• İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 22 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 17 °C
  • Bursa 21 °C

Eser Karakaş'tan: Cari açık tartışmaları

Eser Karakaş'tan: Cari açık tartışmaları
Basınımızda cari açık tartışmalarından geçilmiyor. Bir zamanların popüler deyimiyle ağzı olan konuşuyor.

Yaklaşık bir on sene önce hatta daha da yakınlarda cari açığın milli gelire oranı yüzde beşi aşar ise bu oran kriz üretir diye çok dehşetengiz teoriler (!) mevcut idi; bu yüzde beş barajı nereden çıkmış, neden kriz eşiği idi, bunu dillendiren ise yoktu.

Bugün ise bazı iktisatçılar (?) yüzde on eşiğinin kriz eşiği olduğunu söylüyorlar; bu kez de bu yüzde on teorisinin (!) kökenini açıklayana rastlamıyorum.

Cari açık bir ülkenin dış alem ile ilişkilerinde sermaye hareketleri ve merkez bankası (MB) rezervleri dışındaki fark.

Bu fark milli gelirin yüzde sekizini bulmuş ise, bizde bugün olduğu gibi dünyadaki en yüksek cari açık oranı ise bu durum bir şeylerin göstergesi, buna kuşku yok ama üç şeyi de iyi açıklamak şart.

Bunlardan birincisi cari açığın nereden kaynaklandığı, ikincisi cari açık tehdidinin (!) nasıl realize olacağı, üçüncüsü ise bu olumsuz (?) sinyale karşı ne tür tedbirler üretileceği.

Birincisinden başlayalım; cari açığın kökeninde aşırı değerli TL’nin olduğunu söylemek bir iktisatçı için anlamsız zira bunu iddia edenler sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide, mesela Türkiye’de, TL’nin nasıl aşırı (?) değerli olabileceğini de açıklamak zorundalar. Yaklaşık sonsuz sayıda iktisadi ajan ellerinde TL, avro ve dolar tutuyorlar ve bu birimler arasında, aşırı değerli TL iddiasına rağmen, masif bir kayma olmuyor ise, iddiaların saçma olduğunu söylemek mümkün.

Cari açığın nedeni olarak büyüme gösterilebilir, bu açıklama aşırı değerli TL açıklamasına (!) oranla çok daha anlamlıdır; ya da çok daha yapısal bir alana kayarsınız ve ülkenin dış dünyaca satın alınabilir mal üretme kapasitesinin, bilgi ekonomisi ile uyumlu üretiminin, ithalata oranla düşüklüğüne gönderme yapabilirsiniz.

İkinci ve hiç konuşulmayan konu, cari açık tehdidinin nasıl realize olacağıdır; cari açık yüzde bilmem kaç oranını aşar, yerli, yabancı, bıyıklı yabancı yatırımcılar TL’nin büyük oranda değer yitirme endişesiyle fonlarını çekerler ama bu fon çekme aşamasının bir noktasında fon çekme işi durur zira kur dengesi kendini ayarlar, düzeltir ama bu arada da TL değer yitirdiğinden dolar cinsinden milli gelir düşer. Bu kendiliğinden ayarlama olmaksızın da bugün önerildiği gibi MB araçlarıyla, tüketimi ve yani yatırımı kısarak ekonomi soğutulur ama bu soğutma işleminin sonucu da milli gelir düşüşüdür. Burada bir iktisatçının odaklanması gereken nokta her iki milli gelir azalma sürecinde kur, faiz gibi başka değişkenlerin bu milli gelir azalmasına nasıl cevap verecekleridir. Cari açık karşısında kendiliğinden ya da planlı ayarlama süreçlerinde döviz kurunun geleceği düzey çok önemlidir, kendiliğinden ayarlama süreci sonrası daha değerli yabancı para, planlı ayarlama süreci sonrasında ise, yatırım talebi yani ithalat ve enerji talebi düşeceğinden daha değerli TL ile süreç kısa vadede noktalanır; kriz sonrası hangisini istiyorsanız o seçeneği yaşamakta fayda vardır.

Üçüncü ve üretilecek tedbir konusu ise kanımca en önemlisi ve en imkansızı zira gümrük birliği mevzuatı sizin ellerinizi bağlıyor ve iyi ki de bağlıyor; aklı başında olduğunu düşündüğüm bazı yazarların bile ithal ikameci modellere dönme ihtimalinden bahsetmesi doğrusu çok ürkütücü. İhracata dayalı bir büyüme modeli ise, başka bir yazıda tartışırız, siyasi denge ve beklentilerde dönüşüm gerektirmektedir, bu dönüşüme ise hazır olduğumuz kanısında değilim.

İktisat aslında çok basit, ama kafanız biraz karışık ise de çok zor bir alan.

Türkiye’yi bekleyen temel tehlike cari açığın kendisinden çok dış piyasalarda yaşanacak bir kriz.

Yüksek büyüme, yüksek cari açık, yüksek yabancı sermaye Türkiye için “en iyi” çözümdür, diğer tüm arayışlar “ikinci en iyi” içindir.

22.07.2011 Star

Bu haber toplam 767 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim