Emine Işınsu (Öksüz) dünyâ defterini kapadı ve ötelere yürüdü. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Ardından başta eşi İskender Öksüz olmak üzere birçok dostu güzel yazılar yazdılar. Hepsini dikkatle okumaya gayret ettim.
Onu dünyâ gözüyle görmemek, sohbetini dinlememek, Töre dergisi toplantılarında bulunmamak… onu ablamız saymaya mâni değildir. Çünkü o kavruk bir neslin damarına tâze kan yürütmüş ablasıdır. 1970’lerin kavga vasatında roman en tesîrli mücâdele vâsıtalarından biriydi ve bizim kütüphânemiz bu bakımdan fakîr sayılırdı. Birkaç güzel târihî romanımız olsa da doğrudan gençlik hareketlerini işleyen romanımız hemen hemen yoktu. Emine Abla işte o yokluk zamânında dilinin ve üslûbunun güzelliğine teknik sağlamlığını da katarak solcular karşısında yüzümüzü ağartan, belimizi doğrultan, göğsümüzü kabartan romanlara imzâ attı. Sancı, bu serinin zirvesiydi diyebiliriz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Solcuların, sırtını dünyânın her yerindeki sosyalist yazarlara dayamış edebiyat ve sanat gücü karşısında kendisini sol ideolojiden koruyabilmiş ve millî cephede saf tutmuş insanların birçoğu bunu Sancı romanı sâyesinde başarabilmiştir.
Devamı: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-talib-celen/emine-isinsu-ve-sancisi-35880.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.