• İstanbul 15 °C
  • Ankara 26 °C

“Dünya, Kirletilmez Bir İnatla Dönüyor”

“Dünya, Kirletilmez Bir İnatla Dönüyor”
“Dünya düzeni” dediğimiz tarihsel gerçeklik somut bir şekilde ifade edilemez.

 Düzen; ekonominin, politikanın, kültürün, bilimin veya başka bir etkenin işlemcisi, zaman zaman değişebilen ancak son takdirde topluma hükmedebilme amacı taşıyan bir etkiyi temsil eder. Bu etkiyi genellikle dolaylı yollardan bulduğumuz işaretlerle anlaşılır kılarız. Çünkü dünyanın dönüş hızı doğrudan bir gözlem yapmamıza izin vermez. Ancak hayatımızı etkileyen acı gerçeklerin arkasında, ne soyut ne de somut diyebileceğimiz üstelik her türlü kanının aksi de ispatlanabilecek türden şeylerin varlığı söz konusudur. Belirsizliğin olduğu yerde, meydan komplo teorilerine kalsa da kabullenmek zorunda kaldığımız bir gerçek var ki, o da, ortada tanımlanamayan bir gücün dünyayı inatla döndürüyor olmasıdır. Biz, bu gücün sınırları içinde yaşıyor ve ancak fark etmemizi istedikleri kadar olan biteni anlayabiliyoruz. Ne yazık ki anladığımız o şey de asla olan şey değildir.

Gördüklerimiz, aslında perde arkasında var olan yapay bir gücün belirlediği sınırlamalardan ibaret. Eric Hoffer‘a göre, bir düşüncenin etkili olabilmesi için gereken şeylerden birisi de anlaşılmaz olmasıdır. Bir düşünce anlaşılmaz olduğunda geriye kalan tek şey bu düşünceye inanacakların varlığıdır. Eğer dünya düzeninin başında veya sonunda yer aldığını düşündüğümüz güçler varsa, bu güçlerin görünüşte daha büyük ve anlaşılmaz olmasının nedeni biraz da budur. Çünkü yine Hoffer’a göre, anlamadığımız şeylere daha fazla inanma eğilimi duyarız. Kitlelerin inanç kozası bu temelde şekillenir.

***

Dünyanın bir düzeni olduğundan bahsetmek oldukça klişe bir hale geldi. Bu düşünceye maruz kalmak, üzerinde düşünmek ve çözüm üretmek için belli bir ihtisas ya da tecrübeye gerek kalmadı. Sosyal medya, bu düşüncenin bütün ciddiyetini hafifleten, ileri düzey mizahına sahne oluyor. Böyle bir ortamda dünya sistemi artık kafa yorulması gereken bir konu olmaktan çıktı. Bu durumdan rahatsız olanların “Bir şeyler yapmalı ama ne?” sorusuna aldığı cevap ise sisteme karşı savaşma düşüncesi.

Savaşmanın her hamle ile sistemi daha da güçlü hale getirdiğini bilmeden öne sürülen bu teklif, farkında olmadan kişiyi sistemin tuzağına çekiyor. Sistemle mücadele araçları kısa süre içinde dönüşerek tersinden işlev görmeye başlıyor. Özellikle Müslümanların ortaya koyduğu çözümlere baktığımızda ortaya çıkan sonuçlar budur. Bu konuda Dilek Yankaya’nın İslamî Burjuvazi isimli eserine bakılabilir.

İsmet Özel’in yaklaşımları arasında -görebildiğim kadarıyla- iki noktaya özellikle dikkat çektiğini fark ettim. O, sisteme karşı hiçbir şey yapmamanın bizatihi sistemi çökertecek şey olduğunu iddia ediyor. Kayıtsızlık şeklinde görülebilecek bu düşüncenin aslında eylemsizliğin de güçlü bir eylem olduğunu gösteriyor. İlle de bir şeyler yapmakta ısrar edenler için de bir teklifi var. O da çile…

Devamı: https://www.edebifikir.com/fikir/dunya-kirletilmez-bir-inatla-donuyor.html

Bu haber toplam 199 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim