• İstanbul 17 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 29 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 20 °C

Cemil Koçak'tan: ODTÜ'nün ağaçlarını kime borçluyuz?

Cemil Koçak'tan: ODTÜ'nün ağaçlarını kime borçluyuz?
  Vefa, korkarım sadece İstanbul’un bir semt adı olarak kaldı.
cemilkocakhd

 

Vefa, korkarım sadece İstanbul’un bir semt adı olarak kaldı. Eskilerde bir de vefa duygusu vardı; onu hepten mi unuttuk, yoksa Vefa kulübü gibi küme mi düştü? Oysa benim çocukluğumda ve gençliğimde Vefa birinci ligde oynardı!

Geçenlerde ODTÜ’den de geçecek olan yol tartışmaları sırasında ODTÜ’nün ağaçları gündemin ilk sırasına oturdu. Heyecanla bekledim; fakat hiç kimse ODTÜ ormanını borçlu olduğumuz kişinin adını anmadı bile. Bu hazin bir gelişmeydi; çünkü her vesileyle zamanında yapılmış güzel şeyleri yapanların adıyla anmak toplumun vefa duygusunun derecesini gösterdiği gibi; eskilerin dediği gibi, ‘marifet iltifata tâbi’ olduğundan, yapanların ve yapacak olanların da hevesini artırır.

ODTÜ ve Kemal Kurdaş

Aslında ODTÜ ormanını Kemal Kurdaş’a borçluyuz: Kurdaş’ın anılarında ODTÜ’nün ağaçlanmasına ayrılmış genişçe bir kısım da var. Ben size o kısımdaki bilgileri aktarmak istiyorum; böylece ODTÜ’nün yeşilliğinin nasıl yaratıldığını birlikte hatırlayalım. Kurdaş, sekiz yılda 12 milyon fidan dikildiğini yazıyor. Elbette bu geniş çabada pek çok kişinin emeği vardı. Meselâ, Ankara Muhabere Okulu’ndan gelen bin asker her yaz bu gayrete muntazaman katılmıştı. Çorum’dan bile bir alay gelip kampüste kamp kurmuş ve arazinin teraslama çalışmasına katılmıştı!

Sopalı dikim

Ama herkes çalışkan değildi elbette. Kurdaş şöyle yazıyor: “Kendi öğrencilerimizi pazar günleri bile yataklarında rahat bırakmazdım. Hemen her pazar sabahı erken elimde sopa ile yurtlara dalar; uyuyanları uyandırır; uyanık dolaşanları etrafımda toplar, ağaç dikmeye koşardık. Evvela biraz homurdandılar, sonra alıştılar.” Aradan geçen yıllardan sonra Kurdaş, eski öğrencileriyle karşılaştığında, şu tepkileri alacaktır: “Efendim, ben birinci yurda girince soldaki ilk odada yatan öğrenci idim; yani sopayı ilk yiyen öğrenci.” Ya da: “Sizin yurda girdiğinizi çıkan gürültüden anlar, hemen giyinir, siz bize erişmeden evvel koridora çıkar, caka ile dolaşırdım.”

Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/odtunun-agaclarini-kime-borcluyuz/yazi-804751

 

 

Bu haber toplam 630 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim