Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin kültür sohbetleri programında konuşan Celal Bayar Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç.Dr. Özlem Nemutlu, günümüzün önemli yazarlarından Sevinç Çokum’un romanlarında tarihi malzemeye çok önem verdiğini ifade etti.
Nemutlu, tarihi romanlar üzerine yaptığı konuşmasında "Tarihî romanın en ayırt edici özeliklerinden biri, tarihe yön vermiş tarihî bir hadisenin veya tarih bir şahsiyetin, söz konusu hadiselerin cereyan ettiği ve tarihî şahsiyetin yaşadığı dönemlerden sonraki dönemlerde roman kurgusu içerisinde ele alınmasıdır. Burada en önemi hususlardan biri, tarihî roman yazarının ele aldı döneme şahitlik etmemesidir. Nitekim yazarın şahitlik ettiği bir hadisenin kurguya dönüştürüldüğü eserler, tarihî değil, aktüel olurlar. Bu bağlamda tarihî bir hadiseyi esas almaları itibarıyla Bizim Diyar (1978), Hilal Görününce (1984) ve Ağustos Başağı (1989) tarihî bir roman olarak adlandırılabilir. 1996’da yazdığı ve kendisinin de ifade ettiği gibi yazarlığında bir dönüm noktası olarak gördüğü Karanlığa Direnen Yıldız’da daha çok ferdi esas alır” şeklinde konuştu.
Yaşayan yazarlarımızdan Sevinç Çokum’un, genellikle eserlerinde tarihî malzemeye önem vermesiyle de dikkat çektiğini ifade eden Nemutlu, farklı eserlerinde bazen psikolojiyi, bazen karakter yapısını ön plana çıkarttığını ancak tarihi tarihî romandan tarihin bir fon olarak kullanıldığı kostüm romanlarına doğru bir süreci takip ettiğini sürecin, onun yazarlığında “birey”e, dolayısıyla “evrensellik”e doğru gidişini gösterdiğini kaydederek “2011’de yayımladığı ve hadiselerin Güneydoğu Anadolu’da geçtiği Lacivert Taşı’nda ise Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşları gibi tarihî hadiseler daha geri planda kalır, fertlerin psikolojileri daha çok ön plana çıkar. Ancak tarihî malzeme elbette büsbütün işlevsiz değildir. Devrin ve bölgenin atmosferinin şekillenmesinde söz konusu tarihî hadiseler de çok önemlidir. Göz Yaşı Çeşmesi-Kırım’da son Düğün (2017) ise yine tarihî bir kişiden hareket etmiş olmakla birlikte, Kırım Giray’ı tarihî bir şahsiyet olarak kurguya dönüştürmekten ziyade onun Maria/Dilara’ya aşkını, dolayısıyla şahsî maceralarını anlatan daha çok bir karakter romanı olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Çok sayıda edebiyat fakültesi öğrencisinin izlediği etkinlikte Sevinç Çokum üzerine yapılan değerlendirmede son dönem eserleri üzerinde de konuşan Nemutlu “ Sevinç Çokum’un son dönem eserleri dikkatle incelendiğinde farklı bir çizginin izlerini görmemek mümkün değil. “ şeklinde konuştu.
Programın sonunda, İzmir Şube başkanı A. Levent Ertekin tarafından konuşmacı Doç. Dr. Özlem Nemutlu’ya günün anısına katılım belgesi verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.