Kemal Tahir hasta; ziyaretçiler geliyor birbir ardına. Akciğer kanseri. Ağır bir ameliyat geçirmiş. Gene de konuklarıyla ilgileniyor, sorularına kısa da olsa cevap yetiştiririyor. Eşi Semiha Hanım bir ara odaya girip kulağına birşeyler fısıldıyor; Kemal Tahir’in gözleri parlıyor:
“Arkadaşlar kusura bakmayın ağır bir misafirimiz var. Onunla biraz başbaşa kalmak istiyorum.”
Herkes “geçmiş olsun...” diyerek birer ikişer gidiyor. Kapı kapalı; Semiha Hanım yastıkları düzeltiyor, yorganı çekiştiriyor, odadan çıkıyor. Derken kapı açılıyor ve Cemil Meriç giriyor içeri. Kemal Tahir, Cemil Meriç için çoğu kez “çağımızın en önemli düşünürlerinden biri,” dediğini bilmeyen yok. Karşı çıkanları da verdiği örneklerle tokatlıyor her fırsatta.
“Hah tam zamanında geldin arkadaş...”
“Geçmiş olsun...”
“Geçecek. Kanser bizi yere serebilir mi arkadaş. Senden önce Muvaffak Tevfik buradaydı. Kendilerine “ilerici doktorlar” diyen birileri Ali Suavi’yle ilgili bir kitap yazacaklarmış. Sen ne dersin bu işe?”
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/kapi-acildi-ve-cemil-meric-geldi/yazi-816794































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.