Ya da, camide, caminin avlusunda da yer yok, adeta omuzlar birbirine lehimlenmiş, kolundan buharlar tüten, taze abdestli bir adam, kimseyi ittirip kaktırmadan hem de istediği safta kaşla göz arasında yerini alıvermiş; farkında değilsiniz…
Bir etkinlikte, ne bileyim bir düğünde, bir cenazede sanki hep oradaymış, hiç ayrılmamış gibi bir uyumla karşılaşırsınız; şaşırmadan…
Eskilerin cemiyet adamı dedikleri familyadandır. Bulunduğu yerde istemese de bir renk olarak bulunur.
Daha da ilerisi, dünyada ve mahşerde kaybolsa en kolay bulunacaklardan… Kudretten işaretlidir.
Cüssesinin üçte biri yeryüzünde dolaşır. Yüreği kabardığında Köroğlu’nun atını korkudan çatlatacak kadar babayiğittir.
Ayda yılda bir karşılaşsanız bile omzu omzunuzdadır.
Yerinde duramaz. Yüzyıl yerinde dursa da duramaz. Her gün uçan kuşların her gün yeniden uçtuğunu, yeniye uçtuğunu, yeniliğe uçtuğunu bilir.
Ankara’yı çekilir kılanlarımızdan
İlerleyelim Beyler sadece mizah kitabının adı değildir; hareketin bereket olduğunu bütün hayatına yayan bir insanın biraz da kendisiyle latifeleşmesidir.
İçindeki çocukların hiç birinin kulağı çekilmemiştir.
Ruhuna yorgunluk aşısı yapılmıştır; koşturarak ve yürüyerek dinlenir.
Dili mizaha olduğu kadar çocuk edebiyatına da meyyaldir.
Erbay Kücet bu…
Ankara’yı çekilir kılanlarımızdan…
Pek çok dergide yazdı. Mizah kitapları, çocuk kitapları yayımlandı.
Bürokraside çeşitli kademelerde görev aldı.
Erenlerin işine karışılmaz hesabı kişisel gelişim dersleri de verir, Bilardo Federasyonu Başkanlığı da yapar.
Kabına sığmaz. Meydanlar da kabına sığmazsa keyfine diyecek yoktur.
“Başka söze ne hacet
Geliyor Erbay Kücet” darbımesel olmuştur.
Yüzü en çok da çocukların eylem yaptığı bir miting meydanıdır. Beyaz bayraklı…
Böyle biliriz.
Mehmet Aycı yazdı































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.