• İstanbul 15 °C
  • Ankara 23 °C

Bir Merd-i Hüda Hamurcuzade Nuh Mehmet Bey

Bir Merd-i Hüda Hamurcuzade Nuh Mehmet Bey
Mehmet Bey’le Nevşehir-Avanos kazasında halef selef olmuştuk. Biz daha kıdemli olduğumuzdan oradaki dostlar vasıtasıyla epeyce aşinalık hasıl olmuştu.

Gıyabî bir muhabbet ve hüsnü zannımız vardı. Ama aşinalığın dostluk haline gelmesi deprem sonrası Sakarya’sında oldu.

O bizden önce Sakarya’ya gelip deprem sonrası ile ilgili mühim vazifeler ifa ettiğinden haklı bir şöhrete sahip olmuştu. Çok ahenkli 4-5 arkadaş idiler. Çok geçmeden bizi de aralarına dahil ettiler. Depremler, yardım, yardımlaşma, hak-hukuk mevzularını canlı hale getirdiğinden, din bahsi hatırlanıyordu.

Mehmet Bey’in babası Hacı Emin Abi, Kayserili olmakla beraber hal ehli, sükûti derviş hoş bir zat idi. Komşu olarak oturduğumuzdan yakînen tanışmıştık. Babası tasavvuf ehli olmasına rağmen, Mehmet Bey o yıllardaki mekteplerin tesiriyle o işin münkiri değilse de mümini de değildi. O zaman İHL daha itibarlı mektepler idi ve Mehmet Bey gibiler oraya Abdülhamid Koleji derdi.

Prefabrik bir binada odalarımız bitişik olduğundan iş icabı çok defa ikili üçlü bir araya geliyorduk. Fakir çeşitli münasebetlerle Yunus, Fuzulî, Eşrefoğlu, Seyrâni, Salih Baba’dan beyitler okurdum. İki Mehmet Bey vardı Hamurcuzâde daha dik yürüyen, gerektiğinde celalleneceği belli, keskin bakışlı bir zat-ı şerif idi. Diğeri ismiyle müsemma müdekkik, mütefekkir olgun bir zât idi. Hâkîm-i âdil’likte karar kıldı.

Fakir, sahabe-i kiram ve Selçuklu-Osmanlı ecdadımıza meftun, onların anlayış ve yaşayışının tasavvufi İslam olduğu kanaatinde olduğumdan ara sıra bahis açılınca beyitler okurdum. Halim selim Mehmet Bey sükûnetle dinler, Hamurcuzâde ise dinler ama açık itiraz etmese de tam kalbi tasdik etmediği yüzünden okunurdu. Bu bahislerde latifeler yapmaya çalışırdık.

Merhum ve mağfur Âmil Çelebioğlu hocamızın 1970’li yıllarda, Nahifi’nin manzum Mesnevi tercümesini Sönmez Neşriyat neşretmişti. Daha sonra 2000’lerin başında MEB bunu 6 cilt halinde sol tarafta orijinal metnin Latinizesi, sağ tarafta nesre çevrilmiş haliyle yayınlandı. Fiyatı da çok ucuz olduğundan hediyelik niyetiyle birkaç takım almıştık.

MEB yayını olmasından da cesaret alarak bir gün 1. cildi Mehmet beye götürdüm. Dedim: “Gardaş, sen kolejlisin bunu biraz mütalâa et, hatalı yeri varsa düzeltilebilir.” ‘Bana bir tuzak mı kuruyorsun’ manalı bakışıyla, “tamam abi bir bakalım” dedi. Birkaç gün sonra gittiğimde birkaç beytin manzum tercümesini önündeki kâğıtlara yazmış olduğunu gördüm.

15-20 gün sonra uğradığımızda bize Mesneviden beyitler okumaya başlamıştı. Böylece Hz. Mevlâna, Süleyman Nahifi ve Âmil Çelebioğlu merhumlar vasıtasıyla Hamurcuzâdeyi de yumuşatmış muhibbana dahil etmişti.

Kendileriyle vazifelerimiz itibariyle de daha yakın ve birbirimizin yerine imza atacak kadar emin olduk. Ahmed Cevdet Paşamız “Devlet adamları, dirayeti zatî ve malumat-ı kâfiye sahip olmalıdır” der. Biz 20. yüzyıl okumuşları, malûmat-ı kâfiye sahip olmak imkânını çok bulamadık ya da çok geç bulduk. Bilmediklerimizi kime soracağız, hangi kitaba bakacağız hususlarında geç olgunlaştık. Ama Hamurcuzâde dirayet konusunda çok erken yeterli hale gelmişti. Duruşunda bakışında yürüyüşünde bir mert adam intibaını şüphesiz veriyordu. Kavlinde sadık olduğu besbelliydi. Ölmesi var dönmesi yok cinsindendi Dürüst ve cesurdu. Dürüstlük asıl cesaretle birleşince güzelleşiyordu. Günümüzde dürüst adam daha çok bulunabiliyor ama onu cesaretle birleştiren ender nadirattan. Mehmet Bey’i unutulmaz kılan asıl vasfı da bu zaten. O söylediyse yapar bilinir. Doğru bildiği konuda Valiye de Bakana da itiraz edip doğrusunu arz edebilirdi. Dostane mesaimiz devam ederken, hasbelkader her birimiz değişik yerlere tayin olduk. Ama selam kesilmedi, dostluk baki kaldı.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/bir-merd-i-huda-hamurcuzade-nuh-mehmet-bey-h48825.html

Bu haber toplam 311 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim