• İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 12 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 16 °C
  • Bolu 6 °C
  • Bursa 14 °C

Atina’da Yaşayan İvi İliyadis’ten Adapazarlılara Yüz Yıllık Hemşerilik D

Fahri TUNA

Bugün,  sizler  Adapazarlı  hemşerilerimizle  birlikte  olmamızı  sağlayan, sayın Fahri  Tuna’ya,  çok  teşekkür ederiz.

Bu içten, candan, kardeşçe  ağırlamanız  ablamla beni  çok  duygulandırdı.

Bizler  doğduğumuz  ülkeden  yıllardır, uzakta  yaşamamamıza  rağmen, geçmişimizden, anılarımızdan, köklerimizden, hiçbir zaman vazgeçmedik. Bu  değerli  geçmişimizi  gittiğimiz  yerde  birlikte  taşıdık, anılarımızı  korumaya  çalıştık.

Sizlere,  son  dört  yıldır  gerçekleşen, anılarımızın  tazelenmesine sebep  olan, bizi  şereflendiren  üç olaydan  bahsetmek istiyorum:

Birincisi 2012  yılında, Istanbul  Festivali'nin  düzenlediği  "Yaşam  Boyu Onur ödülleri" nin verildiği  gece bu ödüllerden birine layık olan görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı’nın sahnede  ödülünü  alırken , " bu ödülü, eşi, torunu, bir de  adını  anmaktan  gurur  duyduğu, yanında  dört  yıl  kamera  asistanlığı  yaptığı, ona kitap  okuma  alışkanlığını  da öğreten, sadece  teknik  bilgi değil, Kriton Ilyadis  adına aldığını" söylemesi idi. Babamın vefatından  32 yıl sonra bir  onur ve şeref  festivalinde adının  duyulması bizler için çok duygulandırıcı bir andı. Bu gece için; 4 yıl sonra  karşılaştığım, bay Aytekin bana sanki baban o an beni  olduğu yerden izliyor, ve bana "bravo sana Aytekin "diyormuş gibi hissettim. Babamı, babası kadar sever ve sayardı...

İkincisi, 2014 yılında, Türsak Vakfı'nın  düzenlediği "Sinemanın 100. Yılında En Iyi Onlar Yarışması"nda, vefatından  34 yıl sonra Kriton Ilyadis’in görüntü yönetmeni olarak ödül alması. Bu ödül haberini  internetten öğrendim. Bize ulaşacak  bağlantıları yoktu, onun için haber veremediler.

Yarışma hakkında bilgi almak için 40 sene sonra, bay Aytekin Çakmakçı’ya ulaştım,  gecikmeli olarak bu ödülü ona aldırttım, geçen Nisan ayında kendisini memleketi Trabzon'da ziyaret ettim. İki gün Trabzon'da kalıp, eski anıları  tazeledik, güldük, duygulandık, hasret giderdik.
Babamın ödülünü alıp gittikten sonra, geride benim değerli geçmişimden  bir arkadaş bırakmış oldum. Bağlantımız  bugüne kadar devam ediyor.

Üçüncüsü ise, sizler değerli hemşehrilerimle  ilgili. Ben sık sık Adapazarı’nın  eski resimlerini internetten izlerim. Dedemin yaptığı çarkın resmine geldiğimde, resmi parmağımla dondurup dakikalarca özlemle izlerim. Sonra diğerlerine geçerim. Bunu çok defa yapmışımdır.
Bu arada, Kent Parkı'nda olup bitenleri, Çark hakkında yayınlanan yazıları  ara sıra okurum.

Ağustos  ayının  ortaları  idi, yine  Kent  Parkı'nın  sayfasına  bakarken, tesadüfen, bay Fahri  Tuna’nın bayan Naciye Alican ile eski Adapazarı hakkında yaptığı bir  söyleşiyi  okudum. O  söyleşide, eski  su  Çarkının  sözü  geçiyordu. Heyecanlandım. Bayan  Alican’ın  dedesi bay Emin Muharrem Güner’in belediye başkanlığı yapmış olduğu  1916-1917 yılları sırasında, onun  tarafından yaptırıldığı yazılıyor, ama kimin inşa ettiği yazılmıyordu. Anladım  ki  bilmiyorlardı. O  anda  bilgi  vermenin  lüzum  olduğunu hissettim.

Böylece  evvelden  hiç  tanımadığım,okumadığım  Fahri  Tuna’yı  tanımak istedim. Yeni  Sakarya  gazetesinde  yayınlanmış  yazılarını  okumaya  başladım. Yazıları  beni  etkiledi. "Adapazarı  Huzurun  Başkenti"yazısını  üçdört  defa  okudum. Çok okumamın nedeni son 33 yıldır Türkiye'den  uzak  yaşamamdan, Türkçeyi  bu  seneler zarfında  az kullanmamdan, iyice  anlamak  istedim.Malüm  kelime  zenginliğim  eskisi  kadar  kuvvetli  değil. Çok hoşuma gitti. Adapazarı’nı  öyle  güzel  seve  seve  anlatıyor ki, kendimi Adapazarı’nda senelerce yaşamış gibi  hissettim. Kendi  kendime  “Adapazarı’nı  bu  kadar  seven  birine, gönül  rahatlığı  ile  yazabilirsin”  dedim.

Ona  yazdım, kim  olduğumu  söyledim. Birkaç  gün  sonra  cevabı  geldi. İlgilenmesi ile  ne  kadar  mutlu  olduğumu  anlatamam. Sonra  karşılıklı  yazışmamız  başladı, ve  biz  bugün, Almanya’da yaşayan ablam Lena ile beraber, dedemizin  yaşadığı, amcamla  babamın  doğduğu  Adapazarı'nda  sizlerin  yanındayız.

Ablamla  ben  bu yolculuğu önce  Dedemiz Ilia Usta’ya, sonra Adapazarı 1914 doğumlu amcamız Yorgo’ya, 1916 Adapazarı doğumlu babamız Kriton’a, kendimize, çocuklarımıza, çocuklarımıza  ve  torunlarımıza  borç  hissettiğimizden gerçekleştirdik.

Cümlenize bu  sıcak, içten davetiniz  için  çok  teşekkür  ederiz.

Devam  ederek, sizlere  ailemden  bahsetmek  istiyorum:

Dedem İlia Usta, 1865 yılında Lefke’de yani sizin Türkçenizle Osmaneli’nde doğdu. Fakir  bir  ailenin  oğlu  idi. Ufak  yaşta  ailesi  ile  Adapazarı’na  yerleşti. Burada büyüdü, kendini  yetiştirdi. Adapazarı’nda  bir  döküm  fabrikası  kurdu. Adapazarı  dışında, birçok değirmenleri vardı .

8 Nisan 1947 tarihinde Memleket  Gazetesinde, Temel Karamahmut’un babam Kriton İliyadis ile yaptığı bir röportajda babası İlia Usta için; 

"Tahsili  olmamasına  rağmen, en  muğlak  riyaziye  meselelerini kendisine has usuller ile halleder,mühendisleri  hayrete  bırakan   teknik  başarılar gösterirdi. Çocukları da babalarının bu  hassalarını  tevarrüs  etmiş ve  böyle  bir  babaya  laik  birer  evlat  olmuşlardır. Çocuklarına bir  harçlık  vermeyi  ayıp  addeden  İlia  Usta, onların en kıymetli oyuncaklarını parçalayıp esrarını aramalarından zevk alırdı. Babadan tevarüs eden bu hassalar daima bir teşvikle beslenince , çocuklar  sahalarını  bulmakta  zorluk  çekmediler" yazıyor.

Ilia  Usta,  1916 - 1917 tarihlerinde  Emin Muharrem Güner’in belediye başkanlığı yapmış olduğu  yıllarda  eski  Mesire  Çarkının  yerine, daha  geliştirilmiş su  çarkını, yakınındaki ufak köprüyü de  inşa  edip Adapazarı  Belediyesi'ne  hibe  etmiştir.

Yine   Memleket  Gazetesinin  8  Nisan  1947  tarihli  sayfasında,

"Babadan  tevarüs  edilen  bu  hassalar  daimi  bir  teşvikle  beslenince, çocuklar sahalarını bulmakta  gecikmediler.Seçtikleri  mesleklerde  her  gün bir şey öğrenmek kaygusu ile durmadan  çalışmışlar  ve  çalışmaktadırlar" diye yazar.

Dedem  Adapazarı’nda  oturmasına  rağmen Istanbul'la  ilişkisi olduğundan , bir ortaklık kurarak Eminönü Halini almış, 1922’ye kadar  işletmiş.

1921 veya 1922’de Istanbul'a temelli yerleşti. Adapazarı’ndaki düzeni  geride bıraktığı halde, yılmadı, gitmedi, eskisi  gibi olmasa  da  bir düzen kurmaya çalıştı. Çocuklarının yanında
bulundu. 1934 tarihinde vefat etti.

Amcamla babam  Ilia  Usta’nın  oğulları  olmaktan  gurur  duyarlardı.  Onlara Adapazarlı olduklarını  hatırlatan çok  önemli  bir  nedenleri vardı: Babalarının yaptığı su çarkı idi. İkisi  de  her  fırsatta  buraya  gelirlerdi. Babalarının  geriye  bıraktığı  Çark, onlar için çok kıymetli  idi. Adeta  bir  anıt  gibi  idi. Bunu  öyle  görmemizi  bizlere  de  aşıladılar.  Buraya her  gelişimiz  bir  telaştı. O  zamanın  standartlarına  göre gidişi dönüşü aynı güne sığması gereken  bir  yolculuktu. Her  gelişimizden  1960 yıllarından  sonra  hatırladığım, tasamız, çarkta  göreceğimiz değişikliklerdi. Büyüklerin çarkın etrafında dolaşıp, durumunu nasıl incelediklerini görmeniz lazımdı.

Böylece  dedemden  babama, babamdan  ablamla bana ulaşan bu sevgi ve saygı duyguları ile babamın  vefatından  sonra  1983 yılında eşim  ve çocuklarımla buraya geldiğimde, koca  Çarkın  gerisinden  üç  demir  parçası  ile  karşılaştığımda  ne  hissettiğimi  anlarsınız.

O gün  buraya,  bir  daha Adapazarı’na gelemeyeceğimi hissettiğim duygularla ayrıldım. Mamafih  sizler  beni  yanılttınız.

İlia Usta, Yorgo, Kriton, bizler adına  siz  hemşerilerimizle   çok teşekkür  ederiz.

 

İvi İliyadis Komnonos

10 Kasım 2016, Adapazarı

 

 

adapazari-cark---1918---sarkis-d.-athanassian---abb-arsivi-(4).jpg

Bu yazı toplam 1216 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim