• İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 13 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 22 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 19 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 17 °C

Arkadaşlarının Kaleminden Numan Yazıcı

Fahri TUNA

Gümrükönü Yazıları – 21 / Fahri Tuna

3 Haziranda ilginç bir kitap yayımlandı Adapazarı’nda, ilin tarihinde –neredeyse- hiç örneği olmayan bir kitaptı bu. Adı ‘Ülkesine Adanmış Bir Ömür; Numan Yazıcı’.  Kitap 2011 Haziranında Değişim Yayımlarından çıkmıştı. İbrahim Ertiryaki ile Fahri Tuna hazırlamış. Düzenleme Kurulu ise Tarım eski bakanı Prof.Dr. Sami Güçlü’nün öncülüğünde SAÜ öğretim üyelerinden Prof.Dr.Harun Taşkın, Prof.Dr.Muhammed Aydın, Yrd.Doç.Dr. Yılmaz Güney, Dr. Ekrem Gülşen, İmam-Hatip Lisesi eski Müdür vekili / Matematik öğretmeni Ali Gezici, Tüvasaş Genel Müdürü İbrahim Ertiryaki, şehrimizin tüccar-esnaflarından Alaattin taşçeken, Ercan Yılmaz, Nejat Ardalı, Yönetici Halit Katırcı, kardeşi Mustafa Yazıcı ile TYB Sakarya Şubesi Başkanı / Yazar Fahri Tuna’dan oluşuyor kitabın. Üzerinde yirmi aya yakın çalışılmış bir kitap. Kitabın maddi anlamda yayımını ise merhumun yakın arkadaşı İbrahim Ertiryaki ve öğrencisi Cemalettin Yılkın sağlamış.

 

DÖNÜŞTÜREN VE DEĞİŞTİREN BİR LİDERİN KİTABI

 

316 sayfalık büyük boy kitap, İbrahim Ertiryaki’nin ‘Söz Uçsa da, Yazı Baki’ başlıklı güzel bir takdim yazısıyla başlıyor. Ertiryaki ‘Numan Yazıcı, bir dava uğruna can veren değil… Bir dava uğruna ömrünü veren bir isim oldu. Bir ömrü, bir hayatı insan yetiştirmek için harcayan kocaman bir yürekti. Yüreğinin büyüklüğünü anlatabilmek için, bu kitap çok küçük; lakin sözün yettiğince, kalemin erdiğince anlatmak istedik Numan Hoca’yı’ özleriyle özetliyor kitabın varoluş nedenini. Editör Fahri Tuna ise ‘Dönüştüren ve Değiştiren Bir Liderin Kitabı’ başlıklı yazısında ‘Numan Yazıcı özelde Adapazarı genelde Türkiye için –kelimenin tam anlamıyla- isimsiz kahramanlardan biriydi şüphesiz. Yetiştirdiği binlerce öğrencinin yanı sıra, Türkiye’nin kaderinde sorumluluk üstlenmiş bir cumhurbaşkanı, birkaç bakan, yüzlerce milletvekili, belediye başkanı, genel müdür, daire başkanı ve yöneticinin istikamet ve kimlik bulmasında pay ve emek sahibi bir büyüğümüzdü. O toparlayıcı bir ağabey, dönüştüren ve değiştiren bir lider, fedakâr bir dosttu elbet. O tam bir dostluk ve vefa abidesiydi. Bu kitap, ‘vefa abidesi’ bir insana küçük bir vefa armağanı sayılmalıdır.’ sözleriyle anlatıyordu kitabı. İki hafta boyunca merhum Numan Yazıcı’yı arkadaşlarının (Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den oda arkadaşlarına kadar) ve öğrencilerinin sözlerinden tanıtacağız sizlere.

