• İstanbul 25 °C
  • Ankara 24 °C

D. Mehmet Doğan: Ankara önemli bir edebiyat şehridir

D. Mehmet Doğan: Ankara önemli bir edebiyat şehridir
Mamak Belediyesinin ev sahipliğinde, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İşbirliğinde Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şubesi tarafından düzenlenen 2. Ankara Edebiyat Festivali Tacettin Dergâhı önünde düzenlenen törenle başladı.

Törene, TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, ASBÜ Rektör Yardımcısı Ali Osman Kurt,  Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı, TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay ve çok sayıda yazar, şair, akademisyen, öğrenci, öğretmen katıldı.

img_5945.jpg

-Mazlum Filistin Halkı İçin Dua

Programda Kur’an-ı Kerim Okundu, mazlum Filistin halkı için dua edildi, İsrail saldırılarında vefat edenler için rahmet dileklerinde bulunuldu. Törende kısa bir konuşma yapan TYB Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan,  edebiyat yürüyüşünün Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşını yazdığı ve milli mücadelenin önemli merkezlerinden biri olan Tacettin Dergâhından başlamasının önemini değindi.

img_5974.jpg

-Mehterle Edebiyat Yürüyüşü

Heyet daha sonra Tacettin Dergâhından Musiki Muallim Mektebine doğru Mehter Takımı eşliğinde yürüyüşe geçti. Halkın da yoğun ilgili gösterdiği yürüyüş, salonda gerçekleştirilen Seymen ekibinin ve halk müziği sanatçılarının gösterisiyle devam etti.

 Programın açılış konuşmalarından önce Musiki Muallim Mektebinin salonunda gerçekleştirilen ‘Dünden Bugüne Edebiyat Dergileri’ sergisinin açılışı yapıldı.

-Ankara Edebiyat Şehri

2. Ankara Edebiyat Festivali’nin açılış konuşmalarında önemli mesajlar verildi. Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Ankara’nın çok köklü ve kadim bir edebiyat şehri olduğunu ifade ederek, “Arap edebiyatının en büyüğü sayılan İmrul Kays Ankara’ya yakın bir yerde vefat etmiş,  kabri Ankara Kalesinin karşısındaki Hıdırlık Tepe’de bulunmaktadır dedi.

13-003.jpeg

-Doğan: Ankara’nın bir edebiyat şehri olduğundan asla şüphe etmedim.

Konuşmasına Razi mahlaslı şairden alıntısıyla devam eden ve Razi’nin Ankara’nın önemine dikkat çeken şiiri bulunduğunu hatırlatan Doğan, “Ankara’nın bir edebiyat şehri olduğundan asla şüphe etmedim. Ankara folklorunu çok iyi biliyorum. Nereden biliyorum. Çünkü ben Ankara’da doğdum büyüdüm bu konservatuarın önünden çocukluğumda çok geçtim. Konservatuar kelimesi benim zihnimde olumsuz imajlar uyandırırdı. Bir gün bu binada bir edebiyat festivali yapılacağı elbette aklımdan geçmezdi. Ama geçen sene buraya bastığımızda büyük bir inşirah dolduğumu söylemek isterim. Ankara’nın bir edebiyat şehri, şiir toprağı zengin bir şehir olduğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

12-002.jpeg

Mamak Kaymakamı Ali sırmalı ise “Mamak ilçemizde onlarca festival düzenleniyor. Mamak belediye Başkanımız Murat Köse’ye teşekkürlerimi iletiyorum. Festivalimizin Mamak’a Ankara’ya hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

-Köse: Edebiyat festivalini yapmanın da gururunu yaşıyoruz.

11-002.jpeg

Göreve geldikleri günden bu yana kültür, sanat ve edebiyat alanında çalışmalar yaptıklarını anlatan Mamak Belediye Başkanı Murat Köse,  Mamak genelinde toplamda 174 projenin altına imza attıklarını bildirdi.  Hem fiziki hem manevi alanda çalışmalar yaptıklarını söyleyen Köse şunları anlattı: “Bunları yaparken ihyayı da unutmamak gerektiğini biliyoruz. Bu çerçevede pek çok faaliyet yaptık yapıyoruz. Böylesi tarihi bir mekânda edebiyat festivalini yapmanın da gururunu yaşıyoruz. Bu festival özel bir festival. Mekân olarak Mamak ama Ankara ekseninde, Türkiye ekseninde yapıyoruz aslında.  Türkiye’nin bir tarihi var, geçmişi var içinde bulunduğu toprakların, tarihimize kültürümüze sahip çıkmak bizim birinci önceliğimizdir.” dedi.

-Kurt: Edebiyatın ahlaki zeminden uzaklaşmaması gerek

10-001.jpeg

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Osman Kurt, sanat ve edebiyatın en önemli iki toplumsal etkinlik alanı olduğunu söyleyerek, “Sanat ve edebiyatın güzel ve çirkin noktasında kesişme noktası ortaktır. İnsanoğlu fıtraten güzeli isteyip çirkinden yüz çevirmeye yatkındır. Bu yönüyle sanat ve edebiyat ahlakla iç içedir. Edebiyat ve sanat aynı zamanda hayatı algılama biçimimizle yakından alakalıdır”  açıklamalarında bulundu. Prof. Dr. Ali Osman Kurt, ahlak ve edep ile edebiyat arasında doğrudan bağ olduğunu belirterek, edebiyatın ahlaki zeminden uzaklaşmaması gerektiğinin altını çizdi.

-Uluçay:Edebiyat Geçmişle Gelecek Arasında Güçlü Bir Bağ

9-004.jpeg

Türkiye Yazarlar Birliği Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay da Ankara’nın siyaset, ticaret, sanayi ve bürokrasi şehri yanında güçlü bir edebiyat, sanat ve kültür şehri olduğuna vurgu yaptı.  Edebiyatın bir milletin geçmişten günümüze kadar tarihi süreç içerisinde fikir ve düşünce yapısını, dünya görüşünü yeni kuşaklara aktarıp geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurmakta etkili bir araç olduğunu belirtti.

-Türkiye Yüzyılında Şehir ve Edebiyat

2. Ankara Edebiyat Festivali öğleden sonra “Türkiye Yüzyılında Şehir ve Edebiyat” paneliyle başladı. Prof. Dr. Hasan Yücel Başdemir’in yönettiği panelde konuşan TYB Kurucu ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, Hacı Bayram Veli’nin “Çalabım bir Şâr yaratmış iki cihân âresinde/Bakıcak dîdâr görinür ol şârın kenâresinde/Nâgehân ol sâra vardım ol sârı yapılır gördüm/Ben dahi bile yapıldım taş u toprak arasında” okuyarak şehirlerin insanı, insanın şehirleri inşa ettiğini anlattı.  Ankara’daki edebiyat muhit ve mahfilleri üzerinde duran Dr. Necati Tonga ise,  Ankara’da geçmişten günümüze çay ocaklarının, pastanelerin, kitapevlerinin, yayınevlerinin güçlü birer edebiyat muhiti ve mahfili işlevi gördüğünü anlatarak, bu muhit ve mahfilerden çok sayıda nitelikli yazar ve şairlerin yetiştiğini söyledi. Panelde, A. Ali Ural mekânın edebiyatın inşasında tek başına yeterli olmadığını,  önemli olanın eşyaya, mekâna, zamana, olaylara ‘bakışın’ olduğunu belirterek,  inanç, ideoloji, anlayışa göre mekâna bakışın değişkenliği üzerinde durdu.  Prof. Dr. Mehmet Can Doğan da Ankara’nın edebiyat varlığı olarak çok zengin olduğunu,  özellikle Ankara’da çıkan dergilerin edebiyatı zenginleştirdiğini söyledi.

img_6140-001.jpg

-Az Anılan Şair

“Türkiye Yüzyılında Şehir ve Edebiyat” panelinden sonra Beril Sayğı, Ahmet Haşim’in “Merdiven” başta olmak üzere üç şiirini okudu. Programda “90 Yıl Sonra Ahmet Haşim” konferansı gerçekleştirildi.  Konferansta konuşan Doç. Dr. Tayfun Haykır, Ahmet Haşim’in hem şiirde hem nesirde farklı bir bakış açısına sahip olduğunu, olayları tersinden bakabildiğini söyledi. Ahmet Haşim’in döneminde yeterince kıymetinin bilinmediğini, sık sık eleştirildiğini anlatan Doç. Dr. Haykır,  en çok ta Peyami Safa ile polemiğe girdiklerini, ölümünden sonra Peyami Safa’nın pişmanlığını dile getirdiğini ifade etti.

-Gençler Edebiyat Konuştu

28-001.jpeg

Programda  “Edebiyatın Gençleri ve Gençlerin Edebiyatı”  başlığıyla panel yapıldı. TYB Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Erdemir’in yönettiği  panelde Tolga Aydın, İlayda Yıldırım, Nurefşan İşler, Beril Sayğı, Sude Nur Cevizci, Esma Rüveyda Arslan  ve Hamza Efe Arıoğlu konuştu.

2. Ankara Edebiyat Festivali ikinci günü okur-yazar buluşması ile devam etti.  Musiki Muallim Mektebinde gerçekleştirilen imza gününe öğrenciler yoğun ilgi gösterirken, yazarlar kitaplarını imzaladı ve gençlerle okuma-yazma sanatı üzerine sohbet ettiler.

-Sebahattin Ali Ankara romanı yazacaktı

Programın öğleden sonraki bölümü ise sunucu Arif Bildirici’nin Sebahattin Ali’nin Ses Hikâyesi’ni  okumasıyla başladı.  “75 Yıl Sonra Sebahattin Ali” panelinde konuşmacılar Sebahattin Ali’nin farklı cephelerini ele aldılar.  Prof. Dr. Münire Kevser Baş’ın yönettiği oturumda  Doç. Dr Cengiz Karataş, Sebahattin Ali’nin şiirlerindeki yabancılaşma ve  yalnızlık  konusunu ele aldı. 

img_6354.jpg

Doç. Dr. Karataş, Sebahattin Ali’nin şiirlerinde dolayı hapislerde yattığını,  bedeller ödediğini dikkat çekerek, yazarlara, şairlere ve sanatçılara geniş özgürlük alanları sağlanması gerektiğini savundu.  Yazar Necmettin Evci ise Sebahattin Ali’nin  roman, hikaye, şiir yanında müzik ve müzik sanatıyla da ilgilendiğini anlatarak, çok boyutlu bir aydın olduğunu söyledi. 

‘Öteki Sebahattin Ali’yi anlatan Evci,  Sebahattin Ali’nin düşüncelerinden dolayı cezalandırıldığını, öldürüldüğünü öne sürdü. Yazar-şair Mustafa Sarı ise yazarın bir ideali ve hedefi olması gerektiğini söyleyerek, Sebahattin Ali’nin ideali olan yazarlardan olduğunun altını çizdi. Yazar-şair Mustafa Sarı, Sebahattin Ali’nin dönemin rejiminin entrikalarını anlatan Ankara ile ilgili bir roman çalışmasının olduğunu ancak ölümüyle bu romanın yazılamadığını ifade etti.  Emin Gürdamur ise Sebahattin Ali’nin toplumcu gerçeklikten bireyciliğe yöneldiğini, eserlerini açık bir dille yazdığını kaydetti.

Genç : Amerika’ya Rusya’ya ve Çin’e gerek yok 

img_6381.jpg

Sebahattin Ali panelinin ardından Prof. Dr. Nurullah Genç,  “Bu Dünyaya Ne Gerek” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.  Yazar-şair Genç,  İbn-i Haldun’un devletlerin  kuruluş, yükselme ve yıkılma süreçlerini anlatan 5 tavrından bahsetti. Zafer, mutlakıyet, refah, barış ve israf tavrının devletlerin geleceğini belirlediğini anlatan yazar-şair Genç,  devletlerin yönetiminde  etkili olan 4 tip insanın varlığını  da anlattı. Genç, Rusya, Amerika, Çin ve Avrupa’nın  toplumları köleleştirme, mankurtlaştırma, sömürme  politikalarını anlatarak, “Dünya’da Rusya, Amerika, Çin olmasa da olur. Bunlara ne gerek var. “ dedi. İsrail’in Filistin’de  büyük katliamlar gerçekleştirdiğini  anlatan Genç, “Filistinli kardeşlerimiz için dua edelim.” çağrısında bulundu.

Veysel’in dilinin bağını çözen adam

img_6394.jpg

Program “Ahmet Kutsi Tecer’in Ankara Günleri” konferansıyla devam etti.  Konferans öncesi  fen lisesi öğrencisi Hamza Efe Arıoğlu, Ahmet Kutsi Tecer’in  ‘Neredesin?’,  ‘Ilgaz Dağlarında’ ve ‘Vadi’ başlıklı şiirlerini seslendirdi. Programda Ahmet Kutsi Tecer ile ilgili konferans veren Prof. Dr. Turan Karataş,  Ahmet Kutsi  Tecer’i  üç nedenden dolayı çok sevdiğini belirterek, şunları söyledi “ Birincisi, Neredesin? şiirini çok seviyorum. İkincisi,  aşıklık  edebiyatına katkısından dolayı seviyorum. Ruhsati’yi Aşık Veysel’i ortaya çıkaran adamdır  Tecer.  Aşık Veysel, Tecer için ‘dilimin bağını çözen adamdır’ demiştir. Üçüncüsü ise Tanpınar’a olan yakınlığıdır. İki aziz dosttur. “

Mehmet Akif Şiir Şöleninin gündemi Filistin oldu

2. Ankara Edebiyat Festivali’nin ikinci günün son programı ise “Doğumunun 150. Yılı Mehmet Akif Şiir Şöleni” oldu. Programın açış konuşmasını yapan  TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, şiirin sadece duygunun dili olmadığını, aynı zamanda aklında dili olduğunu belirterek, “Şiirlerde  toplumsal sorunlara ve yaralara yönelik öneriler, reçeteler vardır. Şiir sadece sosyal etkinliklerde okunan bir edebi tür de değildir. Şiir, yol gösterir, eleştiri getirir,  çözüm üretir, ufuk çizer, umut verir, ruhu dinlendirir, aklı etkinleştirir. İnsan ruhunu ve aklını canlı tutan, ritim veren ve besleyen en temel edebiyat türü şiirdir” şeklinde konuştu. 

Programda Nurullah Genç,  Metin Önal Mengüşoğlu ve Mehmet Aycı,  İsrail’in Filistin’e  saldırısıyla ilgili düşüncelerini dile getirdiler, İsrail’in zulmünü kınadılar. Şairler programda okuyacakları  şiirleri değiştirerek Filistin ve Kudüs ile ilgili şiirlerini okudular.  Programda şiirlerini okuyan şairler  şöyle:” A. Ali Ural, Ali K. Metin, Atıf Bedir, Banu Sancak,  Faruk Uysal, Hamit Gök, İbrahim Eryeğit, Kezban Eldemir Gültepe, Mehmet Aycı,  Mehmet Kurtoğlu, Mehmet Taştan,  Metin Önal Mengüşoğlu, Mustafa Aydoğan, Mustafa Sarı, Nuray Alper,  Nurullah Genç,  Talip Işık,  Yavuz Ertürk”

Edebiyata Anadoluculuk aşısı yapan şair-yazar

Üçüncü gün program fen lisesi öğrencisi Hamza Efe Arıoğlu’nun Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Bütün Yaz’ ve ‘Ne İçindeyim Zamanın’ şiirlerini okuyarak başladı. Program Doç. Dr. Muhammed Enes Kala’nın yönettiği “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ankara Günleri” paneliyle devam etti.  Panelde konuşan Dr. Necmettin Turinay, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın fikri dünyasındaki değişimleri, bu değişimlerde Ülkü Dergisi  ve Ahmet Kutsi Tecer başta olmak üzere Ankara edebiyat muhitleri ve mahfillerinin etkisini anlattı. 

img_6397.jpg

Tanpınar’ın 1936-1941 yılları arasında fikri sancılar çektiğini öne süren Dr. Turinay,  edebi çalışmalarında Anadolu’yu merkeze aldığını, edebiyata Anadoluculuk aşısı yaptığını kaydetti.  Prof. Dr. Ayşe Demir ise, Batı-Doğu, Osmanlı Cumhuriyet tartışmalarında Tanpınar’ın  uzlaşı yolunu önerdiğini söyleyerek,  Batı ile Doğu, imparatorluk ile Cumhuriyet düşüncesinin kaynaştırılarak sürekliliğin ve değişimin sağlanmasından yana olduğunu anlattı. 

Doç. Dr. Canan Olpak Koç ise Tanpınar’ın İstanbul, Ankara, Bursa, Erzurum ve Konya’yı anlattığı Beş Şehir eserinde beş bölümde ele aldığı Ankara’yı destansı ve gazi bir şehir olarak anlattığını,  Ankara’yı çok sevdiğini ve kaçış yeri olarak gördüğünü belirtti. Doç. Dr. Canan Olpak Koç, Beş Şehir kitabının bir teklif kitabı olduğunu belirterek, mankurtlaşmaya direnme ve hafızayı tazeleme teklifi yapıldığını öne sürdü.

Garip Türk şiirinde bir dönüm noktası...

Programın öğleden sonraki bölümü ise Nurefşan İşler’in Orhan Veli Kanık’ın  ‘Anlatamıyorum’ , ‘Gün olur’ ve ‘Ben Orhan Veli’ şiirlerini okuması ile  başladı.  Prof. Dr.  Fatih Sakallı “Orhan Veli’nin Ankara Günleri” konulu konferans verdi.

Prof. Dr. Sakallı, Orhan Veli Kanık’ın Garip şiir kitabının Türk şiirinde bir dönüm noktası ve dönüşüm sürecinin başlangıcı olduğunu söyledi.  Orhan Veli’nin  hayatını yıl yıl anlatan Prof. Dr. Sakallı, Orhan Veli’nin en yakın arkadaşlarının Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday olduğunu, edebiyatta var olmasında başta Tanpınar olmak üzere Taş Mektep’teki hocalarının etkisinin büyük olduğunu ifade etti.  Orhan Veli’nin Ankara’da kaldığı evleri, gittiği lokantaları, pastaneleri tek tek adresleriyle anlatan Prof. Dr. Sakallı, Orhan Veli’nin bu mekanlarda kimlerle tanıştığını, bu mekanlarda hangi şiirleri yazdığını  aktardı. 

Şair ve yazarlardan Filistin’e destek, İsrail’e lanet

 Programın kapanış ve değerlendirme bölümünde ise TYB Kurucu  ve Şeref Başkanı D. Mehmet Doğan, 2. Ankara Edebiyat Festivali’ne katılan şair ve yazarlar  adına İsrail zulmünü kınayan ve lanetleyen bir bildiri okudu. Bildiride batının protez dişli bir canavara dönüştüğü belirtilerek,  protez dişli batının desteklediği İsrail zulmünün son bulması istenerek “Elbette o günler gelecektir, insanlığın uyuşturulmuş vicdanı uyanacaktır. O günlerin gecikmemesi, bir  an evvel gelmesi niyazımızdır” denildi.

TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay da İsrail zulmünü kınadı ve  şiir şölenine katılan şairlerin duyarlılık göstererek önceden bildirdikleri şiirleri okumadıklarını, Filistin, Kudüs ve İsrail zulmüyle ilgili şiirlerini okuduklarını hatırlatarak, hassasiyetlerinden dolayı teşekkür etti.  Mamak Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Düğmeci ise Birinci Ankara Edebiyat Festivali gibi 2. Ankara Edebiyat Festivali’nin de çok verimli geçtiğini, gelecek yıl yeni içeriklerle bu etkinliklere devam edeceklerini söyledi.

Kültür gezisi ve konser

Festivali kapsamında, kültür gezisi gerçekleştirildi. Mamak ve Ankara’nın doğal güzellikleri yanında tarihi ve kültürel mekanları ziyaret edildi. Program, mehter takımının da eşlik ettiği  Türk Sanat Müziği konseriyle son buldu. TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay, sanatçılara çiçek takdim etti ve programa renk kattıkları için teşekkür etti.

2. Ankara Edebiyat Festivali Sona Erdi

Mamak Belediyesi ev sahipliğinde, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi işbirliğinde TYB Ankara Şubesi tarafından düzenlenen ve üç gün süren 2. Ankara Edebiyat Festivali son gün gerçekleştirilen panel, konferans, kültür gezisi ve konserle sona erdi.

img_5935-001.jpg

img_6030.jpg

Bu haber toplam 315 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim