• İstanbul 15 °C
  • Ankara 17 °C

Burhanettin Kapusuzoğlu: İlim Semamızda Bir Yıldız: Peygamber Âşığı Büyük Âlim Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir

Burhanettin Kapusuzoğlu: İlim Semamızda Bir Yıldız: Peygamber Âşığı Büyük Âlim Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir
İlk gençlik zamanlarımızda, talebelik yıllarımızın heyecanlı demlerinde, kitapların peşinde iz sürerken karşılaştığım ilk isimlerdendi büyüğümüz Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir hocaefendi.

Çevremizde, fevkalâde saygıya lâyık Yozgatlı bir hoca olduğunu sürekli duyardım. Bu sebeple ona karşı peşin bir yakınlık ve hürmet hissi içindeydim. Arayışlarla geçen talebelik serüveni içinde okuduğumuz kitaplarında samimiyet, ciddiyet ve muhabbet akıyordu adeta. Asır-dîde Şeyhzâde Ahmed Efendi hazretlerinin, hocamız hakkındaki; “Mehmet Yaşar bey tam bir Peygamber âşığıdır. Güzel ahlak timsâli ehil bir âlim görmek isteyen ona baksın!” şeklindeki takdir ifadelerini de duymuştum. Yakın arkadaşlarının ondan bahsederken; “Yozgat İmam Hatip Lisesi’nin 1. öğrencisidir ve birinciler birincisidir!” ifadelerindeki letâfet ise süreklilik arz ediyordu.

Hocalığın sadece çok bilgili olmak demek değil, bilginin güzel ahlâk, yüksek karakter ve kemâl nasibi bir hâl ile birlenmesinden ibaret makam olduğu gerçeğini takip ederken, Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir beyefendi hocamızın ismine, işte böyle bir hâlet içinde âgâh olmuştum.

Vaktiyle, meşhur İslam Hukuku hocalarından Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir ve daha başka pek çok hocamızın bulunduğu bir dost meclisine denk gelmiştim. Arkadaşlarımızdan birisi; “Hocam hadis-i şerifte buyurulur ki…” diye başlayarak, Prof. Hayreddin Karaman Hocaefendiye bir soru sordu. Belli ki arkadaşımız rivayetin sıhhat derecesinden haberdâr değildi. Hayrettin Efendi; “Evvela naklettiğiniz rivayetten başlayalım: “O hadis değil, hadis olmadığı için şerif değil. Uydurmadır…” diyerek konuya açıklık getirdi. Bir noktaya gelince durdu. Bu konuları Yaşar Efendi daha iyi bilir. O Muhaddistir ve onun olduğu yerde bize söz düşmez.” deyip söze mim koydu ve sözü sahibine devretti. O da, mütebessim bir sima ile; “Estağfurullah, buyurun efendim…” deyip nezaketle sözü iade etti. Esasen, hocalarımızın âdap ve usûl konusundaki hürmetkârlıkları ve hukuka riâyetkârlıkları dersti tabiî ki. O gün Hocaefendiye karşı gösterilen fevkalâde hürmetin yıllar önce kitaplarından okuyarak gıyabında gösterdiğim hürmetin teyidi olmasına da ayrıca sevinmiştim. 

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/ilim-semamizda-bir-yildiz-peygamber-asigi-buyuk-alim-prof-dr-mehmet-yasar-kandemir/

Bu haber toplam 242 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim