Ömrümüzün son demi, son bahârıdır artıkMâzîye bir bakıver, neler neler bıraktık.
Muallimliğe başladığım günler dün gibi… Bitmez tükenmez sandığım yıllar rüzgâr gibi geçiverdi ve bir anda kendimi evimde buluverdim. Büyük bir şaşkınlık ve telâş… Her gün sabah erkenden evden çıkmaya, mektepte derslere girmeye, talebelerle hemhâl olmaya, arkadaşlarla muhabbete alışmış bir insan birdenbire bunların hepsinden ayrılmış ve büyük bir okyanus ortasındaki bir adacıkta hayâtın dışına atılmış, itilmiş bir vaziyette buluveriyor kendini. Mes’ût âilem, çok ve samîmî dostlarım bu duyguyu yaşamama mâni olmuyor. Onlar önce de vardı ama işim ve meşgûliyetimle birlikte…
Meslek hayâtımda emekliliğe uğurladığımız birçok arkadaş oldu. Bir hüzün yaşadıkları ortada idi ama bu kadar sarsıcı olabileceğini tahmîn edememişim. Onları anladığımı zannederdim; anlamamışım, hepsinden helâllik diliyorum. Ağaçtan düşenin hâlini anlamak için ağaçtan düşmenin şart olduğunu bir daha idrâk ediyorum.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/emeklilik-omrumuzun-son-demi-36769.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.