Şimdi burda durup, soralım: “Ölenlerin aileleri, yakınları, komşuları bu olaya tabii ki üzüldüler.. ‘İnsanım’ diyen herkes üzüldü. Ama PKK destekçileri, bu ölümlerden dolayı, gerçekten üzülmüş olabilirler mi? Üzülmüş olabilirler mi ki, isyanları oynuyorlar?”
Öyle ya..
Bir asker, bir polisimiz, şu veya bu sebeple öldüğünde, PKK’lıların “Bunun hesabı sorulur” dedikleri hiç vaki mi?
Hayır.
Ama şimdi, korucu ve korucu çocuklarının olduğu bir grubun büyük ihtimalle hataen vurulması olayında, PKK ve PKK sözcülüğüne soyunanlar, “hesap sorma” tehditleri savuruyorlar.
Be insafsızlar..
Tabii ki devlet, yapılan yanlış, abartılı operasyonun hesabını sorsun.
Bunun için, ilk adımlar atıldı.. Genelkurmay taziye dileklerini iletti. Hükümet üzüntüsünü bildirdi.. Soruşturma açıldığı belirtildi..
Bunların hepsi yapılsın.. Sorumlular hesap versin de..
Size ne oluyor?
Sizler, bu operasyon hatası olmasa, o ölen 35 insanımız evlerine dönseydiler.. Yarın/ertesi gün, o 35 insanın içinde yer alan korucuları öldürmek için, fırsat kollamayacak mıydınız?
“Korucuları öldürmek için” diyorum ama..
1990’lı yıllarda sık sık tekrarlandığı üzere, korucuların aileleri için de saldırılar düzenlendiği gerçeğini dikkate alırsak, önceki gün ölen 35 insanın tamamı, aslında PKK’nın hedefinde değil miydi?
“İnsan olarak üzülüyorlar” demeyin sakın.
Her insan; “insan olan insan”, bu olaya tabii ki üzülür.
Ama, üzüntü duymak için, eline silah alıp, insan öldürmemek gerekir. Öldürtmemek gerekir. Öldürenleri alkışlamamak gerekir..
Sen eline silah alıp, sadece askerlik görevini yapmak için doğu iline gelmiş askerimizi vurup öldür.. Onun yanı sıra, askere yardımcı oluyor diye, binlerce korucuyu öldür..
Sonra da, kendi ölüm listende yer alan insanların ölümünden, üzüntü duyduğunu söyle..
Dürüst olun beyler..
Zaten sizin kendi hedefinizde, o insanları öldürmek varsa, onların ölümünden niye üzülesiniz ki?
Olsa olsa, bu ölümleri istismar etmek istersiniz..
Şimdi yaptığınız da bu..
Sanki korucularla çatışmıyorlarmış gibi..
Sanki korucu çocuklarını hiç öldürmemişler gibi..
35 korucu ve çocuğunun ölümünü, “Kürtlere soykırım” olarak takdim edip, halkı isyana teşvik ediyorlar.
Ama gerçek yüzleri, canlı görüntülerle hemen deşifre oldu.. BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü ve Levent Tüzel’in de içinde olduğu grup, dün düzenledikleri basın toplantısında, komedi filmi izliyorlarmış gibi, şen şakraktılar..
Yanlarında Gençay Gürsoy ve Nuray Mert..
Ve bir yandan “35 insanın ölümü sebebiyle 3 gün yas ilan edilsin” diyorlar.
Bir yandan da, kameraların kapalı olduğunu sandıkları bir anda, “kahkahalar” atarak, birbirlerine espriler yapıyorlar..
O kahkahalar, BDP’lilerin gerçek yüzünü ortaya seriyor.. 35 insanın ölümüne, emin olun, sıradan Türk vatandaşının üzüldüğü kadar üzülmemişlerdir..
Adım kadar eminim..
Ben kendi adıma söyleyeyim; bu acı olayı duyduğum andan itibaren, kahkaha atmadım. Gülesim bile gelmiyor önümden geçen, kimisi gülünecek nitelikte olan onlarca haber, onlarca görüntü, onlarca olaya.. Ben yasımı ilan ettim.
Ama yas ilanı isteyen BDP’lilerin, bir bayram etmedikleri kaldı!
Niye acaba?
31.12.2011 Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.