O nedenle diktatörlükler dönüşmez, yıkılır. Ama her yerleşik yapı yıkılırken altında insanlar kalır. İşte Suriye'de olan budur.Mutlak gücün diliDiktatör(lük)lerin bir de kendilerine has bir dili vardır. Bu dil tavizsiz olduğu kadar sorumluluk üstlenmeyen bir tarza sahiptir. Geçen pazar günü, Hule katliamı sonrasında Beşşar Esed Meclis'te temsilcilere ve TV-radyo aracılığıyla halka hitap etti. Mutlak iktidarın bütün dil özelliklerini sergiledi.Önce ulusça "dıştan desteklenen bir savaşa" maruz kaldıklarını söyledi. Kendi halkının onun baskıcı ve acımasız rejimine karşı ayaklandığını ve ordu birliklerinin de onları aşırı bir şiddetle bastırdığı gerçeğini sakladı.Ülkede yapılan kırımı "dış mihrakların" üzerine yıktı: "Hule kentinde 108 kişinin öldüğü katliamda payımız yok" dedi. Olan biteni terörizm olarak niteledi ve "Terörizmle mücadele edeceğiz" dedi. Ah o"terörizm" yok mu? Tüm yönetimler kendi yönetim zafiyetlerini onlara gösterilen tepkiyi örtmek için kullanmışlardır. Bu her dönemde, her yerde böyle olmuştur.Beşşar Esed, "muhaliflerle diyaloğa girmeyeceklerini" de söyledi. Bu iki anlama geliyor. Önce muhalefetin taleplerine yanıt verecek noktayı geçti. Bu yol açılırsa Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in durumuna düşecek. İkincisi, göstermelik reformların hiçbir işe yaramadığını belirten bir söylemle, "Meclis seçimleri dahil, yapılan siyasi reformlara karşın terör saldırılarının tırmandığı"na işaret etti. Esed,"Reformları yapıyoruz ama terör fark gözetmeden herkesi vuruyor"dedi.Bunun anlamı; bundan sonra rejimin daha fazla esnemeyeceğidir. İlginç olan, reformları gerekli birer vatandaş hakkı değil, bir taviz veya lütufmuş gibi görmesi. İşte halkın değişmesini istediği de bu kibirli ve duyarsız tavır.Bir yönetici neden işbaşında kalır? Halkının ihtiyaçlarını karşılamak ve ona adalet, barış, özgürlük ve refah getirmek için. Bunları sağlayamıyorsa gider. Başlamış olan bu süreç, önünde sonunda Esed yönetimini tarihin çöp sepetine gönderecek. Ama o şimdilik kısmen içeriden ama daha çok dışarıdan sağladığı destekle iktidarını şimdilik sürdüreceğini anladı. Zamana oynuyor.Bizim ilgimizi çeken onun kullandığı ama bizim yakından bildiğimiz gücün dili. Dünyanın neresinde olursa olsun bu dili duymak mümkün. Bu haksız, aldatıcı ve insan duyarlılığından uzak bir dil. Onu artık ne yakınımızda ne de uzakta duymak istiyoruz. Zalimin bu dili kullandığı her gün arkada birçok mağdur ve maktul kalıyor.
07.06.2012 Bugün































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.