Taşı kesen ama ihlâslı insanın boynuna değince ağzı yüzü eğilen bıçak.
Samîmî îmânın parıltısını bütün zamanlara ışıldatan bıçak.
Tutan elin de değdiği boynun da inancına hayran ve ağzı açık kalan bıçak.
Ölüm görünüşlü ama ebedî hayâtın damarlarını açan bıçak.
Bıçağı tutan onu evlâdının boynuna dayamaktansa kendi kalbine saplamayı yeğlerdi elbette. Bıçağın çocuğun boğazına dayanmasını sağlayan, babanın da evlâdın da Allah’a teslîmiyeti. Allah’a dayanana bıçaktan korku yok. Bıçak sâdece imtihân âleti. Çelik gibi bir îmân ve ihlâsın olacak ki bıçakları köreltsin. Bugün de öyle bir îmânımız olabilse boğazımıza dayanan bıçaklar kesmez olur, öyle bir îmânın mükâfatı da elbette Allah’a yakınlık olurdu.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/bicak-39575.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.