• İstanbul 18 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 19 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 15 °C
  • Bolu 13 °C
  • Bursa 17 °C

'Bir Kadın' olarak başlayan var olma mücadelesi

'Bir Kadın' olarak başlayan var olma mücadelesi

“Dünyada ilk kadın okumayı öğrendiğinde kadın problemi ortaya çıktı.”

                                                                                                   Marie von Ebner Eschenbach

Kadının edebiyat ve yazın dünyasında adını duyurabilme çabası tarih boyunca içinde olduğu var olma mücadeleleri arasında en zorlu olanlarından biri oldu. Onun edebiyat dünyasına girişi aynı zamanda duygu ve düşüncelerini ve yaşadığı sıkıntıları kalıcı olarak aktarabilmesine de imkân sağladı.

Sözel kültürün egemen olduğu dönemlerde kadınlar ninni, masal, ağıt gibi halk edebiyatı türlerinin gelişmesine katkı sağlarken; yazılı edebiyata geçişle birlikte özellikle divan edebiyatında, kadınların edebiyat dünyasındaki varlığı daha sınırlı oldu. Dönemin toplumsal koşulları ve sosyal hayatı değerlendirildiğinde, kadınların kısıtlı eğitim imkânlarına sahip oluşu ve ayrıca yazın dünyasındaki erkek egemen yapı; onların edebiyat alanında var olmalarını ve kendilerini tanıtabilmelerini de engelledi.

Türk edebiyatında özellikle kurguya dayalı eserlerde kadınların adını duyurması Tanzimat sonrası ile başlar.  Bu dönemde toplum ile birlikte edebiyatta da ciddi bir değişim ve dönüşüm hareketi yaşandı. Daha önceleri kadının evlilikte, sosyal hayatta, aile hayatında yaşadığı sorunlar hep erkek yazarların kaleminden ve onların bakış açısıyla dile getirilirken; 19. yy.’ın son çeyreğiyle birlikte kadınlar artık tam manasıyla edebiyat dünyasında kendi isimleri ile var olmaya başladılar.

İlk kadın yazarların okuyucuları ile buluşması gazete ve dergiler aracılığıyla oldu. Toplumda yaşanan değişim, kadınların kendilerini farklı bir bakış açısı ile tanımalarını, sınırlı imkânlar dâhilinde de olsa okuyup, öğrenmelerini ve fikir üretmelerini sağladı. Sosyal hayata katılım sağlayan ve özellikle varlıklı ailelerde büyümüş ve iyi eğitim almış olan kadınlar, zamanla hemcinslerinin toplumsal hayattaki yerlerini, yaşadıkları sıkıntıları görmüş ve bunun üzerine kafa yormaya başlamışlardı. Ayrıca Meşrutiyet ile birlikte genişleyen haklar ve özgürlük ortamı da kadınların sosyal hayat içerisinde daha aktif rol alması için zemin hazırladı.

Millî mücadele yılları ve Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise kadın yazarların edebiyat dünyasına önemli eserler bıraktıkları ve artık kadının erkek dilinden değil, kadın dilinden anlatıldığı bir dönem başladı. Bu dönemin kadın yazarları gerek yazdıkları eserlerle gerekse de kendi hayat hikâyeleri ile tüm kadınlara örnek oldu, önünü açtı. Öyle ki bu kadın yazarlar aynı zamanda ilkler arasına adlarını yazdırdılar.

Bu haber toplam 324 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim