• İstanbul 14 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 6 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 11 °C
  • Bolu 6 °C
  • Bursa 10 °C

Ali Ural'dan: Arap baharında iskambil

Ali Ural'dan: Arap baharında iskambil
Ah Paul Cézanne, sana kısmet olmadı baharı görmek. 1861 Mayısı kıştı senin için. Güzel Sanatlar Akademisi'nin giriş sınavlarında başarılı olamamış ve Paris'ten Aix'e geri dönmüştün, baba evine.

Beş tabloda da iskambil oynatıyordun, kumarbaz mıydın neydin. En az karakter ve nesneye sahip olanı arıyordun gitgide damıtarak. İskambili daha iyi vurgulamak istiyordun, azaldıkça suretler çoğalıyordu etki. Sonunda iki kişi kaldı tabloda. İkisinin de başında şapka vardı, pipo içiyordu biri. İkisi de ellerini masaya dayamışlardı göz ucuyla iskambilleri süzüyorlardı. Pipolu olanın eli daha iyiydi, diğerinin yüzünde endişe vardı. Hangisiydin sen? Bence endişeli adamdın eli iyi gelmemiş. Karşındaki adam Yunan armatör George Embiricos'tu. Tablonu satın almak istiyordu. Sen kaybettin. Bir el daha oynayalım, diye yalvardın umutsuzca. O seni kovdu tablodan. Sen tablodan kovulunca bahar geldi resme. Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife karşısına oturdu Yunanlı armatörün. Sen dışarıdan seyrediyordun onları gözlerini kısmış. Yunanlı kâğıtlarını açmadan Arap keseyi açıyordu. Yazıyla: İki yüz elli milyon dolar. Kışın sona ermesi gerekiyordu artık. "İskambil Oynayanlar" sıcak bir ülkeye göç ettiler. Katar İslam ve Çağdaş Sanat Müzesi'ne. Şimdiye kadar bir sanat eserine ödenen en yüksek rakamla rekorlar kitabına girdi İbni Halife.

Mark Twain'in kulakları çınlasın. Bir hikâyesinde üç genç ressam vardı açlıktan kurtulmak için planlar yapan. Aralarından birinin ölümüyle paraya kavuşacaklarından emindiler. Öyle ya tarih boyunca sanatçılar ölümlerinden sonra kıymete biniyordu. Onlar çare araya dursunlar aralarına bir ressam daha katıldı: Francois Millet. Millet'nin ünlü tablolarından "Angelus" merkeziydi öykünün. Ressamların arasında şöyle bir konuşma geçiyordu:

"Çok yazık. Şu yığınla yapılmış resimlere bir bakın. O kadar iyiler ki bütün Avrupa'da daha iyisi yapılamaz. Burada dolaşan birçok yabancı da bunu onayladı."

"Evet, ama hiçbiri onları satın almadı" diye itiraz etti Millet.

"Evet, ama söylediler en azından. Ve söylediklerinin doğru olduğuna şüphe yok. Örneğin 'Angelus'una bir bak. Kimse iddia edebilir mi..."

"Evet 'Angelus'um! Beş frank teklif ettiler ona."

"Ne zaman?"

"Kim teklif etti?"

"Nerede o adam?"

"Neden almadın parayı?"

"Hepiniz birden konuşmayın. Sandım ki daha fazlasını verecek -yemin edebilirdim- resme öyle bir baktı ki ben de sekiz istedim."

"Ama Francois, neden..."

"A, evet biliyorum, biliyorum. Bir ahmak kadar yanılmıştım. İnanın çocuklar, niyetim iyiydi. Sadece..."

"Sakin ol, iyi kalpli olduğunu biliyoruz. Ama sevgimizin hatırına bir daha böyle aptallık yapma."

"Bundan emin olun, bir daha olmayacak. Dilerim ki gelir ve bana karşılığında bir lahana teklif eder. O zaman göreceksiniz nasıl kabul edeceğim..."

Sonunda ressamlar içlerinden birini göstermelik öldürmek için kura çekerler. Kura, Millet'e çıkar. Altı hafta gece gündüz Millet adına eskizler ve yarım çalışmalar yapıp altına imzasını attırırlar. Sonra üç arkadaş farklı şehirlere dağılıp Millet'i ünlü bir ressam hatta kendilerinin hocası olarak tanıtırlar. Plan başarılı olur ve cepleri parayla dolar. Artık Millet'i öldürme vakti gelmiştir. Uyduruk bir cenaze töreniyle arkadaşlarını, daha doğrusu samandan bir adamı gömerler. Tabutu taşıyanlardan biri de Millet'tir. Bu cenaze töreninden kısa bir süre önce "Angelus" tablosunu genç ressamlardan biri 2000 franka satar. Yıllar sonra ise bir yabancı Fransa'yla girdiği mücadele sonucunda tabloyu 750.000 franka satın almaya muvaffak olur.

Kış gitmiş, bahar gelmiştir.

12.02.2012 Zaman

Bu haber toplam 534 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim