• İstanbul 13 °C
  • Ankara 12 °C

Beni Sessiz de Sevebilir misin? Kitabına Bir Bakış

Beni Sessiz de Sevebilir misin? Kitabına Bir Bakış

Hilal Başak yazdı...

Tüketim çağında yaşıyoruz. Hızların, hazların, insanın ve insanla birlikte tonlarca şeyin tüketildiği ve tükendiği bu zamanda sevgi de bundan nasibini aldı. Aşk ve sevginin bu kadar dillendiriliyor oluşu onun bizde eksik olduğunun delili değil de nedir? İnsan kendinde olmayanı arar...

Kemal Sayar "Beni Sessiz de Sevebilir Misin?" kitabında bizi, okuru direkt muhatap alıyor. Kitabı bitirdikten sonra kıymetli bir psikologdan birkaç seans terapi görmüş gibi rahatlıyoruz. Okudukça Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar?" sorusunun cevabını pekiştirerek alıyoruz.

"Yeter Ki Sev" başlığıyla başlayan eser "Ruhumuzun En Derin Yaraları Affetmekle İyileşir" diyerek devam ediyor. Sevmenin gerektiğinde affedebilmek olduğunu anlıyoruz. Devamında ruhumuzun ağrımasından bahsediyor Sayar: "İnsanlar yaşadıklarını ancak ruhun ağrılarından hissedebiliyor. O kadar uyuşmuş hale düşüyoruz ki bazen, ancak ruhumuz acıdığında fark ediyoruz yaşadığımızı." (s.22) Acının bir nimet olduğunu anladığımızda sevginin acısız olmayacağını da anlamış oluyoruz: "Hasar Olmadan Zafer Olmadığını..."

Sevgiyi kendi tanımıyla açtıktan sonra yazar sıra sessizliğe geliyor. Sözlükte sessizlik bir belirteç olarak kullanıldığında: "Sessiz ve gürültüsüz bir biçimde, kimse duymadan, kimse görmeden yapılan" manalarına geliyor. Biliyorum reklamların, billboardların, medyanın egemen olduğu bu çağda yaptığımız işleri "sessiz" yapıyor olmanın zorluğu çok fazla. Sayar bu durumu şöyle ifade ediyor: "Yüreğimizi vererek sevmeye, bütün ruhumuzla bilmeye bu kadar ihtiyacımız varken benliklerimiz dış dünyanın yüzeysel ilgilerine kayıyor. Çünkü uyuşma çağındayız, varlığa ıstırap veren her şeyden kaçıyoruz. O ıstırapla hemhal olmadan, acı çekmeden insan olmak yolunda mesafe kat edemeyeceğiz oysa... İnsanlığımızı televizyon ekranındaki son dizide vestiyere asmadan, silkinmemiz gerek, sessizliğe bürünerek." (s.40)

Sessizlik zamanla bize dinlemeyi ve duymayı öğretecek bir vesile olur. Başta kendi sesimiz olmak üzere insanların ve kâinatın seslerini duymaya başlarız. Kayıtsız kalamadığımız sedalar iç dünyamızda bir yankı oluşturmaya başlar. İşte insan böyle adım adım, yavaşça ve incitmeden sevmeyi öğrenir. Ve sevgi böyle fiile döküldüğünde daha soylu bir mana ifade eder. Sessiz sevebilmek için bazı özelliklerden bahsediyor yazar: Tevazu, cömertlik, elindekiyle yetinme ve utanma gibi bulunduğu yeri, şahsı güzelleştiren hasletler... 

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/beni-sessiz-de-sevebilir-misin-kitabina-bir-bakis-k5588.html

Bu haber toplam 277 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim