• İstanbul 16 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 14 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 12 °C

Ali Ural'dan: Görmenin tadı

Ali Ural'dan: Görmenin tadı
"Görmenin tadına varacaklar," cümlesini okuyana kadar perdeyi açmanın heyecan verici bir yanı yoktu. Bahçe aynı bahçe, yol aynı yol, kedi aynı kediydi.

"Görmenin tadına varacaklar" cümlesinin hemen altında kara gözlüklü bir genç kız resmi vardı. Bilim insanları benim için olmasa da görme engelli bu kızımız için icat etmişlerdi gözlüğü. Bilime güvenenler bir kez daha haklı çıkmışlardı. Gözlüğün nasıl çalıştığını merak eden benim gibi fanilere adım adım anlatılıyordu keşif. Bir: Gözlüğün içindeki 2.5 cm'lik kamera kaydettiği görüntüyü eldeki bir kumandaya gönderiyor. İki: Görüntü düşük çözünürlüklü siyah-beyaz bir fotoğrafa dönüştürülüyor. Üç: Fotoğraf yüzlerce elektrot içeren ince bir tüp aracılığıyla dile gönderiliyor. Dört: Kullanıcı diline yansıyan şekli ve hareketleri hissediyor. Beş: Beyin dil üzerindeki hissi görselleştirerek fotoğrafı görmeyi öğreniyor.

Fotoğrafta bir ağaç var. Diliyle dokunuyor denek ağaca. Tadı yeşil. Dilinin üzerinde büyüyen ağaç, adamın zihnine doğru yürüyor. Gümbürdüyor adamın kafasının içi. Fotoğrafta bir çilek var. Tadı pütürlü. Deneğin zihnine doğru yuvarlanıyor çilek. Adam dişleriyle eziyor küçük çekirdekleri. Fotoğrafta siyah bir bayrak var. Tadı dalgalı. Bayrak ilerlemiyor adamın zihnine. Hışırtısı dolduruyor kafasının içini. Fotoğrafta bir şey yok. Yanmış fotoğraf.

Fotoğraf bir habere kıvılcımlar saçıyor. Siyah gözlüklü mankenin gözlerini gizlese de, gözlüğü ilk kez David Rathband takacak. Kim mi Rathband? Bir trafik polisiydi, araçları durdurup hareket ettiren. Kırmızıyı yeşilden ayırt edebilen. Yayaların yalnız ayak seslerini değil, paltolarını, şemsiyelerini, çizmelerini ve gözlüklerini hafızasına yansıtan. Gözlük, evet, o gözlüğü deneyebilmek için bir servet ödemeyi kabul etti Rathband. Çünkü pırıl pırıl parlayan protez gözleri var onun, nesneleri ve şekilleri hapseden. Artık bir trafik polisi değil. Ne şoförler duyuyor düdüğünü ne yayalar. Bomboş yollarda çınlıyor siren sesi.

Gözlük, evet. Bir servet ödemeyi kabul etti o gözlüğü deneyebilmek için. Bir servet ödemeyi kabul etti gördüğü son kişinin görüntüsünü silebilmek için. Oysa biliyor, gözlüğü taktığı anda kendisini yeniden polis arabasının içinde bulacağını. Havanın güneşli, etrafın sessiz, insanların bir yerlere gitmek üzere yola çıkmış olacaklarını biliyor. Biliyor, elinde içeceği, yaşlanacağını, göbeğinin büyüyeceğini ve sonunda emekli olacağını. Fakat bilmiyor, bir katilin koşar adım kendisine yaklaştığını. Duyuyor bir el ateş edildiğini. Elinden içeceği düşerken kurşunun parçaladığı camdan katilin yüzünü görüyor. Onun yüzünde kararıyor her şey. Güneş sönüyor, yürümekte olan insanlar bir bir siliniyor. Işık, tek bir noktada toplanıyor. Sonra katilin yüzü de kayboluyor. Bir servet ödemeyi kabul etti, ona ateş eden seri katilin yüzünü bir kez hatırlayıp sonsuza kadar silebilmek için. Bir servet ödemeyi kabul etti, soluk da olsa, bir gölge görebilmek için.

"Görmenin tadına varacaklar," cümlesini okuyana kadar perdeyi açmanın heyecan verici bir yanı yoktu. Elimdeki gazeteyi kıvırıp bir bumerang gibi savuruyorum boşluğa. Bir simyacının gözlerini ödünç aldıktan sonra yapıyorum bunu, tereddüdümün dallarını budadıkça büyüdüğünü görüp. Ya bahçe aynı bahçe, yol aynı yol, kedi aynı kedi olarak kalırsa.

18.12.2011 Zaman

Bu haber toplam 537 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim