek zahmet ve fedakarlıklarla edebiyat sathında bir çok yeniçeri komutanı yetiştirip gönül burçlarına yerleştirmişlerdir.

Hasan Aycın, Hüseyin Atlansoy, Ali Göçer, Alim Kahraman, Kamil Eşfak Berki, Osman Bayraktar, İlhan Kutluer, Şakir Kurtulmuş, Hasan Selami Binay, Yüksel Peker, Rıdvan Canım, Ahmet Murat, Ahmet Edip Başaran, Mustafa Özçelik; Yedi İklim’in paltosundan çıkan, hemencecik akla geliveren güçlü kalemlerimiz.

Yazdıkları kadar yaptıkları ve yaptırttıklarıyla da kahramanımızdır o bizim.

Âkifîdir, Âkifçidir, Âkifçedir; hani Âkif için,’ biri söylemediği sürece şair olduğunu hatırlamazdı’ der ya Mithat Cemal Kuntay; Ali Haydar Bey üstadımız da tıpkı böyledir; tevazuu, gösterişsizliği, asaleti bunu gerektirir.

Gerçek kahramanlar kahraman olduğunu, gerçek veliler veli olduğunu, gerçek büyükler büyük olduklarını göstermezler, söylemezler, bildirmezler; bu onların kahramanlık remzleridir, işaretleridir, künyeleridir ya. Ben birçok vakıf insanımızı böyle görüyorum. Bilhassa da dergilerimizin başlarındaki ağabeylerimizi.

Dergilerimizin başlarındaki büyükleri, yani Ayvazoğlu’nu, Kutlu’yu, Haksal’ı, Su’yu, Akbaba’yı bir sultana benzeteceksek eğer, ki tamamı birer gösterişsizlik abidesidir;  Ali Haydar Haksal bana II. Beyazıd’ı hatırlatır: Babası Fatih Sultan Mehmed ile oğlu Yavuz Sultan Selim’in arasında pek dikkat çekmeyen; bilenlerce, devleti asıl kuran, kurumlayan, kurumsallaştıran veli padişah, şair padişah, gönüller padişahı Beyazıd-ı Veli’yi.

Sade, çok sade, çok çok sade bir hayatı vardır onun. Disiplin ve ölçü dolu bir hayatı. Gösterişsiz ama zengin, yalın ama parıltılı, sakin ve derin bir hayatı vardır onun. Tıpkı öyküleri, romanları, eserleri gibi. Tıpkı Türkçesi, cümleleri, üslubu gibi. Hayatı ve eserleri neredeyse birebir aynıdır; yalın, derin, dokunaklı.

Konuşması da cümleleri gibi; ne bir eksik ne bir fazla söylüyor/yazıyor. 

Denge, ölçü, vezin; duyarlık, disiplin, derinlik; hasret, hicran, hüzün; sanki bu dokuz kelimeden ibaret Ali Haydar Haksal’ın yazı dünyası. 

Sesi, sözü, yüzü huzur veriyor; huzur, umut, güven veriyor.

Romanları, incelemeleri, denemeleri de var; öyküleri kadar da başarılı üstelik

Bir medeniyet Türkçesiyle yazıyor, bir medeniyet duyarlığıyla yazıyor, bir medeniyet kuşatıcılığıyla yazıyor; dâima!

Son eseri ‘Hüzün’le bir kez daha hüzün atlasımızı dokuyor iplik iplik, ipek ipek, ilmek ilmek; dedesinin şahsında onu okuyor görüyor yaşıyoruz biz de.

Altmış beş yıllık ömrünün özeti şudur denilebilir: Dedesi İsmail Hakkı Efendi’den miras ‘ağır emaneti’ bihakkın taşımış, çoğaltarak hak edenlere devretmiştir efendim, şahidiz!

Nice öykülere, kitaplara, sayılara,

Ey dört mevsim gönüllerimize,

yedi iklim köşe bucaktan,

bahar rüzgârları taşıyan,

hüzün bakışlı adam.

Fahri Tuna - 03.04.2015

alihaydarhaksal3.jpg

Bu yazı toplam 1239 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim