• İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

Büşra Çelik’ten Elma Kokulu Hikâyeler

Büşra Çelik’ten Elma Kokulu Hikâyeler
Sebahat Meraki yazdı.

Büşra Çelik, içinde bulunduğumuz yılın kasım ayında hikâye okurlarına güzel bir müjde vererek ilk kitabı Düşlerinde Elma Kokusu'nu çıkardı.

Kitabın içerisinde toplamda on dört tane hikâye var. Her biri de gerek üslup gerekse konuları açısından bütünlük hâlinde. Buradaki bütünlükten kastım, yazarın belleğimizdeki hikâyeleri, masalları metinlerine taşıyor oluşu. Bu taşıma işlemi ise çok gözle görülür bir şekilde gerçekleşmemekte. Evet, bir metinlerarasılık seziliyor ancak kadim hikâyelerimiz bambaşka insanların yaşamında yeniden sunuluyor.

Hikâyeleri yeniden yazılan bu insanların her biri aslında çok tanıdık. Öyle ki karakterlerin çoğu kendi hikâyesini arayan ya da hikâyesinin içerisinde kaybolan insanlar. Kitap tam da hikâyesinde kaybolanlardan biri olan Kelebek Hikmet ile başlıyor.

Metindeki başkarakter, Hikmet'in annesi çocuğunu doğururken ölmüş, böylece babasıyla baş başa kalan Hikmet aynı zamanda da hasta bir çocuk. Hem bilindik hem de kendine has bir yalnızlığı var karakterin.

Sonraki hikâye olan İnanç Tohumu'nda ise başkarakter hikâyesinin içinde kaybolmuş değil onun zaten hikâyesi bile olmamış, farklı bir kurguyla kurnazca yakalamış bu hikâyesizliği yazar. Tebessüm ettirirken bakın ne insanlar var, demeyi de ihmal etmeyen bir metin.

Kitabın üçüncü öyküsü olan Engereğin Beyazı ise yukarıda bahsettiğim kadim hikâyelerden. Devamındaki metinlerde de elma metaforuna başvuran yazar, zihnimizdeki efsaneleri harekete geçiriyor, yazdıklarına bilindik bir yerlerden de yaklaşmamızı sağlıyor.

Bütün bunları yaparken de kalemini esirgemediğini söylemek mümkün. Hikâyelerinde duygulu bir anlatımı benimsemiş. Öyle ki hikâyelerin oluşturduğu bir diğer bütünlüğün sebebi olarak da yazarın benimsediği bu duygu yüklü yazım tarzı, diyebilirim.

Bu tarzı biraz daha detaylandırmak gerekirse öncelikle dil olarak temiz ve akıcı bir dil sonra da okuyanı dünyasını alacak şekilde romantik bir üslup kullanmış. Ancak bu romantik dil, zorlama değil, belli ki yazarın kalemine özgü bir anlatım, diyorsunuz hikâyeleri okurken. Ve bu anlatım neticesinde de altını çizecek hayli cümle bulabiliyorsunuz, onlardan biri ise, "Bir kara gölge gibi kader başımıza ceviz düşürmek için var." cümlesi.

Yazarın bu cümlesi aslında hikâyeleri hakkında genel bir ipucu da vermekte. Bilindik hikâyelere sahip olduklarını belirttiğim bu insanlar, kaderlerinin kendi üzerinde bir gölge gibi de durduğu insanlar. Bahtsız belki de şanssızlar. Bu bahtsızlığın her insanın kendi yaşamına göre tezahür ettiğini de düşünecek olursak aynı olduğu kadar da farklı hayatlara sahipler. Bu bahtsız hayatın çarpıcı karakterlerinden biri de, Yanık Celal. Hikâyeye de karakterinden yola çıkarak Yanık Celal'in Kırmızı Rüyaları ismini vermiş yazar.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/busra-celikten-elma-kokulu-hikayeler-k5963.html

Bu haber toplam 116 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim