Geçen hafta medyada ve sosyal medyada en çok konuşulan, tepki gören, sokak eylemlerine malzeme yapılan konulardan biri, Tuğrul İnançer Hoca’nın bir televizyon konuşmasında hamile kadınların sokaklardan geçişleri üzerine sarfettiği cümleler oldu. İnançer’in uzun bir söyleşi içinde yer alan hamile kadınların sokaklardaki aleni geçişlerini edeple bağdaştırmakta zorlandığını anlatan ifadeleri, konuşmacının kişiliği nedeniyle tezlikle İslami bir ahkâm olarak yorumlandı. Televizyon ekranının İslami kavram ve olguları açıklamaya yetecek bir kürsü sanılmasının sebep olduğu yanılgı bu: İnsanlar ekranlarda ciddi konuları sınırlı olarak açabiliyor; İnançer de bir söyleşi süreğinde hamile kadınların sokaklarla ilişkisi üzerine kişisel görüşlerini dile getirdi. Bu görüşler arasında “hamileliği davul çalarak ilân etmek bizin terbiyemize aykırıdır” şeklinde katıldıklarımın yanı sıra, katılmadıklarım da var.
Hoşumuza gitmeyen herhangi bir görüşü her an protesto edecek değiliz. Üstelik tanıdığımız ve inandığımız bir şahsiyet bazen bize yanlış gelen cümleler kurdu diye onun bütün cümlelerine paranteze almamız söz konusu olamaz. Yazımın sadece çıkış noktasını teşkil ettiği için bu tartışmalara sınırlı olarak değineceğim. Hamile kadının sokaktan geçişi ille de, her şart altında edepten yoksun bir ilânın ifadesi olarak okunamaz. Kaldı ki hamile kadınların büyük çoğunluğu için sokak geçişleri bir seçim değil zorunluluk.
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/?aType=yazarHaber&ArticleID=19206































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.