• İstanbul 17 °C
  • Ankara 13 °C

Ayasofya Kütüphanesi’ni bütün şarkiyatçılar bilirdi

Ayasofya Kütüphanesi’ni bütün şarkiyatçılar bilirdi
Bir ‘yazma eser kütüphanesi’ olan Ayasofya Kütüphanesi; caminin güneyinde, meydana bakan iki payandanın arasında yer alır. Osmanlı süsleme ve yapı sanatının en dikkat çeken örneklerindendir.

I. Mahmud tarafından 1740 (H. 1153) yılında yaptırılmış ve yine padişahın katıldığı bir törenle açılmıştır. Halkın da yoğun ilgi gösterdiği açılış merasiminde Buharî hatmedilmiş, muhaddis ve müfessirler birer açılış dersi vermiş, Ayasofya vaizinin vaazından sonra dua edilmiş, padişah tarafından personele ihsanda bulunulmuştur.

Vakfiyede belirtildiği üzere Malatya Sancağı’na bağlı elliye yakın köyün bütün geliri, mali kaynağını oluşturması için vakfa tahsis edilmiştir. Tahsis edilen yerler sonraları sürekli genişletilmiş, İstanbul içinde ve dışında Mora, Vidin, Semendire, Belgrad, Talas, Selanik gibi bölgelerden arazi, çiftlik, köy, mezra, su, balıkçılık, geçit gibi gelir getiren birçok akar (para getiren mülk) vakfiyeye eklenmiştir.

I. Mahmud, Galata Saray-ı Hümayunu ve Topkapı Sarayı Hazine-i Hümayunu’nda yer alan şahsına ait kıymetli eserleri kendi mührüyle damgalatıp kütüphaneye vakfetmiştir. Devlet ve saray yöneticileri de eserler bağışlamış, merhum Prof. Dr. Haluk Dursun’un ifadesiyle “padişahın gözüne girmek isteyen kimseler” kütüphaneye eser bağışı hususunda yarışa başlamıştır. Vakfedilen eserler arasında Fatih’in hususi kütüphanesinden tevarüs eden kitaplar da bulunmaktadır.

En çok kütüphane yaptıran padişah

Doç. Dr. Selman Can’dan öğrendiğimize göre Osmanlı padişahları içerisinde en çok kütüphane yaptıran isim I. Mahmud’dur. Tıpkı Ayasofya caminde olduğu gibi Fatih ve Süleymaniye camilerinde de kütüphaneler inşa ettirmiştir. Yirmi beş yıllık saltanat döneminde toplam on iki kütüphane kurdurmuştur.

Esengül Yıldız Altunbaş’ın ifadesiyle kütüphaneler, genelde bir bodrum veya zemin kat üzerine yerden yükseltilerek yapılmış ve böylece kitapların nemden korunması sağlanmıştır ancak Ayasofya Kütüphanesi mevcut bir yapının içinde bulunduğundan doğrudan zemin üzerine inşa edilmiştir. Birimlerinin bir kısmının cami içinde bir kısmının da cami dışında kalmasıyla plan kurgusu sıra dışı bir farklılık arz etmektedir.

I. Mahmud’un yaptırdığı diğer kütüphanelere nazaran mütevazı ve küçük olmasına rağmen mimarisi, kadrosu ve zengin kitap koleksiyonuyla dikkat çeken kütüphane, emsalleri içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Dönemin diğer kütüphanelerinin personel sayısının üzerinde, İsmail E. Erünsal’ın belirttiği üzere 22 kişilik bir kadrosu vardır ve çalışanların maaşları farklı kütüphanelerde görevlendirilen meslektaşlarının aldıkları ücretlerin üzerindedir.

Kadro; hafız-ı kütüb, katib-i kütüb, tatbiki-i kütüb, mücellit, noktacı, müstahfız, bevvab, ferraş, kurşuncu, meremmetçi, maniun nukuş ve buhurcudan oluşmaktadır. Tarihçi Subhî’nin naklettiğine göre raflarındaki eser sayısı dört bindir ve bu rakam diğer kütüphanelerdeki sayılardan fazladır.

Bu haber toplam 298 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim