• İstanbul 20 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 17 °C
  • Sakarya 23 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 22 °C
  • Bolu 19 °C
  • Bursa 22 °C

Ebubekir Sifil'den: Modernleşmek böyle birşey

Ebubekir Sifil'den: Modernleşmek böyle birşey
İstatistikler, demokrasiyi özümsemiş Batılı ülkelerde halkın seçimlere katılımının izafi olarak düşük seviyelerde seyrettiğini gösteriyor.

Fransa'da da 1980'de seçimlere katılım oranı yüzde 71 iken, bu oran 2002'de yüzde 60'a düştü."1 Son seçimlerde Almanya'da seçimlere katılım oranının % 70 civarında gerçekleşmiş. Hatta bazı eyaletlerde bu rakam 50'lere kadar düşmüş.2

Genelleme yapmak için bu verilerin yeterli olmadığı, kesinlikle daha fazlasına ihtiyaç bulunduğu açık. Ama Türkiye ile kıyaslandığında bu rakamların düşük olduğu, hatta Türkiye'de imkânların oralardaki kadar gelişmiş olması durumunda katılım oranlarının daha da artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ülkemizde 2007 seçimlerine katılım oranı % 84.24 iken, 2010 seçimlerinde bu rakam % 83.16 olarak gerçekleşmiş. Elbette burada ülkemizin cumhuriyet tarihinin başından beri yaşadığı, son çeyrek asırda tırmanışa geçen, 90'lı yılların ortalarından itibaren ise tabir yerindeyse zirve yapan sosyal, ideolojik, etnik... karakterli çalkantıların büyük rolü var. Bütün bunlar, halk kesimlerine yayılmış gerilim ve kamplaşmanın siyasi tercihler üzerinden -bir anlamda- "hesaplaşma" duygusu içinde ortaya konulması olarak tezahür ediyor.

Burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, "İslamî" diye ifade edilen kesimin politik reflekslerinin geliştiği ölçüde başka alanlarda yaşadığı gerileme ve çözülme.

Söz gelimi Müslüman kimliğini önemsediği varsayılan kitlelerin, İslam'ın ilim, kültür, medeniyet alanlarında tarih içinde gerçekleştirdiği büyük hamlelerle ilgili düşüncesinin ne olduğu sorusuna vereceği cevap merak konusudur. Ekonomik seviyesi ve demokrasi hassasiyeti gün geçtikçe yükselen insanların, bu ülkenin kültür hayatının hangi istikamette seyrettiğiyle ilgili bir öngörüsü var mıdır mesela? Birbiri ardına açılan özel üniversitelerde genç nesillere genel olarak Sosyal Bilimler alanında ve özel olarak Dinler ve Medeniyetler Tarihi alanında, Bilim Tarihi, Kültür Tarihi, Sanat Tarihi... alanlarında ne öğretiliyor, ne tür metinler okutuluyor?

Hayata bakışımız, hayatı ve şehirleri inşa ediş biçimimiz; giyim-kuşamdan davranış tarzlarına, üretim-tüketim modellerine kadar hayatımızı kuşatan ve anlamlandıran alanlara ilişkin olarak ortaya "Müslümanca" bir bakış açısı, tarz ve model koyma endişemiz var mı? Batılı ülkelerde seçimlere katılım oranının düşük ve gittikçe düşüyor olması onlarda kesinlikle "demokrasiden umut kesme" tavrından kaynaklanan bir görece olumsuzluğu değil, kendi bireysel ve toplumsal hayatını inşa ve garanti etmiş olmanın verdiği özgüvenin "politikadan istiğna" olarak görünmesini ifade eder. Bizde ise hayatını politikanın etkisine sonuna kadar açmış, kendisini politik tercihleri üzerinden ifade eden ve bu nokta üzerinden güvence arayan birey söz konusu.

Ve can alıcı soru: Hayatın inşası, ülkenin imarı, şehirleşme, hayata ve insana bakış... gibi temel konularda iktidar partisiyle muhalefet partileri arasında -ideolojik ayrışmaları bir kenara bırakacak olursak- esaslı bir farklılıktan söz edebilir miyiz?

Modernleşmek böyle bir şey...

1http://www.bbc.co.uk/turkish/specials/1411_eu_parliament/page7.shtml

2 http://www.hamburghaber.de/haber-Almanyada-secimlere-katilim-orani-1831/

10.09.2011 Milli Gazete
Bu haber toplam 698 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim