• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

Bir Mâlûmatfuruşun Günlüğü: Kurtlar Vadisi Özel

Bir Mâlûmatfuruşun Günlüğü: Kurtlar Vadisi Özel
Her şey, Osman Sınav’ın “Bu bir mafya dizisi değildir” çıkışından sonra başladı. Osman Sınav; belki de kariyerinin en üst noktasında, dönemin en iyi dizisi Deli Yürek’in yönetmen koltuğunda oturuyordu 1998 tarihinde.

Konusu, askerden izne dönen başkarakterin, kendisini bir anda terör çatışmalarının içinde bulmasıyla başlayan, süregelen olayların devlet ayağına kadar ilerlemesine tanık olan, bu durum karşısında çıkarcıların, koltukperestlerin para ve makam uğruna yaşanan acılara sessiz kalması ve başkarakterimizin mafya âlemine “racon” kesmesi ile süren olaylar silsilesi. Pardon, racon kelimesini tedavülden kaldırmıştı Miroğlu Yasaları!

Hâl böyleyken ve diziye gelen eleştirilerin ardı arkası kesilmezken, dizinin izleyici kitlesi günbegün arttı. Fakat mevzu şu ki, diziye sürekli bir “mafya” güzellemesi yapılıyordu. Bu durum Osman Sınav’ı 29 Aralık 2001’de “Bu bir mafya dizisi değildir…” çıkışmasına sevk etti ve artık eklemek zorunda hissetti; “… ama yalnızca biz istersek bir mafya dizisi çekebiliriz!” Aslında, “Siz mafyayı böyle zannediyorsunuz, o iş öyle değil, ben size mafya neymiş gösteririm” der gibi bir çıkışmaydı bu.

Henüz 1 yıl geçmişti aradan, 2002 senesi, 2001’deki krizlerin acısını çok çekmişti, yıpranmış ve daha fazla dayanamamıştı, dünyaya veda etmeye hazırlanıyordu, hazan mevsiminin döktüğü bakır renkli yaprakları artık beyaz bir örtü kaplamaktaydı. Bu yüzden, değil son 28 yılın en soğuk kışını, son 280 yılın en soğuk kışına hazırlanmıştı 2002. Tam böyle bir dönemde, kimsenin hesaba katmadığı bir poster televizyonlarda, gazetelerde boy boy yayınlanmaya başladı ve altı çizile çizile, üstüne basa basa şöyle yazıldı: “BU BİR MAFYA DİZİSİDİR!”

Tarihler 15 Ocak 2003’e, saatler 20.00’a kurulduğunda ülkede garip bir sessizlik, yollarda kimsesizlik hüküm sürüyordu. Ülke nüfusu 65 milyondu o sıralar, belki herkes sabırsızlıkla bekliyordu o muştuyu. 90’ların karanlık döneminden, ülkenin hemen hemen her sokağına kurulmaya mecbur kalmış olan kolluk kuvvetleri belki de ilk kez bu kadar rahat devriye atıyor, etrafta düdük öttürecek kimseyi göremiyor, hiçbir solcu ya da sağcıyı göremiyor, hem telaşlanıyor hem de içi içine sığmıyordu sevinçten. Mahalle kahvehaneleri, berberler, kısacası ahilik teşkilatının neferleri, evlerine yetişemeyen yurttaşlara kol kanat gerdi, yedirdi içirdi. Herkes pür dikkat, ekranlara odaklamıştı, o müjdelenen şeyin bir an evvel başlamasını bekliyordu; o gece ülkede saatin şu şekilde geçtiğini rivayet edenlerin sayısı azımsanmayacak derecede çok: 19:57, 19:58, 19:59, KURTLAR VADİSİ, 21:30, 21:31, 21:32…

Evet, o günden sonra ülkede hiçbir şey eskisi olmadı. Her şey onun etrafında şekillenmeye başladı. Misafirliğe gidiş saatleri, halısaha maçları, berberde tıraş sırası, kahvehanede çay servisi, komşularda altın günleri, mahkemelerde kararlar, mahpushanelerde minderler, cezaevlerinde ziyaretler, hastanede ameliyatlar… Her şey onun gününde, onun saatinde, o, pür dikkat izlenilsin diye ayarlanmıştı.

Devamı: https://www.edebifikir.com/deneme/bir-malumatfurusun-gunlugu-kurtlar-vadisi-ozel.html

Bu haber toplam 324 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim