Doğru, Ortadoğu, diplomasi ve istihbarat dünyası açısından “bataklık” olarak adlandırılabilecek coğrafyadır. Bugün söylenenin yarın aksinin yapıldığı, dostlukların ve düşmanlıkların kaygan zeminde geliştiği, kendine has bir bölge... Örnek: Türkiye 2010 yılında İran’ın nükleer programının barışçı yönünü desteklemek amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yaptırım kararına “hayır” oyu kullandı, NATO yükümlülükleri çerçevesinde Kürecik’e radar istasyonu kurdurduğunda Tahran’dan “orayı vururuz” mesajı aldı. 2008’de Suriye-İsrail arasında arabuluculuk görevi yapacak ölçüde ilişkilere sahipti, bugünkü duruma felaket!.. Türkiye mi değişti, hayır. Mısır konusu ayrı bir konu.
Neden?..
Birincisi, bölge devletlerinde “kurumsallaşma” zayıf, kararlarını günü-birlik gelişmelere göre alıyor, gelişen olaylar çerçevesinde bu kararlarından kolay çark edebiliyorlar...
İkincisi, daha önemli: Ortadoğu’da bölgesel aktör olmaya hevesli ülkelerin Türkiye hariç tamamı, stratejilerini savaş ve gerginlik üzerine oturtmuş durumda, bir tek Türkiye’nin “bölgesel barış”tan çıkarı var!..
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/turkiye-nerede-ayriliyor/yazi-799923































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.