Yeni nesillerin kendi rûh iklîmimize yabancılığından ve âidiyet duygularının sıfırlanmaya yaklaştığından şikâyet edince, bunda eğitim sistemi ve bilhassa öğretmenlerin vebâlini dile getirince öğretmen olduğu anlaşılan bazı sosyal medya kullanıcıları aşırı tepki veriyor ve suçu âilelere atıyorlar. “Biz çocuğa ahlâk vermekle mükellef değiliz, bu vazîfe âilelerin; çocukların ahlâkî eksiklerinin, din, vatan, millet gibi değerlere âidiyet hissi taşımamalarının mes’ûlü âilelerdir” demeye getiriyorlar. Âilelerin cehâletinden yakınıyorlar.
Ortada bir dert var ve bunu inkâr eden fazla değil. Fakat herkes suçu başkasına atıyor, kendini rahatlatıyor. Peki derdin çâresi nerede?
Çâre “mes’uliyet duygusu”nda. Herkes meselenin kendisini alâkalandıran kısmının mes’uliyetini hissedecek, yüklenecek ve vazîfesini yapacak.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/cocuklarimizi-kim-yetistirsin-40339.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.