 

Doç.Dr.Abdullah Gül (Cumhurbaşkanı)

İNSAN YETİŞTİRMEYİ SANAT HALİNE DÖNÜŞTÜRMÜŞTÜ

 

‘Hayatımın erken sayılacak bir dönemi Adapazarı’nda geçti. Burada yeni yapılanmakta olan bir akademik kurumun birkaç tecrübeli hoca etrafında kümelenen genç temsilcileri idik. Mümbit bir ovanın etrafında sosyologların mozaik toplum adını verdikleri çok renkli bir insan manzarası, yeni bir şehir oluşturma çabası içinde idi. Biz de hem bu oluşuma katkıda bulunmak hem de o yıllarda yoğun bir biçimde Türkiye’yi içine çeken anarşiden öğrencilerimizi koruyup kollamak için elimizden geleni yapmaya koyulduk. Her ikisi için de panzehir kitaptı. İyi de Adapazarı o yıllarda kitaba ulaşacak bir mekandan yoksundu. Önce öyle bir mekan diriltmek ve bu yolla hem yeni çıkan yayınlarla Adapazarı okuyanını buluşturmak hem de burayı küçük çaplı bir akademik tartışma mekanı haline getirmeye karar verdik. İşte tam bu aşamada sadece akademik dünyadan değil orta öğretim kurumlarından da çok değerli katılımlar oldu aramıza. İşte Numan Yazıcı’yı da genç ve gayretli bir öğretmen, bir arkadaş olarak bu aşamada tanıdım. Anadolu’daki tabirle kelimenin tam anlamı ile sırım gibi bir endam, daima güleç bir yüz. Onun ilk karşılaşmada bıraktığı izlenim. Oturup konuşmaya başladığınız zaman ise  kararlı bir kişilikle karşı karşıya olduğunuzu hemen anlarsınız. Bunların da ötesinde merhum Yazıcı, ilkeli duruşu, samimiyeti, ilişkide olduğu insanlara karşı fedakârane tutumu ile dikkat çekti ve bu tavırlarını adeta bir yaşama biçimi haline getirdi. Bunun sonucu olarak da pek çok insanın yetişmesine katkıda bulundu. Tabii Numan Beyle sadece iyi günlerde beraber olmadık. Onunla başka paylaştığımız mekânlar da oldu! Hayatta işini iyi yapan, hayır çok iyi yapan kişiler gördüğümüzde dünyaya bu iş için gelmiş deriz. Bence Numan Bey bu dünyaya öğretmenlik yapmaya, insan yetiştirmeye ve insanla uğraşmaya gelmiş biriydi. Bu işi bir sanat haline dönüştürerek mesleğini icra etti ve öyle de öldü. Allah mekanını cennet etsin.’

 

Bolu Belediye Başkanı Alaattin Yılmaz:

SAKARYALILAR GRUBUNUN BAŞI OYDU

 

‘Şu anda Türkiye’de Sakaryalılar diye bir grup varsa eğer, ismi olmadan, öne çıkmadan bu işi organize eden, ama bunu da hiç belli etmeyen bir ağbimizdi. Biz tabii birlikte hareket eden insanlar olarak; Numan ağbinin herkesi kucaklayıcı yönünü çok iyi gözlemliyorduk. Bazen kızsa bile öyle kucaklayıcı davranırdı ki, kendimizi yine onun şefkatli mizacına emanet ederdik. Uyarı vazifesini de hiç kırmadan yapardı. Onun yanında kendimizi anne-baba şefkati içinde hissederdik. Hayatını inançlarına adamış ve bu uğurda da bizi kendisine yoldaş görmüş, bağrına basmış; her şeyi istişareyle çözen; karar alındığı zaman da sonuna kadar arkasında duran biriydi. Kendisiyle ilgili hiçbir konuda hiçbir beklentisi olmamıştır. Hepimizin yükünü taşıdığı halde, kendisi hiçbirimize en ufak şekilde yük olmamıştır.’

 

Oda Arkadaşı / Matematik Öğretmeni Ali Gezici

İÇ ALEMİ İLE DIŞ ALEMİ BİRBİRİNE UYUMLUYDU

 

‘Rahmetli ile birlikteliğimiz 1974 yılında Adapazarı İmam Hatip Lisesinde başlamış ve 20 yıl sonra 1994 yılında Numan Bey'in İlahiyat Fakültesi'ne geçinceye kadar devam etmiştir. Fakülte'ye geçtikten sonra da arkadaş ve dostluğumuz vefatına kadar devam etmiştir. İmam Hatip Lisesi çatısı altında acı-tatlı çok güzel günlerimiz ve anılarımız olmuştur. Yapılacak çalışmalardan hiçbir zaman kaçmaz bilhassa içinde bulunmayı severdi. Numan Yazıcı ciddi bir insandı. İç alemi ile dış alemi birbirine uyumluydu. Bütün çalışmalarında da böyle olmuştur.

Gerek öğretmenliği gerekse idareciliğinde huyuna uygun disiplinli çalışmayı severdi. Zor bir insandı Numan Yazıcı, hep çalışmak, hep okumak, hep yazmak isterdi. Kanımca da kısmen bunu başarırdı. Yetiştirdiği öğrencileri, ortaya koyduğu yazılı eserler, onun önem vereceğimiz değerleridir. Numan bey öğrencilerle kaynaşmayı da severdi. Numan Yazıcı yalnızlığını kardeşleri, sevgili yeğenleri ve dostları ile gideriyordu. Genelde bayramlarda kardeşlerini ve yeğenlerini yanına alarak benimle bayramlaşmak için evime gelirdi. ‘

Osmaniye Milletvekili Prof.Dr.İ. Mete DOĞRUER

HESAPSIZ BİR DAVA ADAMIYDI

 

‘1977 yılının Temmuz ayında Sakarya DMMA İşletme Bölümünde İktisat asistanı olarak göreve başladım. Numan ağabey ile aynı yılın yaz aylarında tanıştık, tanışınca da hemen kaynaştık. Daha sonraki yıllarda, Numan ağabeyin de beni gerçekten sevdiğini defalarca müşahade ettim. En sevdiğim yanı ise, hesapsız bir dava adamı olmasıydı. Yaptığı işte, sadece Allah’ın rızasını gözetiyordu. 12 Eylül İhtilâli’nde Numan ağabey, tutuklandı ve birkaç arkadaşla beraber Taşkısığı’na götürüldü. Yaklaşık bir ay süren tutukluluk döneminde, koğuştaki tutuklulara Kur’an-ı Kerim öğretmiş. Kur’an-ı Kerim talimleri, yakın arkadaş çevresinde ileriki yıllarda da devam etti. Verdiği en ufak sözü bile tutmadığına şahit olmadım. Numan ağabey, çok kibar bir insandı. Hiçbir arkadaşına, “bey” ekini kullanmadan hitap etmezdi. Numan ağabey’in aramızdaki yeri farklıydı. Bir konu ile ilgili ihtilaf olduğunda, hemen “Numan ağabeye danışalım” derdik. Çözümleri hep İslâmî idi. Adalete son derece riayet ederdi. Numan ağabeyin aramızdan ayrılması, bende büyük bir boşluk oluşturdu. Adeta, istişare edeceğim kimse kalmadı zehabına kapıldım.’

TÜVASAŞ Genel Müdürü İbrahim ERTİRYAKİ;

KOCAMAN YÜREĞİ İLE GÜZEL BİR İNSAN

‘Öğrencilik yıllarımda tanıdım Numan Yazıcı’yı. O zamanki adıyla Sakarya Mimarlık ve Mühendislik Akademisi (SMMA)’nde öğrenciydim, 1975 yılıydı. Hali, tavrı ve konuşmalarıyla çok farklı biri olduğu ve her daim ondan bir şeyler öğrenebileceğimi hissettiriyordu bana. Ondan çok şey öğrendim. Üstat Necip Fazıl Kısakürek hayranıydı Numan Ağabey. Necip Fazıl’ı gerçekten anlayan ve fikirlerini özümseyen ender insanlardan biriydi Numan Yazıcı. Birlikte yaptığımız keyifli seyahatlerimiz oldu. Arkadaşlarını sık sık ziyaret ederdi. Her haliyle ölçülü biriydi, lakin sevgisinde ölçüsü yoktu hiçbir zaman. İnsanları, özellikle çocukları çok seviyordu. Sevmeden bir insan, insanlara ömrünü adayamazdı zaten. Otuz dört yıllık ağabeyim, arkadaşım, yoldaşımdı. Okuldan hocam olmadı kendisi, ama hayatın öğreticisi oldu bana çoğu kez. İyi bir mühendis olmayı, iyi bir yönetici olmayı, iyi bir baba olmayı hepsinden de öte ahlaklı bir duruşa sahip insan olmayı öğrendim ondan. İnsan olmanın örneğiydi hayatı. Dosdoğru düzgün bir insan hayatı varsa örnek alınacak, Numan Ağabeyin hayatına bakmak yeterliydi’

 

 

Marmara Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Raşit Küçük

NUMAN BEY’İ YAZMANIN ZORLUĞU VE ZORUNLULUĞU

‘Numan’ı anmak, anlatmak, anlatabilmek benim için gerçekten zor bir uğraş. Ben onu henüz Konya Yüksek İslâm Enstitüsü’ne girdiği yılın ilk günlerinde tanıdım ve onun hayatının son demine kadar devam eden dostluğumuz böylece başlamış oldu. 1967’den 2009’a kadar geçen bunca yıllar boyunca yaşanan birliktelik, acı tatlı günlerin paylaşımı, gençlik günlerimizdeki bitmek tükenmek bilmeyen oturmalar, konuşmalar, vatanı gerçekten vatan yapma, Türkiye’yi yeniden kurma, İslâm dünyasına şekil verme, dünyaya örnek bir nizam/düzen gösterme, öncü bir nesil yetiştirme hayalleri… Bu hayaller ve idealler içinde geçen uykusuz geceler, ardı arkası gelmeyen okumalar, değerlendirmeler, tenkitler, münakaşalar, münazaralar… Bizler, idealini hep canlı tutan bir grup olarak gittiğimiz her yerde, görev yaptığımız her mahalde öğrenciye hizmet idealimizi, halkı önemseyip işbirliği içinde hareket etme anlayışımızı hiç kaybetmedik. Numan Bey, çok mert, çok dürüst, çok içten, çok samimi, çok beyefendi, çok merhametli, çok şefkatli ve bu çokları gerçekçi anlamda çoğaltabileceğimiz kadar güzel hasletlerle muttasıf bir insandı. Hayatı boyunca hiç evlenmedi, fakat bütün talebeler sanki onun evladı ve kardeşi idi.’

 

SAÜ İİBF Dekanı Prof.Dr. Salih Şimşek

BU ÂLEMDEN BİR DOST GEÇTİ

 

‘Bir eğitim neferi, bir dost, bir arkadaş, bir rehber insan, binlerce kilometre süren seyahatlerimin Prof. Dr. Harun Taşkın ile üçüncü ayağı; Numan Yazıcı’dan bahsediyorum. Kendisiyle ne kadar zamandır tanışıyoruz, hatırlayamıyorum. Belki 20, belki de 30 yıl. Uzun yolculuklarda sıkıntılı ve acılı anlar kadar, güzel ve ilginç anlar da yaşadık. Aynı otel odalarını paylaştık, aynı yol kenarı sofralardan yemekler yedik. Dünyanın her tarafına dağılmış veya dağıtılmış Ukrayna’daki akrabaları Ahıska Türkleri’nin acılarını birlikte yaşadık. Misafirleri olduk. Evlerinde geceledik. Ekmeklerine ortak olduk. Anlattıklarıyla birlikte hüzünlendik, birlikte neşelendik. Kesintisiz bir şekilde, haftalık olarak yazdığım her yazımı ilk önce kendisine gönderdim. Bazı ifadelerimi beğenmedi düzeltti. Bazen da “çok ama çok güzel” gibi ifadeler kullanarak beni teşvik etti. Bazen yazı başlıklarıma eklemeler yaptı. Bazı tavsiyelere bulundu. Sevecen bir üslupla, “Kardeş, bu tür ifadeler sana yakışmaz” gibi eleştiriler yaptı. Yani bana da, tüm öğrencileri gibi, “adam gibi hocalık” yaptı. Kısacası bu âlemden bir dost geçti.’

 

Tarım Eski Bakanı Prof.Dr. Sami Güçlü

ÖRNEK İNSAN: NUMAN YAZICI

 

“Konya’da Yüksek İslam Enstitüsü öğrencisiyken tanışmıştık. 1970’lerin başında kültürel faaliyetler ve MTTB toplantıları için geldiği İstanbul’da buluşuyorduk. 1976 yılından itibaren Sakarya’da birlikte olduk. 2002’de Ankara’ya taşındığımda da beni hiç yalnız bırakmadı. Bir başka ifadeyle, uzun süren arkadaşlık dönemimiz sebebiyle, ona en yakın olan, onu en çok tanıyan, özel hayatı ile ilgili en çok bilgiye sahip olan, onu çok seven ve saygı duyan biri olarak… Numan  bey, “davası  olan adam”dı. O bir dava adamıydı. Onun davası, kuvvetli bir imanla inandığı İslam’ı anlamak, yaşamak ve anlatmaktı.  Numan Yazıcı’yı anlatacak en kısa tanımlama, bence budur. O, ihtiyaç olduğunda, çağrılmadan gelendi. O, tepki gösterilmesi gereken yerde, tereddüt etmeyendi. O, nezaket sahibi biriydi. O, yola çıkılacak adamdı. O, gösterişsiz, mütevazı ve cesur biriydi. O, benim ailemin bir mensubu gibiydi. Eşimin Numan bey, çocuklarımın Numan amca, benim Numan ağbi dediğim kişi. O, güven duyulacak biriydi. Numan Yazıcı’nın hayatı da sessiz yağan yağmura benzemekteydi: Ailesine, çevresine, komşularına, öğrencilerine, arkadaşlarına ve dostlarına faydalı olmaya çalışmış, yol göstermiş, bilgi aktarmış, örnek olmuştu. Bereket getirmiş, geçtiği yeri aydınlatmış, iz bırakmıştı.’

Prof. Dr. Tacettin UZUN

ÇALIŞKANLIK MODELİ VE FEDAKÂRLIK ABİDESİYDİ

 

“Aziz Dostum” diye hitap ediyorum, çünkü o hep böyle söylerdi. Aziz dostumla, 1967 yılında Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ ne öğrenci olduktan sonra tanıştım. Öğrencilik yıllarını güzel bir havada geçirdik. Kendimizi yetiştirmek için, elimizden ne geliyorsa yapıyorduk. Herhangi bir problem yaşamadan öğrencilik yılları sona erdi. 1971 yılında kurada bana Adapazarı İmam Hatip Lisesi’nde öğretmenlik görevi çıktı. İki yıl sonra Numan Bey bir arkadaşla becayiş yaparak Adapazarı İmam Hatip Lisesine geldi. Bir dostumun gelmesi, beni ne kadar memnun etmişti. Bu defa da aynı yerde, aynı görevlerde bulunan meslektaş olmuştuk. Öğrencilerimizi yetiştirmek için, gösterdiğimiz çaba tarif edilemezdi. Ama bir zevkimiz vardı, cumartesi ve pazar günleri ya İstanbul’a, ya da Sakarya’nın ilçe ve köylerine gitmekti. 1977 yılında ben, asistan olarak Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne geçtim; ayrılmak hayli zor oldu. Devamlı mektup ve telefonla haberleşiyorduk. Çok sık olmasa da birbirimizi ziyaret ediyorduk. 13 Ocak 2009 ‘da evine misafir olmuştum. Doya doya sohbet ettik, dertleştik, nostalji yaptık. Rahatsızlığımdan bahsettiğimde: “Kardeş! yaşlandık artık” demişti. Onun ömrü anlatmakla bitmeyen fedakârlıklarla doludur.’

Haftaya: Öğrencilerinin Kaleminden Numan Yazıcı

 

 

 

 

 

 

 

 numan1

 

Numan Yazıcı dostlarıyla Konya’da-1982 (soldan ayaktakiler): Abdullah Gül, İ. Mete Doğruer,

Ahmet Büyükakkaşlar, (soldan oturanlar): Numan Yazıcı, İbrahim Ertiryaki

 

 

 

 

numan5 

 

Numan Yazıcı (1943-2009)

 

 numan2

Numan Yazıcı Kitabı Düzenleme Kurulu - Mayıs 2011 (soldan): Mustafa Yazıcı, Nejat Ardalı,

Muhammed Aydın, Ekrem Gülşen, İsmail Aydın, İbrahim Ertiryaki, Fahri Tuna, Ali Gezici,

Harun Taşkın, Mehmet Sami Çakmak, Ercan Güneş. (Fotoğraf: Nevzat Yıldırım)

numan4 

 

 

Numan Yazıcı Kitabının kapağı-2011

 

 numan3

Numan Yazıcı, Adapazarı İHL öğretmenliği günlerinde yönetici arkadaşlarıyla-1975 (Ali Gezici arşivi)

(Soldan): Ali Gezici, Tacettin Uzun, Şener Şentürk (müdür), Numan Yazıcı, Mustafa Karabulut,

Hüsamettin Erdem.

Bu yazı toplam 4287 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim