• İstanbul 16 °C
  • Ankara 12 °C

Destanlarla Tapulanmış Bir Coğrafya

Destanlarla Tapulanmış Bir Coğrafya
Destanlar bir milletin inanç, duygu, düşünce, hayal ve hedefleri doğrultusunda gelişir ve şekillenir.

 Ortak bir zihnin ve muhayyilenin mahsulü olmaları yanında ortak bir yaşantının izlerini taşıdıklarından, ait oldukları milletin tarihine dair önemli ipuçları sunar. Türk destanları inanç bakımından dinimiz İslâm’ın belirleyiciliği altındadır. Oğuz Kağan Destanı bile Oğuzların Müslüman olmasıyla dönüştürülmüş; Oğuz Kağan, tevhidi yaymak için mücadele eden cihangir bir kahraman hüviyetine büründürülmüştür. Oğuznâmeler’in bir parçası olan Dede Korkut Destanı da böyledir: Korkut Ata, destana göre, Resul aleyhisselam zamanında yaşayan, uzun yıllar (295 yıl) ömür süren, Oğuzların bütün müşküllerini halleden, keramet ehli bir kişidir. Orhan Şaik Gökyay’ın ifadesiyle “Dede Korkut Kitabı bir Müslüman ermişin kitabıdır ve her Müslüman bunu ilk okuyuşta kolayca anlayabilmektedir.” Anlaşıldığı kadarıyla eski Oğuzların hikâyelerini konu edinen ve şifahî olarak nesilden nesle aktarılan Dede Korkut Destanları, Oğuzların Anadolu’ya göç ederken hafızalarında sakladıkları bir destandır. İlk kez Oğuz Yabguluğu döneminde ortaya çıktığı ve Oğuzların kitleler halinde Müslüman olmasıyla muhtevasının bugünkü bildiğimiz şekle dönüştüğü söylenebilir. Kars ve Erzurum civarında hüküm süren Akkoyunlular devrinde yazıya geçirildiği ve destandaki hadiselerin bu coğrafyaya göre uyarlandığı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla yaşanılan zaman ve zemin de destanların gelişip şekillenmesinde ciddi rol oynar.

Alp Tipinden Gazi-Veli Tipine

Türk destanlarında bir alp tipi vardır; bileği bükülmez, sırtı yere gelmez, hünerli, zeki, cesur… Oğuz Kağan bu tipin en ihtişamlı örneğidir. Cihanın neredeyse yarısını hâkimiyeti altına almıştır. Bu alp tipi yerini İslâm’ın kabulüyle birlikte gazi-veli tipine bırakmıştır. Bilhassa Hz. Ali Cenkleri ve Hamzanâmelerin Müslümanlar tarafından çok sevilmesi ve çokça anlatılması zamanla veli-gazi tipinin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu iki büyük sahabinin (radıyallahu anhüm) kahramanlıkları gaza ve cihad ehli sonraki Müslümanlara ilhâm vermiş, manevi güç sağlamış ve emsal teşkil etmiştir. Evvela, Ebu Müslim Horasani ve Müseyyebnâme gibi destanlarda görülmeye başlayan bu gazi-veli tipi, Battal Gazi, Danişmend Gazi ve Saltık Gazi’de nihaî şeklini almıştır. Bunlar, hem kâfirlerle mücadeleyi esas alan küçük cihadı, hem de nefisle mücadeleyi esas alan büyük cihadı yerine getiren kahramanlardır. Kendi nefisleri için bir şey yapmaz, ganimetten bile pay almazlar. İhlaslarına zarar verecek işlerden uzak durarak sûfiler gibi müdanasız yaşarlar. Devlet idarecilerine karşı eğilip bükülmeden hak neyse onu söylerler. Dede Korkut bile aslında gazi olmasa da veli tipli bir kahramandır; diğer kahramanlar gibi savaş meydanlarında hüner göstermez fakat her meselenin hallinde yol gösterici bir rehberdir.

Devamı: https://www.edebifikir.com/fikir/destanlarla-tapulanmis-bir-cografya.html

Bu haber toplam 186 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim