• İstanbul 20 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 23 °C
  • Sakarya 22 °C
  • Şanlıurfa 29 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 26 °C
  • Bolu 20 °C
  • Bursa 22 °C

Bilal Can: Hatırlı Divan: Bir Vefa Armonisi

Bilal Can: Hatırlı Divan: Bir Vefa Armonisi
Zamanın aşındırıcı gücü, kimi zaman insana dair hasletlerin yitimini de gözler önüne serer. Aşınma; zaman içinde bir vazgeçiş, bir kopuş, bir bulanıklaşmayla birlikte kendini gösterir.

Yitirdiğimiz değerler yahut esamesini artık eskiye nazar azca andığımız olgulardan bazıları bizleri zaman içinde değişime uğradığımız sonucuna ulaştırır. Zamanın bu gücü zamanın kendisiyle birlikte ortaya çıkarttığı unsurlar dolayısıyladır. Zaman, bu bakımdan bir muammadır, neyi nasıl getireceği ile birlikte neyi nasıl silip götüreceği pek bilinmez. Bilinen bir şey varsa o da insanın bu değişim ve dönüşüme ayak uydurmasıyla gittikçe anlamsızlaştığıdır. Modern çağ bu bakımdan anlamsızlıklar arasında anlam bulma, kaos içerisinde düzen arama telaşı olarak pek çok sosyal bilimcinin odağı haline gelmiştir. Kapitalizm ile birlikte hızlı tüketim ve üretim döngüsüne giren insanoğlu, her unsuru tüketilen bir unsur olarak algılama yanlışlığına girdiği için, duyguların ve olguların da ona sunmuş olduğu imkânlarından uzaklaşmıştır. Modern çağ, kaotik yapısıyla birlikte profanlaşmayı, anlamsızlıklar içerisinde anlam uzlaşısını, ontolojik ve epistemolojik bir zeminde arayışını sürdürerek yolda olmayı temel odak noktası haline getirmiştir. Dolayısıyla bitmemiş bir proje olarak modernizm bir kopuşla birlikte bir yıkımı beraberinde getirmekte, yerine ise bir şey koyamamaktadır. Bu durumun yol açtığı yıkım birçok açıdan kendini insan üzerinden göstermiştir. İnsanoğlu modernizm ile kendisine, çevresine ve yaşadığı dünyaya yabancılaşmış, "ben" merkezli bir halet-i ruhiye içerisine bürünmüştür.  Modernizmin zorunlu olarak ortaya çıkarttığı "birey" fikri, tüm kaotik yapısıyla kendisini insanlık üzerinden kurgulamıştır. Modernlik, Giddens'ın ifadesiyle 17. Yüzyılda Avrupa'da başlayan ve zamanla bütün dünyayı etkisi altına alan toplumsal yaşam ve örgütlenme biçimine verilen ad (Giddens, 2010) olarak yansıtılsa da zamanla modernite adı altında bir ideoloji haline getirildiği muhakkak. Bu ideolojiyi yerleşik bir biçime koyma girişimi de Berger'e göre ancak bilinç değişimi ile kendini göstermektedir. Bilinç değişimiyle insanlar, bilinç düzeylerini Batılılaşmış bilinç seviyesine çıkartabilecektiler. Peki böylesi bir şey gerekli/zorunlu muydu? Bu soru bütün yönleriyle tartışılmaya devam ederken, modernizmin açtığı yaralar tüm yaralarıyla Batılı olmayan insanların üzerinde birer kara bulut gibi çökerek etkisini kalıcı hale getiriyordu ve tüm bunlar insan iş ve işleyişlerinde etkisini gösteriyordu.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/hatirli-divan-bir-vefa-armonisi-k6023.html

Bu haber toplam 247 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim